Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3064 E. 2024/8481 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, varsa kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin fiziksel şiddet, hakaret, eve bakmama gibi kusurlu davranışlarının evlilik birliğini temelinden sarstığı ve davacı kadının kusurunun ispatlanamadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/968 E., 2024/85 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/848 E., 2021/262 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ailesi ile aynı binada oturduklarını, erkeğin ailesinin etkisinde kaldığını, eve katkısı olmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir, 5.000,00 TL iştirak nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, nafakalara her yıl enflasyon oranında zam yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, tarafların ailelerinin çok yakın oturduklarını, sorunların bundan kaynaklandığını, şiddet uygulayanın davacının kendisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/1539 Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan davacıya ait 10.12.2019 tarihli hekim raporuna ve davacı tanığı ...'nın anlatımlarına göre davalının 10.12.2019 tarihinde davacı eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı tanıklarının anlatımlarına göre davalının davacıya hakaret ettiği, evine bakmadığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacının davalının ailesi ile aynı binada oturmaktan dolayı yaşanan huzursuzluklar nedeniyle taşınmak istediği ancak bu isteğinin davalı tarafından olumlu karşılanmadığı, davalının yukarıda yer verilen kusurlu davranışları itibariyle boşanmaya neden olan olaylara ilişkin tam kusurlu olduğu, davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusurlu davranış yahut davranışların varlığının kanıtlanmadığı, davalının yukarıda yer verilen kusurlu davranışlarının taraflar arasında şiddetli geçimsizliğe yol açtığı, bu halde davacıdan evlilik birliğini sürdürmesinin beklenemeyeceği, evlilik birliğinin bütün bu olgular nedeniyle temelinden sarsılmış olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden (bugünden) itibaren aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine, ... için dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden (bugünden) itibaren aylık 500,00 TL'ye, yükseltilmesine, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren ortak çocuklar için hükmedilen nafakanın iştirak nafakasına dönüştürülmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen iştirak nafakalarının her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekili tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiş ise de, dilekçelerin teatisi aşamasında bu hususta bir talepte bulunulmamış olması, bu konuda karşı tarafın açık muvafakatinin olmaması ve davacı tarafından yapılmış ıslah bulunmaması sebebiyle faiz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili; nafaka ve tazminat miktarları ile tazminatlara faiz hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/1539 Esas sayılı dava dosyası içerisinde yer alan davacıya ait ATK raporunda, basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralandığının belirtildiği, UYAP sorgusuna göre dosyada 14.04.2021 tarih, 2021/583 Karar sayılı karar ile sanık ...'in basit yaralama suçundan mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hakaret suçundan ise beraatına karar verildiği, kararın mahkumiyet yönünden 11.06.2021 tarihinde, beraat kararı yönünden 22.04.2021 tarihinde kesinleştiği, buna göre davalının 10.12.2019 tarihinde davacıya karşı fiziksel şiddet uyguladığı, yine tanık beyanlarına göre davalının davacıya hakaret ettiği, evine bakmadığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, pandemi döneminde tarafların geçici olarak bir araya gelmeleri veya çocukların ihtiyaçları konusunda mesajlaşmaları da ortak hayatın yeniden tesisi yahut davacının davalıyı affettiği anlamına gelmeyeceği, yine süresinde davaya cevap vermeyen davalı tarafça istinaf aşamasında ileri sürülen vakıaların davacıya kusur olarak yüklenmesinin de mümkün olmadığı, ispatlanan kusurlu davranışlarına göre İlk Derece Mahkemesince davalının tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespiti doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası az olduğu, davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın eş lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakla birlikte maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile davacının iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, ortak çocuklar ... ve ... için hükmün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli ve tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakalarının her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, ilk artışın hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl sonra uygulanmasına, davacının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü, ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacı lehine 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının diğer istinaf taleplerinin, davalının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.