"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/502 E., 2022/2097 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/40 E., 2019/777 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve mehir alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre 63.487,00 TL mehir alacağının davacı-davalı kadına ödenmesine karar verilmiş ve temyize konu edilen toplam miktar da 63.487,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen mehir alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların, reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evlilik hayatları boyunca cinsel hayatlarının neredeyse hiç olmadığını, erkeğin cimri olduğunu, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, kalabalık yerlerde garip sesler çıkararak insanları korkuttuğunu, el titremesi, unutkanlık ve gerginlik sorunları olduğunu, mobilyaları ve duvarları yumrukladığını, 23.12.2017 tarihinde MS hastası olduğunu müvekkiline açıkladığını, bu şekilde yalan söyleyerek güvenini sarstığını, olayın açıklığa çıkması sonrasında 02.01.2018 tarihinde erkeğin ailesinin önce inkar edip sonra durumu kabul ettiğini, erkeğin tedaviyi de reddettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, 59 tane Cumhuriyet altını mehrin yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının çoğu vaktini ailesiyle geçirdiğini ancak müvekkilinin ailesine gidip gelmek istemediğini, düzenli yemek yapmadığını, evlenmeden önce başkası ile nişanlanıp ayrıldığını ve bakire olmadığını müvekkilinden gizlediğini, müvekkilinin hasta olduğunu gizlemediğini, bu hastalığın boşanma nedeni olmadığını, 02.01.2018 tarihinde ailesini çağırarak hakaret edip evi terk ettiğini, rahatsızlığını bildiği halde tedavisi ile ilgilenmediğini, hiçbir konuda müvekkiline danışmadığını iddia ederek asıl davanın reddine istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin MS hastalığının evlenmeden önce kadına açıklanmadığı, kadının da evlenmeden önce cinsel saldırı nedeni ile Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasının bulunduğu, erkeğe evlenmeden önce bu durumun açıklanmadığı, tarafların evlenmeden önce birbirlerine önem arz eden bu konularda gerekli açıklamaları karşılıklı olarak yapmadığı, erkeğin rahatsızlığı nedeni ile agresifleştiği dönemlerin olduğu, erkekteki rahatsızlığın evliliği yürütmesine engel teşkil etmediği, tedavisinin devam ettiği, evliliklerinin fiilen dört ay sürdüğü, evliliğin, hastalıkta sağlıkta birlikte olmayı, eşlerin birbirine desteğini gerektirdiği, kadının bunu yapamadığı, kendi ailesine gidilmesine rağmen erkeğin ailesi ile görüşmesini, ailesine gidip gelmesini istemediği, bu konuda sorun çıkardığı, eşlerin birbirine karşı güveninin evliliğin başından itibaren sarsıldığı gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu kadın yararına maddî, manevî, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşmadığını, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, mehir alacağı davasının mehir senedi ve tanık beyanı ile ispatlandığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin, erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının mehir alacağı olan 59 Cumhuriyet altını bedeli 63.487,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen maddî-manevî tazminat istemleri yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının esası ve miktarı, reddedilen manevî tazminat, kabul edilen mehir bedeli alacağı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde, tarafların tespiti yapılan ekonomik ve sosyal durumlarına göre, boşanma sonrasında yoksulluğa düşeceği ve boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu kabul edilen kadın yararına yoksulluk nafakası isteme koşulu oluştuğu, erkeğin belirlenen geliri, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, fiili evlilik süresi, kadının yaşı, çalışmaya engel halinin bulunmaması, aynı Kanun'un 176 ncı maddesi ile 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve Kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın yararına 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen maddî-manevî tazminat istemleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, reddedilen manevî tazminat talebi, mehir alacağı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası ve mehir alacağı davası olup; uyuşmazlık, asıl boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, kadının maddî-manevî, erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin mehir alacağına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.