"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/181 E., 2024/291 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının yoksulluk nafakası ve maddi tazminatın miktarı yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakasının ve maddi tazminatın miktarlarının artırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önce Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açtığını ancak davalının özür dilemesi ile davasından feragat ettiğini, ancak davalının davranışlarının değişmediğini, müvekkiline sürekli baskı uyguladığı, aşağıladığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve bundan dolayı ceza aldığını, müvekkiline meme kanseri teşhisi konulduğunu, müvekkilinin ameliyat olarak hastalığı atlattığını ancak 2 yıl sonra hastalığının nüks ettiğini, bu süreçte dahi davalının, müvekkilini huzursuz ettiğini, hastalığı ile de ilgilenmediğini, destek olmadığını, moral vermediğini, sağlığını olumsuz etkilediğini, eşine ve çocuklarına cimri davranarak ekonomik şiddet uyguladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, evin ailenin ortak giderlerini dahi ödemediğini, davalının en son 1 ay önce evi terk ettiğini ve müvekkiline hiçbir ekonomik yardımda bulunmadığını, tüm giderlerinin anne ve ablası tarafından karşılandığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, küçük olan çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için de aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL manevî, 250.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı vekili karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde erkeğin başka bir kadına nişan yaptığını, 6 aydır ilişkisi olduğunu, kadının müvekkiline ulaştığını ve erkeğin kendisi için bir ayağı çukurda dediğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki geçimsizlikte kadının kusurlu olduğunu, psikolojik hastalığı olduğu, boşanırsa müvekkilinin üzerine kayıtlı taşınmazların yarısına sahip olacağı inancı ile hareket ettiği, bu yönde tehditte bulunduğu, ailesini düşmanı gibi gördüğünü, sürekli onlara karşı küs ve mesafeli olduğunu, kadının hastalığı ile yakından ilgilendiğini, en iyi doktorlara götürüldüğünü, hastane masraflarının müvekkili tarafından karşılanmasına rağmen, davacının "beni siz hasta ettiniz, annen kardeşlerin" şeklinde suçladığını, davacının ailesine yardım ettiği ve ortak konuta her zaman geldikleri halde müvekkilinin anne-babası ve akrabalarının bir gün misafir olarak kabul edilmediğini, gelenlere kötü davrandığını, eve aldığı yiyecekleri beğenmeyip dışarı koyduğunu, başkalarına verdiğini, tarafların evlilik birlikteliğinde en az 10 kez mobilya takımının değiştirildiğini, çok sık beyaz eşyaların değiştiğini, davacının evin temizliği ile ilgilenmediğini, davacının kullandığı aracın boşanma davası açılmasına rağmen müvekkilinin adına kayıtlı olduğunu ve tüm masraflarının müvekkili tarafından karışlandığını, davacının kullanmış olduğu kredi kartı borcunu da müvekkilinin ödediğini, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.10.2022 tarihli, 2021/143 Esas, 2022/863 Karar sayılı kararı ile tarafların 1 yılı aşkın süredir ayrı yaşadıkları, davalının davacıya "seni annen doğurmamış s...mış, sen o...pusun, şerefsiz, seni hangi o...pu doğurmuş, gebermedin gitti, pe...gin çocuğu, Allah belanı versin, aç g... İnşaattakilere göster, çocuklar da senin yüzünden o...pu oldular, s..ktir olup git, ekmeğimi yiyorsun içine dert olsun" şeklinde konuşarak davacıya hakaret ettiği, aşağıladığı, beddualar ettiği, pinti davranıp, eşinin, çocuklarının ve evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacı kadının kanser tedavisi gördüğü, davalı erkeğin bu süreçte de eşinin yanında olmadığı, davacı kadına "baban gibi öl" dediği, ayrı yaşadıkları dönemde başka bir kadınla nişanlandığı, kadının da davalının ailesini istemediği, bu sebeple akrabaların ortak konuta gelemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu kusurlu olduğu, fiili ayrılık dönemi ortak çocuk anne yanında kalmışsa da tarafların talebi dosyadaki bilgiler dikkate alınarak velâyetin babaya verilmesinin uygun olacağı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat verilmesi yasal şartlarının oluştuğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuk lehine verilen tedbir nafakasının 21.09.2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacının çalışmadığı görüldüğünden çocuk lehine talep edilen iştirak nafakasının reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, tazminat miktarları, velâyet ve iştirak nafakası talebi yönünden; davalı karşı davacı erkek vekili ise kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2023 tarihli ve 2023/33 Esas, 2023/10 Karar sayılı kararıyla;boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığını, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarı ve tazminat miktarlarının az olduğu, sosyal inceleme raporunda her ne kadar ortak çocuk velâyetinin annesine verilmesini istemiş ve raporda da çocuğun velâyetinin annesine verilmesi gerektiği bildirilmiş ise de, yargılama devam ederken davacı annenin talebi üzerine çocuğun geçici velâyetinin davacı anneye verildiği, daha sonra annenin hastalığı dolayısıyla şehir dışına gittiğini ve çocukla yeteri kadar ilgilenemediğini bildirerek velâyetin babaya verilmesini istediği, bunun üzerine ortak çocuğun geçici velâyetinin davalı babaya verildiği, çocuğun baba yanında olduğu davacının kendi isteği ile çocukla hastalığı dolayısıyla yeterince ilgilemediğini bildirerek çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ettiğinden ve davalı babanın da velâyeti almasına engel bir durumunun tespit edilemediği anlaşıldığından çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine ilişkin kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir nafakası miktarı, velâyet ve iştirak nafakasına yönelik istinaf başvuru talebi ile davalı-karşı davacı erkeğin; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf başvuru taleplerinin esastan reddine, davacı-karşı davalı kadının; yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak yerine kadın yararına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili erkeğin kabul edilen davası, velâyet, iştirak nafakası, yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yönünden; davalı karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.12.2023 tarihli ilamı ile davacı karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, davalı karşı davacı erkeğin tüm, davacı karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesi/ Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı karşı davalı kadın yararına aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddi tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde kararın gerekçeye dayanmadığını, hükmedilen nafaka ve maddi tazminat miktarının yüksek ve haksız olduğunu belirterek yoksulluk nafakası ile maddi tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.