Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2877 E. 2024/3094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebinin reddine ve takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıyor olması, boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceğinin değerlendirilmesi ve ilk temyiz incelemesinde belirtilen hususlar gözetilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin direnme kararının onanmasına, ancak takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur oranları ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alındığında düşük olduğu gerekçesiyle bu konudaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1702 E., 2024/84 K.

KARAR : Kısmen uyma-kısmen direnme

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı kısmen uyma kısmen direnme kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, özellikle son bir kaç yıldır çocuklar ile ilgilenmediğini, evin tüm genel temizlik, yemek, çocukların bakımı ve diğer tüm ihtiyaçlarının annesi tarafından yerine getirildiğini, bu sebeplere kadının annesinin evlerinin üst katına taşındığını, annesinin ortak evin düzenine, eşler arasındaki ilişkiye müdahale ettiğini, annesinin, sürekli küfür, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının annesini uyarmadığını, çalışmasına rağmen eve hiç bir maddî katkıda bulunmadığını, maaşının tamamını annesine verdiğini, son 6 yıldır komşu, arkadaş ayırt etmeksizin herkesten kıskandığını, birileri ile ilişkisi olduğunu ileri sürdüğünü, annesinin de bu iddiayı desteklediğini, müvekkilinin çocuklar önünde tartışma olmaması için evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evi, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eş ve ailesinden habersiz yıllarca ayrı bir ev tuttuğunu, ayrı bir hayat kurduğunu, ailesine ayırması gereken zamanı spor, gezi, alkol, eğlence ve başka kadınlara ayırdığını, gece yarılarına kadar eve gelmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, 25.09.2016 tarihinde komşusu ile birlikte yeğeninin bebeğinin mevlüdüne katılmak istediğini, bunu, erkeğe söylediğinde, erkeğin çocuklara bakamayacağını söyleyerek tartışma çıkardığını, çocukların oda kapılarını yumruklayarak kırdığını, kadının da çocukları alarak evden çıktığını, erkeğin zaman zaman eve gelip gittiğini, 24.10.2016 tarihinde de eş ve çocuklara haber vermeden evi terk ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukaların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili 06.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; erkeğin kadını defalarca aldattığını, şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, çocuklara da şiddet uyguladığını, savurgan bir hayat yaşadığını, ikametgahını taşıyarak ayrı bir ev tuttuğunu, 28.10.2019 tarihinde ... Otel Spa'da .... adlı kadın ile kaldığını, bu kadın ile çekildiği yarı çıplak fotoğrafı İnstagram'da paylaştığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkollü olarak gece geç saatlerde eve geldiğini, yurt dışına defalarca yalnız başına gittiğini, aşırı harcama yaptığını belirterek tarafların zina nedeni ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli, 2018/148 E., 2021/515 K. sayılı kararı ile erkeğin sadakatsiz davranış içinde olduğu kadına şiddet uyguladığı ve evin ihtiyaçları ve çocukları ile ilgilenmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı-karşı davalı erkek davasını ispatlayamadığından davasının reddine, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin ispatlanamadığından reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.10.2022 tarihli, 2021/942 E., 2022/1597 K. sayılı kararı ile erkeğin hakaret kusurunun da sabit olduğunu, ıslah ile dava tarihinden sonra gerçekleşen yeni vakıaların ileri sürülemeyeceği, bu nedenle dava tarihinden sonra erkeğin başka kadınla otelde kaldığına ilişkin iddiaların dikkate alınamayacağı, bu anlamda zina yönünden davanın reddinin doğru olduğu, ancak erkeğin bu vakıa dışında da başkaca kadınlarla görüştüğü ve kadının dava dilekçesinde erkeğin sadakatsizliğine de dayandığı dolayısıyla sadakatsizlik vakıasının ispatlandığı, kadının sürekli ve düzenli geliri bulunduğunu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur durumuna göre kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesiyle erkeğin yoksulluk nafakasına, kadının kusur tespiti ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadin lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 04.10.2023 tarihli, 2023/810 E., 2023/4501 K. sayılı kararıyla; kadın yararın takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, davalı-davacı kadının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, davacı-davalı erkeğin ise ticaretle uğraştığı, üzerine kayıtlı gayrimenkulü ve aracının olduğu dolayısıyla davacı-davalı erkeğin gelirinin davalı-davacı kadından daha yüksek olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, bu sebeple kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Kısmen Uyma Kısmen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maddî ve manevî tazminat yönünden bozma ilamına uyulmasına, kadın yararına 200.000.00 TL maddî, 180.000.00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakası yönünden bozma ilamına direnilerek davalı-karşı davacı kadının SGK hizmet kaydına göre en son 01.11.2020 tarihinde girdiği işte, aralıksız çalışmasının devam ettiği, 2022 yılı Eylül ayı (Dairenin ilk kararının verildiği tarih itibari ile) maaşının 15.200,00 TL olduğu, 2022 yılı Eylül ayı itibari ile asgari ücretin brüt 5.004,00 TL, net 4.253,40 TL olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise asgari ücret seviyesinde geliri olduğu, üzerine kayıtlı evinin icrada satıldığı, aracının ise 1996 model Renault marka eski bir araç olduğu, buna göre sürekli ve düzenli olarak asgari ücretin yaklaşık dört katı fazla gelir elde ettiği bir işte çalışan kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve tazminatların fahiş olması yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararında kadına ait aylık gelir durumlarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin tacir olduğunu belirterek nafakalar ve tazminat miktarlarının düşük olması yönünden kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen direnme, kısmen uyma kararının doğru olup olmadığı, uyulmasına karar verilen yönlerden bozmaya uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yoksulluk nafakası yönünden verilen direnme kararının yeniden yapılan incelemesinde; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş, direnme kararının onanması gerekmiştir.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesinin tazminatlar yönünden bozma ilamına uyarak verdiği kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Kadının tazminatların miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazmiant miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.