Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2951 E. 2025/719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak yoksulluk nafakası miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının cinsel ilişkiye girememesi ve çocuk istememesinin kusur olarak kabul edilemeyeceği, ancak ev işleriyle yeterince ilgilenmemesinin kusur oluşturacağı, buna rağmen boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2741 E., 2024/354 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/392 E., 2022/421 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, toptan yoksulluk nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Evlenmenin sosyal amacı yanında, cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların 20.06.2018 tarihinde evlenmiş oldukları, uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişkinin başarılamamış olduğu, kadının halen bakire olduğu ve birleşmeye engel bir rahatsızlığının bulunmadığı, dosyada mevcut raporlarla sabittir. Kadının cinsel ilişkiden korktuğunu tanık Asiye'ye söylemesinin kadının cinsellikten kaçındığını kabule yeterli olmayacağı; erkeğin ise üroloji bölümünde tedavisine başladığı ve bir müddet ilaç kullandığı ancak cinsel ilişkiye girememe problemi devam etmesine rağmen tedaviye devam etmediği bu haliyle kadının cinsel ilişki gerçekleştiremediği kusurunun kadına yüklenemeyeceği açıktır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle; kadına kusur olarak yüklenen "cinsel ilişkiye girememe" vakıasının bir önceki paragrafta ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ispatlanamadığından, "çocuk istemediği" vakıasının da erkek tarafından dayanılmadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, ne var ki tanıklar Asiye ve Muzaffer'in beyanlarından kadının evin düzeni ile yeterince ilgilenmediğinden "birlik görevlerine aykırı davrandığı" vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.