"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2819 E., 2024/110 K.
KARAR : Bozmaya uyularak yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı- davalı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, aşırı kıskanç olduğunu, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, hakaret ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin babasının kadına hakaret ettiğini, erkeğin ise bu duruma sessiz kaldığını, hamilelik ve hastalığı sırasında kadınla ilgilenmediğini, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, yatağını ayırdığını, tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, aşırı kıskanç ve baskıcı olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, hakaret ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, erkeğin babasının kadına hakaret ettiğini, erkeğin ise bu duruma sessiz kaldığını, hamilelik ve hastalığı sırasında kadınla ilgilenmediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını iddia ederek öncelikle birleşen davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, aile arasından kalması gerekenleri kendi ailesi ile paylaştığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, ortak çocuğu tehdit aracı olarak kullandığı, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ailesini ortak konuta kabul etmediğini, şiddete meyilli davranışlar sergilediğini, ayrı yaşamakta haklı olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, aile arasından kalması gerekenleri kendi ailesi ile paylaştığını, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak çocuğu tehdit aracı olarak kullandığı, erkeğin ailesini ortak konuta kabul etmediğini, ortak konutu terk ettiğini, şiddete meyilli davranışlar sergilediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, babasının evlilik birliğine müdahalesine ve kadına hakaret etmesine sessiz kaldığı, kadını hamilelik ve hastalığı süresince aramadığı, kadınla ilgilenmediği, doğum sonrasında kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadını istemediğini söylediği, barışma görüşmeleri sırasında şartlar koştuğu, kadının ise erkeğin babasına, ortak çocuğun ismini erkeğin babasının ismini koymayacağı, ismini sevmediğini söylediği ve ortak çocuğu göstermeyeceğini söyleyerek ortak çocuğu tehdit aracı olarak kullandığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu, boşanmak istemeyen kadının ise az kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı, kadının ise ayrı yaşamakta haklı olduğu ve fiili ayrılık süresi içerisinde erkeğin maddî desteğini isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının çalışmadığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alınarak kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kadın vekili tarafından istinaf edilmediği ve kadına yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların yanında kadının, ortak çocuğu istemediği, aldırmak istediği ve doğurmak istemediğini beyan ettiği, bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar ve ortak çocuk açısından herhangi bir yarar kalmadığı, bu nedenle birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatladığı, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak nafaka miktarlarının fazla olduğu belirtilerek; davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, asıl davanın kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun fiilen anne yanında olduğu, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında ortak çocuğun yaşı da dikkate alınarak her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günü saat 10.00'dan aynı gün saat 18.00'e, Dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan akşam 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasına karar kesinleştikten sonra yasal faiz işletilmesine, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına karar kesinleştikten sonra yasal faiz işletilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat talebinin reddine, kadın yararına 18.000,00 TL maddî tazminat, 18.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 04.10.2023 tarihli ve 2023/1343 Esas, 2022/9140 Karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Dairemiz bozma ilamına uyularak kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili maddî ve manevî tazminatın miktarı ile Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, ortak çocuklar kurulan kişisel ilişkinin süresi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.