Logo

2. Hukuk Dairesi2024/294 E. 2024/8419 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların pandemi sürecinde bir süre birlikte yaşamaları ve ortak çocuğun beyanları dikkate alınarak, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair delillerin yetersiz olduğu ve ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/442 E., 2023/2114 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/832 E., 2020/752 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 26/07/2009 tarihinde evlendiğini, 2010 ve 2012 doğumlu ortak iki çocuklarının bulunduğunu, 2010 doğumlu ...'in otizmli olduğunu ve %80 engelinin bulunduğunu, tarafların öğretmen olarak görev yaptığını, davacıyı konutuna kabul etmediğini, davacıya hakaret ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar için tedbir nafakası ödenmesine, tedbir nafakalarının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının Suriye uyruklu bir kadınla evlenme niyeti olduğu için bu davanın açıldığını, davalının boşanmak istemediğini, davacının kazancını davalıdan ve çocuklarından esirgediğini, bu nedenle davalının fedakarlık yapmak durumunda kaldığını, davalının zorlandığında davacıdan para istediğini, ancak davacının böyle zamanlarda ortak konuttan ayrılıp ailesinin yanına gittiğini, davalı masrafı karşıladıktan sonra davacının ortak konuta geri döndüğünü, davacının ev almak için para biriktireceğini söylediğini, bu nedenle ortak konutun tüm giderlerinin davalının maaş geliriyle karşılandığını, davalıya fiziksel şiddet uyguladığını, 2 kez darp raporu alındığını, dava tarihinden 3-4 yıl önceki süreyi kapsayan dönemde; davacının ...'da bulunan adına kayıtlı konutta yalnız yaşadığını, davalının kiraladığı ortak konuta çocukları seveceğini söyleyerek geldiğini, burada yemek yediğini, davalının konutundan kendi yaşadığı konuta erzak götürdüğünü, zaman zaman kirli çamaşırlarını da davalıya bırakarak yıkamasını istediğini, davalının bu yaşantıya çocukları için katlandığını, 2019 yılında davalının çalıştığı okula yakın olduğu için yeni bir konuta taşındığını, küçük ...'in özel ilgi istediğini, davalı bu süreçte ekonomik sıkıntı yaşayınca davacıdan yardım istediğini, 2019 yılının Ağustos ayında davacının davalıya yardım etmediği gibi davalıyı "seni bir gün keseceğim" diyerek davalıyı tehdit ettiğini ve evdeki eşyalarını kırdığını, bu nedenle küçük ...'in öfke nöbeti geçirdiğini, davanın reddine, aksi kanaatin hasıl olması halinde velâyetin davacıya babaya verilmesini, velâyetin davalıda olması halinde ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların dava tarihinden sonra, pandemi sürecinde, 2020 yılının Nisan ve Mayıs aylarında, yaklaşık 2 ay bir arada yaşadığı, tarafların ortak çocuğu küçük ..., 2 aylık dönemde, kendisinin kardeşi ile tarafların ise kendi odalarında uyuduğunu ifade ettiği, davalı ve davacı tanıklarının beyanlarında da bu hususa yer verildiği, çocukların bakıcısı olduğu belirtilen İlknur isimli kişiden tarafların barıştığına dair duyumlar alındığının ifade edildiği, davacının bu hususun aksini ispat edemediği, dolayısıyla tarafların iddia ettiği vakıları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı kanaatine varıldığından davanın reddine, ortak çocuklar yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak kaydıyla takdir edilen ayrı ayrı aylık 500,00 TL, toplamda aylık 1.000,00TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava açıldıktan sonra tarafların bir araya gelmediğini, karşı tarafın kusurunun ispatlandığını, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava açıldıktan sonra tarafların bir araya gelmediğini, karşı tarafın kusurunun ispatlandığını, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.