Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2724 E. 2024/3319 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararına uyularak verilen yoksulluk nafakasının reddine ilişkin hükmün temyiz edilmesi üzerine, bozma kararının gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve kesinleşen hususlara ilişkin temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/20 E., 2024/147 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuklardan ... için aylık 800,00 TL, ... için aylık 700,00 TL tedbir devamında iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ayrıca 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilerek her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 şer TL tedbir devamında iştirak nafakası ile müvekkili için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ayrıca 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.10.2020 tarihli ve 2018/811 Esas, 2020/483 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliği içerisinde davalı- karşı davacının, davacı- karşı davalı eşine şiddet uygulayarak, hakaret ve küfür ettiği, ayrıca bağımsız bir ev tahsis etmediği, her ne kadar, tarafların ortak evlerinin olduğu beyan edilmiş ise de, erkeğin ailesinin yılın büyük bir bölümünü, taraflar ile birlikte geçirdikleri, bu haliyle maddî ve manevî olarak bağımsız konutun tahsis edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, davacı -karşı davalının da başka bir şahıs ile geçici bir dönemde olsa, bir süre devam eden sıkça görüşmelerinin olduğu, dosya kapsamı itibarıyla davalı- karşı davacı erkeğin kusurunun daha ağır olduğu gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı- karşı davalı kadının işten çıkış tarihi olan 02.04.2019 tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, davacı- karşı davalı kadının kendi isteği ile işten ayrıldığı ve koşulları oluşmadığı anlaşılmakla yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, davacı- karşı davalı kadının bu aşamada bir gelirinin olmadığı anlaşılmakla çocuklar için şimdilik nafaka talebinin reddine, davalı- karşı davacı erkeğin tedbir nafakası ile koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2021/835 Esas, 2022/1586 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece tespit edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; erkeğin tespit edilen kusurlarının yanında düzenli bir işte çalışmadığı, girdiği işlerde sebatsız davrandığı, evin giderleri ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği kusurlarının da olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre; davalı- karşı davalı erkeğin kadına şiddet uygulayarak, hakaret ve küfür ettiği, ayrıca bağımsız bir ev tahsis etmediği, düzenli bir işte çalışmadığı, girdiği işlerde sebatsız davrandığı, evin giderleri ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı- karşı davalı kadının ise başka bir şahıs ile geçici bir dönem de olsa, bir süre devam eden sıkça görüşmelerinin olduğu, bu haliyle kadının eşine karşı güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı karşı davalı kadının kusur tespiti ve tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kusurun gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 08.12.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, davacı- karşı davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı- karşı davalı kadının asgari ücretle çalıştığının bildirildiği, yargılama devam ederken davacı-davalı kadının işten ayrıldığı sabit olmakla birlikte, kadının işten neden ayrıldığının, şuanda çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa elde ettiği gelirin miktarının karar tarihi itibariyle tekrar araştırılıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği ve davacı-davalı erkeğin asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu hususları birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2023 tarihli, 2023/199 E., 2023/1436 K. Sayılı kararı ile kadının çalışmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 800,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 10.10.2023 tarihli kararı ile, davacı-karşı davalı kadının kendi isteği ile işinden ayrılması sebebiyle kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, hal böyle olunca, davacı- karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına, kadının tüm, erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile

bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kesinleşen hususlarda ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz yoluna başvurmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası talebinin reddini hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının reddi ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı karşı davalı kadın vekili temyize cevap dilekçesinde erkeğin kötü niyetli temyiz talebi sebebiyle disiplin cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanunun 355 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.