"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/177 E., 2023/757 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen babalık davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; çocuğunun babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine, doğum öncesi ve doğum sonrası masrafların davalıdan alınmasına, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiş, davacı vekilinin 23.05.2023 tarihli talep edilen tazminat miktarının belirlenmesi konulu dilekçe ile davacı yararına doğum gideri olarak dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminata, 50.000,00 TL manevî tazminata ve çocuk yararına aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli kararı ile; Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor ile biyolojik babalığın reddedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.06.2021 tarihli kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 08.02.2022 tarihli kararıyla küçüğe kayyım atanarak taraf teşkilinin sağlanması ve davacı tarafından DNA örneklerinin aynı zamanda alınmaması sebebiyle rapor sonucunun doğruyu yansıtmadığı iddia edildiğinden davacı anne, soybağı düzenlenecek olan çocuk ve baba olduğu iddia edilen davalının aynı anda birlikte DNA örneği vermek üzere sevk edilerek yeniden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın raporu ile davalının ...'nin babası olduğu hususunun ispatlandığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 333 üncü maddesi gereğince babalık davası ile birlikte nafaka istenmesi halinde hâkimin babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebileceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve de hakkaniyet ilkesi hep birlikte dikkate alınarak, ortak çocuk için iştirak nafakasına ve aynı Kanun'un 304 üncü maddesi gereğince hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, manevî tazminat talebinin dava dilekçesinde yer almadığı ve manevî tazminata ilişkin dilekçenin ıslah dilekçesi niteliğinde de olmadığı, ana ve babanın evli olmaması halinde velayet hakkının annede olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, babalığın tespitine, çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 6.509,20 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, velâyet talebinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iştirak nafakası ile maddî tazminat miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hükme esas alınan DNA ve doğum giderlerine ilişkin bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği, çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, doğum giderlerinin hangi tarihlere göre hesaplanması gerektiği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü ve 333 üncü maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu davalının tüm, davacının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Babalık davası açılınca hakim, 4721 sayılı Kanun'un 333 üncü maddesi gereğince yargılama devam ederken çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedebilir. İştirak nafakası ise hükmün kesinleşmesinden itibaren velayet hakkı kendisinde olmayan ebeveyn tarafından ödenen nafaka olup çocuk yararına nafakaya hükmedilirken, dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar tedbir, hükmün kesinleşmesinden itibaren ise iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, davacı vekili tarafından 25.05.2023 tarihli talep açıklama dilekçesi ile iştirak nafakası talebini artırabileceği de dikkate alınmak suretiyle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.