"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2063 E., 2023/1945 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/741 E., 2023/140 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ilk kararla verilen boşanma kararı kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve ıslah dilekçelerinde; tarafların davalının anne ve babası ile birlikte yaşadıklarını, davalı ile birlikte ailesinin de müvekkilini baskı altına aldıklarını, evden çıkmalarına izin vermedikleri gibi telefonla görüşmelerine dahi müdahale ettiklerini, müvekkilinin doğum öncesi aldığı raporlarının sahte olduğunu belirterek şikayette bulunduğunu, müvekkilinin kadınlığına ve anneliğine hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata, nafakalara yıllık yıllık TEFE/ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının evlenmeden önce bankalara birçok borcu olduğunu, davacının müvekkili ile evlenme nedeninin bu borçları kapattırmak olduğunu, müvekkilinin ve babasının davacının borçlarını ödemek için zor durumda düştüklerini, Amasya'daki evi satarak banka borçlarının ödendiğini, davacının hamileliğinin sıkıntılı geçmesi, düşük tehlikesinin olması nedeniyle Merzifon'a geldiklerini, davalının annesinin çocuk doğana kadar davacı ile ilgilendiğini, davacının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, yemek, temizlik, bulaşık vs gibi işlerin hepsini müvekkilinin yaptığını, davacının hastaneden çıkınca annesinin yanına biraz kalmak için gittiğini, bir daha da eşinin yanına gelmediğini, müvekkilinin eşini ve çocuğunu görmek için Bursa'ya gittiğini ancak ikisini de göremediğini beyanla tarafların boşanmalarına, davacının diğer taleplerinin reddine, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, çocuk lehine 1.000,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 90.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2019 tarih ve 2016/410 Esas, 2019/117 Karar sayılı kararı ile; davalının, eşine ''bu çocuk benden değil'' şeklinde söylemleri ile davacının namus ve şerefine yönelik ağır hakarette bulunduğu, davacının ise evinin temizliğine gereken önemi göstermediğinden üzerine düşen birlik görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebep olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle 450,00 TL'ye artırılmasına ve karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacının yoksulluk nafakası talebinin redddine, davacı lehine 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, davacının tedbir nafakası talebi ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi, nafaka artış oranına karar verilmemesi, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili katılma yolu ile kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanma hükmü istinaf edilmediğinden kesinleştiğini, dosyanın incelenmesinde taraflarca dayanılan tüm deliler toplanıp tartışılmadan denetime elverişsiz hüküm kurulması ve nafakaların artış oranı yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi sebebiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi, nafakalar ve maddi, manevi tazminat talepleri yönünden kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tanıklarının, davacının davalıya hakaret içerikli sözler söylediğini belirtmişlerse de davalı tarafından bu vakıaya dayanılmadığı, eşi rahatsız olmasına rağmen eşini kendi ailesi ile aynı konutta oturtmaya devam eden, ortak çocuk hakkında çocuğun kendisinden olmadığını söyleyen, eşine tehdit içerikli mesajlar atan, sıkıntılı bir hamilelik süreci geçirmesine rağmen eşi hakkında hamilelik sürecinde sahte rapor kullandığından bahisle şikayetçi olan, eşine psikolojik şiddet uygulayan davalının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile ilk kararla verilen boşanma kararı kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye bırakılmasına, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlemesine, çocukla ilgili hükmedilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibari ile aylık 1.000,00 TL olarak belirlenmesine karar kesinleşinceye kadar devamına, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE/TÜFE ortalaması oranında artırım uygulanmasına, davacı lehine 30.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata, davacının yoksulluk nafakası ile davalının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen maddi, manevi tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa tespiti ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi davalı erkeğiin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı lehine hükmedilen maddi, manevi tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.