"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1405 E., 2023/2164 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/519 E., 2020/97 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evlendiklerini ve davetiye bastırmak suretiyle aile ve akrabalarının da katıldığı düğünü yaptıklarını, yapılan düğünde müvekkiline gerek kendi ailesi tarafından gerekse akraba ve yakın çevreleri tarafından 22 ayar 27 gr 10 adet bilezik, 22 ayar 40 gr set, 14 ayar 25gr set, 25 gr 22 ayar kelepçe, 40 adet küçük altın takıldığını, müvekkilinin davalının sorumsuz ve ilgisiz davranışları sonucu ağır kusur ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile Uşak 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/456 Esas sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının halen devam ettiğini, müvekkiline ait ziynetlerin davalının düğünden sonra aldığını, babasının kasasına koyduğunu, bu andan itibaren müvekkilinin ziynetlerinin davalının tasarrufuna geçtiğini, davalının müvekkiline ait altınları ödemekten ziyade daha sonra edinilen malları daha babasının üzerine kaydettiğini belirterek düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarının müvekkiline ait olması noktasından hareketle dava konusu olan takı ve ziynetlerin müvekkiline iadesine, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren toplam değerinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili 05/11/2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde; davada alınan bilirkişi raporunda belirlenen 97.867,75 TL takı bedeli yönünden davalarının kabulüne karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacıya ait takılar bir hırsızlık olayı nedeniyle güvence için bankaya emanet kasaya koyma gereği doğduğunu ve davalı müvekkilinin annesinin kasasına bırakıldığını, bir süre sonra davacının isteği üzerine kendisine teslim edildiğini ve büyük bir olasılıkla paraya dönüştürülerek yeni kendisi tarafından İçmeler Denizbank şubesindeki hesabına yatırıldığını, müvekkilinin babasının ekonomik durumunun iyi olduğunu, İstanbul ve Uşak'da çok sayıda taşınmaza sahip olduğunu belirterek açılan davanın reddini istediklerini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...davacı tanıkları dava konusu altınların kayın validesinin kasasında muhafaza edildiğini, İstanbul'dan ayrıldıktan sonra Uşak'a ailesinin yanına döndüğü, altınların kendisine verilmediği, Uşak'a döndüğünde çocuğu ve kıyafetleriyle döndüğü, hiç bir eşyasını alamadan Uşak'a döndüğü yönünde beyanda bulundukları, talimat yoluyla dinlenen davalı tanıkları davalı ve davalının kardeşine ait olan altınların davalının babasına ait evdeki kasaya konulduğu, daha sonra davalı ve kardeşine ait altınları iade edildiği, davacının altınlarını eksiksiz olarak bez bir torba içerisinde aldığı, davacının daha sonra hesap açarak bankaya yatıracağı yönünde beyanda bulunmuşlar ise de Denizbank ... Şubesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı ekinde görülen davacıya ait hesap hareketleri incelendiğinde davalıya ait hesabın 20.04.2010 tarihinde açıldığı hesap açılırken 1.500 TL para yatırıldığı, daha sonraki dönemlerde hesap hareketlerinde de yüklü miktarda para hareketinin olmadığı, davalı tanıklarının davacının altınları aldığı yönde beyanda bulunmuşlarsa da beyanlarında zaman belirtilmediği, taraflar arasındaki mahkememizin 2017/456 Esas sayılı dosyasındaki tanık beyanları ve davacının ortak konuttan ayrılma şeklide dikkate alındığında davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediği, Yargıtay'ın bu konudaki müstekar içtihatlarına göre evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayıldığı, ziynetlerin kadın tarafından bir daha geri almamak üzere bağışlandığı kanıtlanamadığı sürece iadesi gerektiği, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından düğünden sonra alındığı ve babasına ait evdeki kasaya konulduğu, daha sonra davacıya geri iade edilmediği, bu ziynet eşyalarının davacıya hediye edilmiş eşyalar olduğu, ziynet eşyalarının aynen, yada olmadığı takdirde karşılığının hibe edilmediği sürece kadına iade edilmesi gerektiği, dinlenen tanık beyanıyla da dava konusu ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya bağışlanmadığının sabit olduğu, bu hususun davalı tarafça iddia ve ispat edilemediği, dava konu edilen ziynet eşyalarının değerlerinin mahkememizce bilirkişi marifetiyle tespit ettirildiği..." gerekçesiyle davacının davalı aleyhine açmış olduğu sübut bulan davanın kabulü ile 97.867,75 TL değerindeki ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 5.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden, ıslah edilen 92.867,75 TL'lik kısmına ise ıslah tarihi olan 05.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının evden kaçarak ayrılmadığını, bir hazırlık yaparak İstanbul'dan ayrıldığını, davalı tanıklarının beyanlarının samimi ve açık olduğunu, kadının iddialarının ispatlanamadığını gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;"... somut olayda iddia ve savunmalar dikkate alındığında davacı kadının sahip olduğunu iddia ettiği ziynet eşyalarının miktar ve cinsi ile evden ayrılırken altınlarını yanında götüremediğini ispatlaması gerekmektedir. Erkek de düğünden sonra kendi ailesinin kasasında duran altınların kadına teslim edildiğini ispatlaması gerekmektedir.
Kadın ve erkeğin kabul ettiği üzere düğünde takılan takıların erkeğin ailesinin kasasında saklandığı sabittir. Davalı tanıkları .... ve ...'ın görgüye dayalı beyanlarından anlaşıldığı üzere kasada duran altınların davalının kardeşinin evinde bizzat davacı kadına teslim edildiği de ispatlanmıştır. Böylece erkek altınların kadına teslim edildiğine ilişkin savunmasını ispatlamıştır. Bu noktadan sonra kadının kendisine teslim edilen altınların evden ayrılırken yanında götüremediğini ispatlaması gerekmektedir. Boşanma dosyasının kapsamından anlaşıldığı üzere evden ayrılan erkek olup kadın erkek evden ayrıldıktan sonra 2 ay daha ortak hanede yaşamaya devam etmiş sonra evden ayrılmıştır. Şiddet tehditi altında evden ayrılması, altınların elinden zorla alınmasını gösteren durumların varlığı kadın tarafından ispatlanamamıştır. Davacı tanıklarının beyanları davacı kadından duyuma dayalı beyanlardır... kadının evden ayrılırken altınları da yanında götürdüğünün kabulü gerekeceğinden somut olaya uymayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu" gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunu kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemsi kararını usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ziynetlerin erkek tarafında kaldığınının kadın tarafından ispatlanıp ispatlanmadığı gibi davalı erkek tarafından ziynetlerin kadına teslim ediliğinin de ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.