Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3455 E. 2024/5208 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış anne ile baba tarafından cezaevinde bulunan torun arasında kişisel ilişki kurulması talebiyle açılan davada, babanın cezaevinden çıktıktan sonra torun ile kişisel ilişki kurulup kurulamadığının tespiti ve davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Babanın cezaevinden çıktıktan sonra torun ile kişisel ilişki kurma imkanına sahip olduğu ve davacının da bu süre zarfında torun ile kişisel ilişki kurma olanağına sahip olduğunun tespit edilmesi; olağanüstü hal bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2024/67 E., 2024/76 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen torunla kişisel ilişki kurulması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, babanın cezaevinden çıkıp çıkmadığını araştırarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; oğlu ...'in bir suçtan dolayı Uşak E tipi kapalı ceza infaz kurumunda hükümlü olduğunu, oğlu ile davalının evliliklerinden Hatice Miray isimli torunlarının dünyaya geldiğini, davalı ile oğlunun boşandıklarını, boşandıktan sonra davalının telefonu aracılığı ile torunuyla görüntülü olarak görüştüklerini ancak davalının boşandıktan sonra ailesinin evine döndüğünü, telefonlarını açmadığını ve torununu kendilerine göstermediğini, torununu göremediğinden dolayı durumundan endişe ettiğini belirterek torunu ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, bu dava açıldığı tarihe kadar dahi bir gün olsun arayıp sormadığını, çocuk dört yaşına geldiğinde babasının cezaevine girdiğini, halen cezaevinde bulunduğunu, bu güne kadar çocuğun bakımı, gözetimi, giysileri ile ilgili giderleri karşılamadıklarını, davacının oğlunun boşanma kararına göre hükmedilen nafakayı dahi bugüne kadar ödemediğini, davanın haksız açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.03.2023 tarihli ve 2022/691 Esas, 2023/190 Karar sayılı kararıyla, küçüğün annesi ile babasının boşandığı, küçüğün velâyet hakkının annesine verilerek baba ile kişisel ilişki tesis edildiği, kararın 26.04.2016 tarihinde kesinleştiği; davacıların küçüğün babasının babası (dedesi) olduğu, küçüğün babasının cezaevinde hükümlü olduğu, babanın vasisinin de dosyada davacı olduğu, davacının torunu ile görüşemediği, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının küçük ile kişisel ilişki kurmayı istemesinin hakkı olduğu, çocuğun üstün yararına aykırı olmadıkça akrabaları ile düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkının çocuğun temel haklarından olduğu, somut olayda sosyal inceleme raporları gözetildiğinde davacı ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasının küçüğün üstün yararına uygun olduğunun belirlendiği, davacının bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada bir delil olmadığı, davacı ile davalı anne arasında yaşanılan bir kısım sorunların küçük ile davacı arasında kişisel ilişki kurulmasına engel teşkil etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ... ile küçük Hatice Miray arasında her ayın 4 üncü haftası Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan aynı gün saat 18.00'a kadar, dini bayramların 1 inci günü sabah saat 10.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'a kadar, küçüğün davacı tarafından teslim alınması suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili, davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli ve 2023/1456 Esas, 2023/2348 Karar sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından, davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.12.2023 tarihli ilamı ile davaya konu çocuk Miray'ın babası ...'in 2021 yılında cezaevine girdiği ancak koşullu salıverilme tarihinin 02.06.2023, hakederek tahliye tarihinin 08.12.2023 olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, davacı dede, babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip olup babanın cezaevinde olmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesinin birinci fıkrasındaki olağanüstü hal kavramı içerisine girmediği, Mahkemece, babanın cezaevinden çıkıp çıkmadığı da araştırılarak dosyadaki tüm delillerle olağanüstü hal durumu yeniden değerlendirilerek davanın esası ile ilgili karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; küçüğün babası ...' in 01.08.2023 tarihinde Uşak Açık Ceza İnfaz Kurumu' ndan denetimli serbestlik müdürlüğüne nakil edildiği, babanın cezaevinde olmasının 4721 sayılı Kanun'un 325 inci maddesinin birinci fıkrasındaki olağanüstü hal kavramı içerisine girmediği, babanın yargılama devam ederken denetimli serbestlik müessesesinden yararlandığı; davacı dedenin, babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının oğlunun cezaevinde olması nedeniyle davayı açtığını, bu nedenle aleyhe yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, ayrıca davanın açılmasına davalı yanın sebep olduğunu, çünkü küçüğün yerinin tespit edilemediğini, davacının oğlunun cezaveinden çıkmış olmasına rağmen oğlu ile torunu arasında kişisel ilişkinin kurulamadığını, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 325 üncü maddesi , Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.