Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3312 E. 2024/5688 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, mahkemenin hükmettiği nafaka miktarlarının talep aşılmasından dolayı usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesi gereğince hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına karar veremeyeceği gözetilerek, boşanma davasında kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının talep edilen miktarı aşması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/179 E., 2023/674 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; nafakalara karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin yüzünü tırnaklayarak darp ettiğini, göğsüne yumruklar attığını, bu olaya ilişkin müvekkilinin hastaneye gittiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmolunması ile mal rejiminin tasfiyesi ile katılma/katkı ve değer artış payı alacağına ilişkin işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği süresince müvekkiline hakaret ederek, psikolojik şiddet uyguladığını, onur kırıcı sözler söylediğini, evin ve çocuğun bakımında ihmalkar davrandığını, sadakat yükümlülüğüne uymadığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL manevî, 150.000,00 TL maddî tazminat taleplerinin kabulüne, ziynet eşyasının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.01.2020 tarihli ve 2018/879 Esas, 2020/68 Karar sayılı kararıyla; her iki tarafın da birbirlerine karşı fiziksel şiddet eyleminde bulundukları, birbirlerini darp ettikleri doktor raporları ve Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/978 Esas ve 2019/647 Karar sayılı ilamıyla sübuta ermekle söz konusu 11/9/2018 tarihli tarafların karşılıklı yaralama eylemi boşanma sebebi kabul edilmiş, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yanların eşit oranda kusurlu oldukları, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 cı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek; kadının davasının kabulü, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı karşı davacı kadın; erkeğin davası, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarları yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2022 tarihli ve 2020/422 Esas, 2022/918 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı yönünden, davacı karşı davalı erkek tarafından ise, katılma yolu ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, velâyet düzenlemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26.12.2022 tarihli ve 2022-8726-2022/10838 E-K sayılı kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuk Miraç Buğra'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az bulunduğundan yalnızca bu yönden bozma kararı verilmiş, diğer yönlerden onanmıştır.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davalı karşı davacı kadın lehine karar tarihinden aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuk lehine karar tarihinden aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi ile iştirak nafakası 2.000,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuk lehine aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi ile iştirak ve yoksulluk nafakası dışındaki talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, kusur durumunun yeniden belirlenerek, nafakaların kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili; kadın ve çocuk lehine takdir edilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin bozmaya uygun karar verilip verilmediği, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen ilk derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı ve özellikle karar tarihinden itibaren tedbir nafakası olarak belirtilen nafakanın boşanma kesinleşmiş olduğundan yoksulluk nafakası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre davalı karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Davacı karşı davalı kadın dilekçeler aşamasında lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 2014 doğumlu Miraç Buğra yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası hükmedilmesini talep etmiş, kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk, aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Usulüne uygun yapılmış bir ıslah talebi de yoktur. Hal böyle iken Mahkemece talep aşılarak yazılı miktarda iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (1) nolu paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden davacı karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'a iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.