Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3340 E. 2024/5512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ortak çocuk yararına ödenen iştirak nafakasının arttırılması talebinde, ilk derece mahkemesinin tedbiren belirlenen nafakayı dava tarihinden karar kesinleşene kadar uygulanacak şekilde hükme bağlamasının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, dava dilekçesinde iştirak nafakasının tedbiren 15.000 TL'ye, davanın kabulü halinde ise 30.000 TL'ye yükseltilmesini talep etmesine rağmen, ilk derece mahkemesinin tedbiren belirlenen 15.000 TL'lik nafakayı dava tarihinden karar kesinleşene kadar uygulanacak şekilde hüküm altına almasının hatalı olduğu ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu yanlışlığın 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/1121 E., 2024/56 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derce Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının gayriresmi evliliğinden 13.09.2010 doğumlu ...'nin dünyaya geldiğini, davalının ortak çocuğu nüfusta tanıdığını, davalının müşterek konutu 06.03.2019 tarihinde terk etmesi ile birlikte tüm ve manevî desteğini müvekkilinden çektiğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, ortak çocuk adına nafaka davası açıldığı ve aylık 4.000,00 TL nafakaya hükmedildiği, davalı babanın ekonomik durumunun oldukça iyi olmasından kaynaklı müvekkiline ödenen nafakanın çok düşük olduğunu, davalı babanın uluslararası düzeyde çalışan şirketleri olduğunu, üzerine kayıtlı mal varlığının çok olduğunu, davacının ev hanımı olduğunu, herhangi bir işinin ve düzenli gelirinin bulunmadığını, velâyeti annede bulunduran müvekkilinin ortak çocuk için elinden gelen her türlü desteği sağladığını, davalının evi terk etmesine kadar ortak çocuğun kolejde okuduğunu, ancak davalının daha önce açılan nafaka davasından kaynaklı okul parasını ödemediğini bu nedenle ortak çocuğun başka bir özel okula müvekkilinin kardeşlerinin desteği ile yazıldığını, ortak çocuğun 11 yaşında olup iyi bir eğitim almış zeki ve geleceği parlak bir çocuk olduğunu, güzel eğitim almasının şart olduğunu, çocuğun eğitim hayatındaki masraflar nazara alındığında nafaka artırımının gerekli olduğunu, tüm bu nedenler ile bağlanan nafakanın öncelikle tedbiren 15.000,00 TL'ye çıkartılmasına davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren 30.000,00 TL iştirak nafakasına yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mersin 8. Aile Mahkemesi'nin 2019/46 Esas 2020/129 Karar sayılı kararı ile aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiğini, bu kararın 08.12.2020 tarihinde kesinleştiğini ve ilam gereği nafakanın müvekkili tarafından her ay düzenli yatırıldığını, ancak kısa bir zaman sonra yeniden işbu davanın açılmasının kötü niyetli olduğunu, davacı yanın zenginleşmek istediğini, davacı yanın daha önce ki dava dışında değişen hiçbir iddiasının olmadığını, davacı tarafından hakkın kötüye kullanıldığını, bu sebeple işbu davayı açtığını, müvekkilinin bugüne kadar ortak çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, ödemelerini hiçbir surette aksatmadığını, davacı tarafından bunun suistimal edildiğini öğrendiği andan itibaren ortak çocuğun fazla tutan ihtiyaçlarını bizzatihi kendisinin yapmaya başladığını, ancak davacının eline az para geçtiğinde bu durumda fahiş nafaka talebinde bulunduğunu, davacı tarafın üniversite mezunu olduğunu, çalışmasına engel bir durumunun olmadığını, çalışmak için çaba sarfetmediğini, ortak çocuğun ayakkabı, giyim vs gibi masraflarının baba tarafından karşılandığını, müvekkilinin net kazancının iddia edilenin çok daha altında bir tutar olduğunu, tüm bu nedenler ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2022 tarihli kararı ile davacı ve davalının evlilik dışı birlikteliklerinden 13.09.2010 doğumlu ...'nin dünyaya geldiği, küçüğün davalı babası tarafından nüfusta 22.09.2010 tarihli tanıma senedi ile tanındığı, küçüğün annenin velâyeti altında olduğu, annesi ile birlikte yaşamakta olduğu, Mersin 8. Aile Mahkemesi'nin 2019/46 Esas, 2020/129 Karar sayılı ilamı ile ortak çocuk lehine aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, velâyeti davacı anneye verilen çocuk ...'nin okul çağında olduğu günün ekonomik koşulları göz önüne alındığında ortak çocuğun giyecek, yiyecek, barınma, sağlık, eğitim, öğretim, harçlık gibi giderlerinin olduğu ve bu giderlere tarafların ekonomik güçleri oranında katılmak zorunda oldukları, davacının mevcut nafaka ile bu giderleri karşılayamadığı, değişen ekonomik koşullar sebebiyle ve çocuğun yaşının büyümesi sebebiyle artan nafakanın çocuğun ihtiyaçlarına yetersiz kalacağının muhakkak olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile aylık 4.000,00 TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının 2.000,00 TL artırılarak aylık 6.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun son derece iyi olduğunu, arada geçen zaman içerisinde kazancının arttığını, aylık 150.000,00 TL gelirinin olduğunu, ortak çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, mahkemece hükmedilen nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu, nafakanın talepleri gibi kabul edilmesi gerektiğini belirterek iştirak nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın ilk davadan sonra değişen hiç bir iddiasının olmadığını, müvekkilinin ortak çocuk ile ilgilendiğini ve ihtiyaçlarını karşıladığını, nafakanın zenginleşme aracı olmadığını, davacı kadının üniversite mezunu olduğunu, çalışmadığını, müvekkilinden aldığı nafakayı diğer çocuklara ve kendine kullandığını, kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğunu tümden reddi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin24.05.2023 tarihli kararı ile Mahkemece taraflarca sunulan tüm delillerinin toplandığı, delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, öğrenci olması ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, verilen nafaka arttırım miktarının, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 05.10.2023 tarihli ilamı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk lehine takdir edilen aylık 6.000,00 TL iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ve davalının evlilik dışı birlikteliklerinden 13.09.2010 doğumlu ...'ın dünyaya geldiğini, küçüğün davalı babası tarafından nüfusta 22.09.2010 tarihli tanıma senedi ile tanındığını, küçüğün annenin velâyeti altında olduğunu, annesi ile birlikte yaşamakta olduğunu, Mersin 8. Aile Mahkemesi'nin 2019/46 esas 2020/129 karar sayılı ilamı ile ortak çocuk lehine aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, velâyeti davacı anneye verilen çocuk ...'nin okul çağında olduğu günün ekonomik koşulları göz önüne alındığında ortak çocuğun giyecek, yiyecek, barınma, sağlık, eğitim, öğretim, harçlık gibi giderlerinin olduğunu ve bu giderlere tarafların ekonomik güçleri oranında katılmak zorunda olduklarını, davacının mevcut nafaka ile bu giderleri karşılayamadığını, değişen ekonomik koşullar sebebiyle ve çocuğun yaşının büyümesi sebebiyle artan nafakanın çocuğun ihtiyaçlarına yetersiz kalacağının muhakkak olduğunu belirterek davacının çocuk için iştirak nafakasının arttırılması talebinin kabulü ile 2019/46 Esas 2020/129 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasının davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak dosyamız dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 15.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 22.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; ortak çocuk için açılan iştirak nafakası davasında, tedbiren 15.000,00 TL, dava sonunda ise 30.000,00 TL nafaka talep edilmiş olmasına rağmen, mahkemenin bu talepleri yanlış yorumlayarak hukuka aykırı bir karar verdiğini, mahkemenin, nafaka artırım talebini "tedbir nafakası" olarak değerlendirdiğini, talebin ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebi niteliğinde olduğunu, davanın açılış tarihinden itibaren 30.000,00 TL nin ortak çocuk için iştirak nafakası olarak ödenmesini talebinde bulunduğunu, davalının gelirinin mahkeme kararlarında tespit edildiğinden de yüksek olduğunu belirterek iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; davacının aynı konularla ilgili olarak daha önce nafaka talepli davalar açtığını, aynı taleplerin yeniden gündeme getirilmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacı yanın, ortak çocuk ... için talep ettiği nafaka miktarının, aslında eski eşinden olan diğer çocukları ve kendi şahsi ihtiyaçları için kullanıldığını, çocuk ...'nin okul masraflarının, mevcut nafaka miktarını karşılayacak düzeyde olduğunu, babanın iddia edilen gelire sahip olmadığını, mevcut kazancının büyük bir kısmının kredi ödemeleri ve diğer borçlarla harcandığını belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuk yararına ödenen iştirak nafakasının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile günün şartlarına göre arttırılması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, hükmedilen miktarın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 329 uncu maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı kadın tarafından 07.01.2022 tarihinde açılan nafaka artırım davasının kısmen kabulüne karar verilerek, tarafların ortak çocukları lehine Mersin 8. Aile Mahkemesinin 2019/46 Esas 2020/129 Karar sayılı ilamı ile takdir edilen aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasının davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 15.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 22.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davalı babadan tahsili ile ortak çocuk lehine harcanmak üzere davacı anneye ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kadının dava dilekçesindeki talebinin öncelikle tedbiren aylık 15.000,00 TL olarak belirlenmesi, davanın kabulü ile de dava tarihinden itibaren aylık 30.000,00 TL'ye yükseltilmesi şeklinde olduğuna göre taleple bağlı kalındığı gerekçesi ile dava tarihinden karar kesinleşene kadar 15.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının karar kesinleşene kadar verilen iştirak nafakası miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı-davalı kadın vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin ikinci paragrafının hükümden çıkarılarak yerine "Tarafların ortak çocukları lehine Mersin 8. Aile Mahkemesinin 2019/46 esas 2020/129 karar sayılı ilamı ile takdir edilen aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasının artırılarak dava tarihinden itibaren aylık 22.000,00 TL iştirak nafakasının davalı babadan tahsili ile ortak çocuk lehine harcanmak üzere davacı anneye ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının ise yerinde görülmemesi sebebiyle reddiyle temyiz edilen hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.