Logo

2. Hukuk Dairesi2024/324 E. 2024/8718 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler birlikte değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2319 E., 2023/2306 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1017 E., 2023/785 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı son kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin zinaya dayalı davasının reddine, erkeğin asıl, kadının karşı ve birleşen davalarının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine göre kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde; kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının sevgilisine çekeceği mesajı yanlışlıkla erkeğe gönderdiğini, gönderdiği mesajda "eşim evde arama..." yazdığını, kadına durumu sorunca da her şeyi anlattığını, çalıştığı iş yerindeki D.isimli kişi ile birlikte olduğunu söylediğini, bunun üzerine erkeğin eşyalarını toplamasını istediğini, giderken de erkeği tehdit ettiğini, eşyalarını alarak evi terk ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi mümkün olmaması halinde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 1.000.000,00 TL maddi ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddianın asılsız olduğunu, asıl erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, erkeğin kadına ait olan aracı satıp parasını aldıktan sonra sebep belirtmeden anlaşmalı olarak boşanmak istediğini söylediğini, kadını bu konuda tehdit ettiğini, evden kovduğunu, evlilik süresince çocuğun olmamasını bahane ederek boşanmak ya da ikinci evlilik yapmak istediğini söylediğini, kadın bunu kabul etmeyince evden kovduğunu, kadın annesinin yanına geldikten sonra da mesajlarla tehdit etmeye devam ettiğini, erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin anne ve babasının sonbahardan yaz aylarına kadar tarafların evinde kaldığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin boşanma hükmü kesinleşmeden D.isimli bir kadınla gayri resmi evlilik yaptığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadına arayarak ve mesaj atarak ağır hakaretlerde bulunduğunu, tehdit ettiğini, kadının şikayette bulunduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli, 2019/158 Esas, 2020/698 Karar sayılı kararıyla kadının geceleri de dahil olmak üzere D. isimli kişi ile telefon görüşmelerinin olduğu, tanık beyanlarında da kadının D. ile görüşmelerini kabul ettiği, D.'ye "beni arama, kocam evde" şeklinde mesaj gönderdiği, bu konuda pişmen olduğu ve eşiyle barışmak istediği, bu şekilde kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve ağır kusurlu olduğu; erkeğin ise yılın belli süresinde erkeğin ailesinin ortak konutta kalması ile bağımsız konut sağlayamadığı, kadını anlaşmalı boşanma yönünde tehdit ettiği, ailesinin çocuk yapma konusunda kadına yaptığı baskıya sessiz kaldığı ve az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davasının reddine, asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarıca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebi ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 2.500,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı erkek vekili, karşı davanın kabulü, zinaya dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen zina davası nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/379Esas, 2021/394 Karar sayılı kararı ile tarafların son sözlerini söylemeleri için gerekli süre verilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli, 2021/233Esas, 2022/702Karar sayılı karar ile kaldırma kararından sonra kadın tarafından birleşen dava açıldığı, taraflara ilk karardaki yüklenen kusurlar yine yüklenmiş olup kadının birleşen davasında ise erkeğin hakaret ettiği ve her ne kadar güven sarsıcı davranışları var ise de asıl davada karar verildikten ve kesinleşmeden başkasıyla nişanlandığı hususu dikkate alındığında kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davasının reddine, asıl, karşı ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarıca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebi ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 2.500,00 TL maddî, 2.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Karara karşı davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen zina davası nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 2022/2193 Esas, 2022/2176 Karar sayılı kararı ile kadının tanığının dinlenmediği ve erkeğe ait telefon kayıtlarının getirtilmediği, bu eksiklikler tamamlandıktan sonra davalar ve fer'îleri hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe ait telefon kayıtlarının getirtildiği, tanığın dinlendiği, kadının getirtilen telefon kayıtlarına göre kadının geceleri de dahli olmak üzere D. isimli kişi ile telefon görüşmelerinin olduğu, tanık beyanlarında da kadının D. ile görüşmelerini kabul ettiği, D.'ye "beni arama, kocam evde" şeklinde mesaj gönderdiği, bu konuda pişman olduğu ve eşiyle barışmak istediği, bu şekilde kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu; erkeğin ise yılın belli süresinde erkeğin ailesinin ortak konutta kalması ile bağımsız konut sağlayamadığı, kadını anlaşmalı boşanma yönünde tehdit ettiği, ailesinin çocuk yapma konusunda kadına baskısına sessiz kaldığı, her ne kadar güven sarsıcı davranışı var ise de asıl davada karar verildikten ve fakat kesinleşmeden başkasıyla nişanlandığı hususu, tarafların kusur durumları göz önüne alındığında erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davasının reddine, asıl, karşı ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarıca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebi ile tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 2.500,00 TL maddî, 2.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, reddedilen zina davası nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurların sabit olduğu ancak yüklenen kusurlara göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminatlara hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, hükmedilen tazminat, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kusur durumu nedeniyle erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, boşanma davasının uzun sürdüğünü, erkeğin kendisine düzgün bir hayat kurabilmesi için sadakatsizlik kabul edilmeyecek şekilde bir hanımla görüşmesini bildirerek açılan birleşen davanın kötü niyetle açıldığını, boşanmaya neden olan ilk hareketin kadından kayraklandığını, erkek yararına hükmedilen tazminatların kaldırılıp kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, kadının kullandığı telefonun taraflarca ortak kullanıldığını, dosyada geçen mesajın kadın tarafından gönderilmediğini, bunun için erkeğin telefon kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarının az olduğunu, aleyhe olan hususlar yönünden kararı temyiz ettiklerini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık,kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakaları, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.