"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1291 E., 2023/1493 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaisalı Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/107 E., 2021/38 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince verilen velâyete ilişkin hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesince belirlenen velâyet yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadının tüm, davalı erkeğin velâyet dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının evlendikten beri kendisine çok kötü davrandığını küfür ve şiddet uyguladığını, davalının davacıyı ölüm ile tehdit ettiğini ve davalının ortak çocuklarını davacıdan almakla tehdit ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tedbir ve karar kesinleştikten sonra iştirak olmak üzere 1.000,00 nafakaya, 20.000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi olarak tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı 22.04.2019 tarihinde taraflar arasında meydana gelen olay dışında diğer iddialarıyla ilgili somut bir vakıadan bahsetmediğini, davacının ev ihtiyaçlarını karşılamada davalıya yardımcı olmadığını, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasını davalının kabul ettiğini ve istenilen nafakayı ödeceğini, fakat nafaka miktarının fazla olmasından dolayı itiraz ettiğini, taraflar arasında geçimsizliğin sebebinin davacı olduğunu, davalının bir kusuru olmadığını, davalı adına kayıtlı otomobilin 03.07.2019 yılından bu yana davacı tarafından kullanıldığını, davalının evlilik birliği içinde edinilen otomobilin maddi değerinin yarısını davalıya ödemeye hazır olduğunu beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalının taraf olduğu ceza dosyasının ilk duruşmasından (03.07.2019 tarihinden) itibaren birbirlerinden ayrı yaşamaya başladıkları, Karaisalı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/120 Esas, 2019/243 Karar sayılı dosyasında davacı ...'nın katılan sanık olarak, davalı ...'nın müşteki sanık olarak yer aldığı, katılan sanık ... yönünden beraat kararı verildiği, müşteki sanık ... yönünden katılan sanık ...'ya karşı yaralama eylemi sabit görülerek kesin kararla adli para cezası verildiği dosyadaki hekim raporuna göre ...'nın sol dirsek, kulak ve boynundan yaralandığı, hekim raporu ve kesinleşmiş mahkeme kararı dikkate alınarak davalının davacıya yönelik yaralama eylemi sabit görüldüğü, davalının eylemi nedeniyle evlilik birliğinin sona erdiği, davalının tam kusurlu olduğu davacının eylemi meşru savunma kapsamında kaldığından evlilik birliğinin sona ermesinde kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile eşlerin evlilik birliğinin emelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk 2016 d.lu ...'ün velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında her ayın ilk cuma günü saat 21.00 den sonraki ilk çarşamba günü saat 21:00 e kadar, her yılın ramazan bayramı 3.ncü günü saat 09:00 - 17.00 arasında kurban bayramının 2.nci günü saat 13.00'ten 3.ncü günü 17:00 e kadar, yarıyıl tatilinin ilk haftasından tatilin başladığı haftanın ilk günü saat 13.00 ten haftanın son günü 17.00 e kadar bir hafta ve her yıl 1 Temmuz günü sabah saat 13.00 ten 31 Temmuz saat 17.00 e kadar şahsi ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili;kişisel ilişki, nafakalar ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili katılma yoluyla; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ekonomik sosyal durumları, günün ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, çocuğun öğrenci olması, yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, çocuk için verilen iştirak nafaka miktarı az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, günün ekonomik şartları, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın yararına taktir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları az olduğu, İlk Derece Mahkemesi velâyeti anneye verilen çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis ederken, okul çağına gelmiş olmasına rağmen çocuk için her ayın ilk cuma gününden takip eden çarşamba gününe kadar (çarşambada dahil olmak üzere) yanına almak hakkı da dahil olmak üzere şahsi ilişki tesisi doğru olmadığı, gerekçesi ile davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesi, kadın yararına verilen tazminat (maddi-manevi) kararlarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin, velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk için bağlanan tedbir nafaka miktarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin iştirak nafakası ile tazminatların miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile; ilgili bentlerin kaldırılmasına, karar kesinleştikten sonra çocuğa aylık 800,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, 20.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın vekilinin, çocukla baba arasında her ayın 1 ve 3.cumartesi günleri sabah saat 09.00’dan pazar akşamı 17.00’e kadar, dini bayramların 2.günü sabah saat 09.00’dan 3. günü akşam saat 17.00’e kadar, her sene yarı yıl tatillerinin ilk Cumartesi günü saat 09.00’den takip eden Cumartesi günü saat 17.00’ye kadar yine her yıl 1 Temmuz saat 09:00'dan, 30 Temmuz saat 17:00'a kadar ayrıca çocuğun doğum günlerinde tek yıllarda annede, çiftli yıllarda babada kalmak kaydıyla sabah saat 12:00'den akşam saat:21:00'a kadar yanına alma hakkı da dahil olmak üzere şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; nafakaların ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırıbulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişkinin süresinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının ve kişisel ilişki süresinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin velâyete yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.