Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2689 E. 2024/3331 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında erkeğin zina iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kusurun kimde olduğu, kadın lehine maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2781 E., 2024/94 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/347 Esas.,2023/453 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, davalı erkeğin yaşını gizlediğini, çalışmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkol ve uyuşturucu kullandığını, davacı kadına ve çocuğuna hakaret, küfür ettiğini, şiddet uyguladığını, kredi kartlarını elinden aldığını, şu an başka bir kadınla ilişki sürdürdüğünü belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili erkeğin birleşen davasındaki karşı dava dilekçesinde özetle, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla yaşadığını, çocuk sahibi olduğunu belirterek tarafların zina nedeni ile boşanmalarına, faizi ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın ve 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı karşı davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının çocuğu olduğunu sakladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, kıskançlık yaptığını, annesi ile tartıştığını, küfürler edip evi terk ettiğini, şiddet uyguladığını, müvekkili hakkında asılsız şikayetlerde bulunduğunu, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kıskandırmak için başka erkeklerle samimi olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizi ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle davacı karşı davalı kadının evlilik devam ederken başka bir erkekle tatile gittiğini, sevgilisi ile birlikte yaşadığını belirterek tarafların zina nedeni ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.01.2020 tarihli ve 2018/1067 Esas, 2020/73 Karar sayılı kararıyla; davalı karşı davacı erkeğin evli olduğu halde bir kadın ile görüştüğü, bu konuda duyumlarının olduğu ve Facebook Sosyal Paylaşım Sitesinde samimi sevgili havası veren resim ve görüntülerinin olduğu, bir kafede karşılaştıklarında izinleri olmadan fotoğrafları çekilmesi nedeniyle aralarında problem olduğu, davalı karşı davacı erkeğin uyuşturucu kullandığı, küfür ve olumsuz davranışlarıyla misafirlerinin yanında karısını aşağılayıp hakaret ettiği, eşine karşı "mal" kelimesini kullandığı, zaman zaman "kadın değilsin" şeklinde aşağıladığı, fiziki şiddet ile boğazını tutuğu, şiddetten dolayı Almanya'da polis tarafından uzaklaştırma kararı verildiği, böylelikle davalı karşı davacı erkeğin eşine karşı hakaret, aşağılama ve şiddet kullanma ve uyuşturucu kullanarak evlilik yükümlerini gereği gibi yapmama kusurlarının bulunduğu, davalı karşı davacı tanıklarının anlatımına göre davacı karşı davalı kadının "aptalsın, aptal mısın ne yapıyorsun?" gibi sözlerinin olduğu, dengesiz davranışlarının olduğu ve sosyal olarak problemli bir kişi olduğu yönünde tanık anlatımları bulunduğundan davacı karşı davalı kadının da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasın kusurlu olduğu ancak daha ağır kusurlu olan tarafın davalı karşı davacı erkeğin olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, dava tarihinden itibaren 500,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2021 tarihli ve 2020/1208 Esas, 2021/2301 Karar sayılı kararıyla; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat miktarları, nafaka miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.02.2022 tarihli 2021/10643 Esas 2022/1143 Karar sayılı ilamı ile; boşanma hükmü istinaf edilmediğinden kesinleşmesine karşın, taraflar arasında boşanma sebebi sayılabilecek kusurlara ilişkin uyuşmazlığın henüz kesinleşmediği, Antalya 4. Aile Mahkemesinde davacı karşı davalı kadın tarafından açılan eldeki boşanma davasının yargılaması sonucunda verilmiş olan hüküm temyiz incelemesinde iken, davalı karşı davacı erkek Antalya 9. Aile Mahkemesinde 2021/862 Esas sayılı dosya ile kadının sadakatsiz olduğunu belirterek boşanma davası açmış olduğunu, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini beyan ettiği, ve davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre; eldeki dava ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, delillerin birlikte değerlendirilip her iki dosyada kesin hükme bağlanmayan tüm istemler hakkında ortak hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı karşı davalı kadının dinlenen tanıkları yeminli anlatımlarıyla davalı karşı davacı erkeğin evli olduğu halde bir kadın ile görüştüğü bu konuda duyumlarının olduğu, Facebook Sosyal Paylaşım Sitesinde samimi sevgili havası veren resim ve görüntülerinin olduğu, bir kafede karşılaştıklarında izinleri olmadan fotoğrafları çekilmesi nedeniyle aralarında problem olduğu, davalı karşı davacı erkeğin uyuşturucu kullandığı, küfür ve olumsuz davranışlarıyla misafirlerinin yanında karısını aşağılayıp hakaret ettiği, eşine karşı "mal" kelimesini kullandığı, zaman zaman "kadın değilsin" şeklinde aşağıladığı, fiziki şiddet ile boğazını tutuğu, şiddetten dolayı Almanya'da polis tarafından uzaklaştırma kararı verildiği, böylelikle davalı karşı davacı erkeğin eşine karşı hakaret, aşağılama ve şiddet kullanma ve uyuşturucu kullanarak evlilik yükümlerini gereği gibi yapmama kusurlarının bulunduğu, davalı karşı davacı tanıklarının anlatımına göre davacı karşı davalı kadının "aptalsın, aptal mısın ne yapıyorsun?" gibi sözlerinin olduğu, dengesiz davranışlarının olduğu ve sosyal olarak problemli bir kişi olduğu yönünde tanık anlatımları bulunduğundan davacı karşı davalı kadının da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasın kusurlu olduğu ancak daha ağır kusurlu olan tarafın davalı karşı davacı erkek olduğu, birleşen tarafların karşılıklı zina iddialarının değerlendirilmesinde ise, her ne kadar davalı karşı davacı erkek tarafından davacı karşı davalı kadının evlilik birliği devam ederken başka bir erkekle ilişkisinin bulunduğu ve bu erkekle otele tatile gittiği iddia edilmiş ve birtakım fotoğraflar sunularak zina iddiasında bulunulmuş ise de, emniyete yazılan müzekkere cevabında kadının başka bir erkekle otelde kaldığına ilişkin bir hususun tespit edilemediği, sunulan fotoğrafların incelenmesinde davacı karşı davalı kadının belirtilen erkek şahısla ilişkisi olup olmadığı ve aynı otelde aynı odada kaldığının tespitinin mümkün olmadığı, dinlenilen tanık anlatımlarının görgüye dayalı olmadığı, bu haliyle davacı karşı davalı kadının zina yaptığının ispatlanamadığı, davacı karşı davalı kadının erkeğin zinasına ilişkin davası doğrultusunda yapılan değerlendirmede ise, davacı karşı davalı kadın tarafından davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla imam nikahlı evlilik yaptığı, kız isteme, nişan gibi merasimlerin yapıldığı, bu kadınla beraber yaşadığı ve bu kadından çocuk sahibi olduğunun iddia edildiği, davalı karşı davacı erkeğin annesinin ve kardeşinin tanık olarak anlatımlarında bu hususun açıkça doğrulandığı, yine bu hususa ilişkin dosyaya birtakım fotoğraflar sunulmuş olmakla fotoğraflarla da desteklendiği, davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliği içerisinde imam nikahlı olarak başkasıyla evlendiği, beraber yaşadığı ve çocuk sahibi olduğu sabit olmakla zina eylemi gerçekleştiğinden davacı karşı davalı kadının zinaya yönelik davasının ispatlandığı, tarafların boşanma durumları kesinleştiğinden sadece kusur tespiti yapıldığı, davalı karşı davacı erkeğin önceki yargılamada belirtilen kusur durumuna göre ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı birleşen karşı davalı kadının ve davalı karşı davacı birleşen davacı erkeğin karşılıklı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin boşanma davalarının boşanma yönünden kabulüne ilişkin hüküm istinaf edilmemekle kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm kesinleşmiş olmakla ayrıca zina nedeniyle boşanma davalarındaki boşanma taleplerine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı kadının bir mesleği ve düzenli bir gelirinin olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile ilk dava tarihinden itibaren davacı karşı davalı kadın için hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL’ye arttırılmasına, tedbir nafakasının davalı karşı davacı birleşen davacıdan alınarak davacı karşı davalı birleşen karşı davalıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, davacı karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin asıl ve birleşen davalarda maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

C.İstinaf ve Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı erkek vekili; zina sebebi ile açılan davasının kabul edilmesi gerektiği, kusur belirlemesi, nafakalar, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönünden, davacı karşı davalı kadın vekili; tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Antalya 4. Aile Mahkemesinin 2018/1067 Esas 2020/73 Karar sayılı ilamı ile verilen boşanma hükümlerinin 24.03.2020 tarihinde kesinleştiği, erkeğin zina iddialarının ispatlanamadığı gibi bu iddiaların boşanmanın kesinleştiği tarihten sonraki döneme ilişkin olduğu, kadının zinaya dayalı davasında toplanan tüm deliller ve özellikle tanık beyanları ile erkeğin boşanma kararının kesinleştiği tarihten önce gerçekleşen zinasının ispatlandığının sabit olduğu, asıl ve karşı dava yönünden mahkemece yapılan kusur tespitinin de isabetli bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumuna göre yasal koşulları oluşmadığından davalı-davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de yerinde olduğu, ancak düzenli ve sürekli geliri bulunan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gibi kadının faiz isteği yönünden değerlendirme yapılmamış olmasının da hatalı olduğu gerekçeleri ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasına ve tazminatlara dair İlk Derece Mahkemesi kararı ile yapılan düzenlemenin kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili; zina sebebi ile açılan davasının kabul edilmesi gerektiği, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, davalı karşı davacı erkeğin zina iddiasının kanıtlanıp kanıtlanmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.