"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/195 E., 2023/137 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/392 E., 2021/791 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, ev içersinde sürekli huzursuzluk çıkardığını, ufak tefek anlaşmazlıkları büyüterek uzunca süreli küskünlüklere neden olduğunu, bu nedenle aynı çatı altında yabancı gibi yaşamaya başladıklarını, kadının 2019 yılı Eylül ayında erkeğe haber vermeden evi terk ederek, İstanbul'a gittiğini orada çalışmaya bile başladığını, ailesinin evlilik hayatlarına müdahale etmesine izin verdiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, erkeğin kusurlu olduğunu, alkol alıp eve geç geldiğini, aile geçimine katkı sağlamak için çalışmaya başladığını, kısa süreli de olsa hem çalıştığını hem de ev hanımlığı gereklerini yerine getirdiğini, yaşanan bu maddî sıkıntıları bahane ederek düğünde takılan ziynetleri onun iznini alarak bozdurduğunu, erkeğin maddî ve manevî olarak eşini ihmal ettiğini, istemeyerek de olsa baba evine döndüğünü belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 750,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde infaz aşamasında belirlenecek değerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin alkol almak, çalışmadığı zamanlarda eve geç gelmek ve eşine karşı ilgisiz davranmak ve evin kapısının kilidini değiştirmek suretiyle, kadının ise evi terk etmek, henüz boşanma davası açılmadan başka şehirde işe girmek ve babasının erkeğe yönelik sarf ettiği hakaret ve tehdit söylemlerine mani olmamak suretiyle boşanmaya sebep olan olaylarda eşit şekilde kusurlu oldukları, kadına düğünde takılan takıların cinsi, niteliği ve miktarı konularında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynetlerin kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayıldığı, erkeğin iade edilmemek üzere söz konusu ziynetlerin kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olduğu, dosya kapsamında bu hususa ilişkin somut bir veri ve delil bildirilmediği, dinlenen kadın ve erkek tanıklarının altınların ev alımak üzere bozdurulduğunu beyan ettikleri belirtilerek her iki boşanma davasının ve ziynet alacağında ilişkin davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların karşılıklı tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının ziynete yönelik talebinin kısmen kabulü ile 22 ayar 12 adet bilezik (12*20 gram), 22 ayar 4 adet bilezik (4*10 gram), 3 cumhuriyet altını, 1 reşat altın, 10 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde toplam 121.550,00 TL'nin kadına ödenmesine, 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile geri kalan 120.550,00 TL'nin karar tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının boşanma ve ziynet davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi ve ziynet davasında aynen iade talebinin karşılanmaması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının dilekçesine, ziynetler yönünden dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talebin bulunmadığının anlaşıldığını, fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde de infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağını, buna göre mahkemece bu talebin reddine karar verilerek kabul edilen ziynetlerin aynen iadesi kararı ile yetinilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunun ziynet alacağı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davalı-davacının ziynete yönelik talebinin kısmen kabulü ile 22 ayar 12 adet bilezik (her biri 20 gram), 22 ayar 4 adet bilezik (her biri 10 gram), 3 Cumhuriyet altını, 1 Reşat altın, 10 adet çeyrek altının davacı- davalı tarafından davalı- davacıya aynen iadesine, kadının ziynet alacağının fiili ödeme tarihindeki bedele yönelik tahsil talebinin reddine karar verilmiş, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile miktarları ve erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve ziynet alacağı davasının ispat edilip edilemediği, kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci, 176 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı, 190 ıncı, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece yapılan yargılamada davalı-davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Karar davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkeme kararında tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle hüküm verilmişse de; dosyanın tetkikinde, kadın hakkında yapılan kolluk araştırmasında kadının çalışmadığı ve ailesinin yanında kaldığı tespit edilmiş ancak dinlenen tanıklarca kadının babaevine döndükten sonra çalışmaya başladığı, bankada çalıştığı ve asgari ücret düzeyinde geliri olduğu belirtilmiştir. Buna göre kolluk araştırması ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bilgi ve beyanların tutarlı olmadığı gibi kadının sosyal ve ekonomik durumunu tespitte de yeterli olmadığı görülmektedir. Bu durumda kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin davacı erkeğin gelirine yakın ve denk olup olmadığı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı ve kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
2. Davacı-davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.