"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/17 E., 2024/223 K.
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının artırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli kısıtlamalarının bulunduğunu, dediği olmadığında aç karnını ben doyurdum, karnını benim kapımda doyurdun, burası benim evim, ben olmasam aç kalırdın, gittiğin yol yol değil, orospuluk yapıyorsun, seni keserim diyerek aşağılayıcı ve tehditkar söylemlerde bulunduğunu, sürekli o...pu diyerek psikolojisini bozduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, eşinden para istediğinde eşinin hakaretlerine maruz kaldığını, köle muamelesi yaptığını, evlilik süresince psikolojik baskı altında yaşadığını, erkek kardeşi ...'ın sürekli evliliklerine müdahale ettiğini, iki defa aldattığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve bu nafakanın aylık ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadın birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin ölmüş anne ve babasına karşı geberdiler gittiler, bunu başıma bela ettiler, toprak altında yatamasınlar gibi söylemlerde bulunduğunu, sürekli yurt içi ve yurt dışı gezilerine katıldığını, haber vermediğini, son 5 yıllıdır cinsel birliktelikten kaçındığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun‘un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına "o...pu" şeklinde hakaret ettiği, küllük fırlattığı, senin vaden doldu, seni öldüreceğim diyerek tehdit ettiği, kadın ise ev işleri ve yemek yapmadığı, eşinden habersiz yurt dışı seyahatlerine katıldığı, küfürlü konuşmalarının olduğu; tarafların aralarında uzun süredir anlaşmazlıkların olduğu, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, bu nedenle her iki tarafa da bu kusurun yüklenilmesi gerektiği; ağır kusurlu olmayan kadının boşanma ile eşinin desteğinden mahrum kalacağı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusurun niteliği dikkate alındığında maddî tazminata hükmedilmesinin gerektiği; tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 7.500,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi ile nafakaların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ile nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.12.2022 tarihli, 2021/984 Esas, 2022/2000 Karar sayılı kararı ile Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen kadına küllük fırlattığı, vakıasından sonra tarafların evliliklerinin devam ettiği, kadının bu olayı af etmiş sayılacağı en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, erkeğe kusur olarak yüklenilen senin vaden doldu, seni öldüreceğim diyerek tehdit ettiği, vakıasının dava tarihinden sonra olduğu, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer vakıaların sabit olduğu; erkeğin ayrıca kadına ekonomik şiddet uyguladığı ve kadını tehdit ettiği vakıasının da sabit olduğu; kadına yüklenen vakıaların da sabit olduğu tarafların birbirlerine yönelik diğer iddialarını ispat edemedikleri, bu hali ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların yine de eşit kusurlu olduklarının anlaşıldığı, eşit kusurlu eş yararına maddî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu; kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğü, çalışmadığı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ancak miktarının hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında az olduğu; Mahkemece kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında arttırılmasına; tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 22.11.2023 tarihli, 2023/1722 Esas, 2023/5542 Karar sayılı ilamı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına aylık 2.750,00TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK'in açıklayacağı ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; bozma ilamında nafakanın az olduğunun belirtildiği, boşanma kararı 19.01.2024 tarihinde kesinleştiğinden geri dönük nafaka tahsili imkanı oluşmadığını, nafakanın artırılması ile yakın zamanda nafaka artırım davası açma durulunun da engellenmiş olduğunu, nafaka artırımının tedbir nafakasını da kapsaması ve dava tarihinden itibaren geçerli olması gerektiğini, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu belirterek tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafakanın kanuna aykırı olduğunu, erkeğin ekonomik durumu dikkate alınmadan nafakaya hükmedildiğini belirterek hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulup kurulmadığı, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.