"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1518 E., 2024/119 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/326 E., 2022/496 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, birleşen davanın kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, kadın için kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı, çocuk için kabul edilen nafakalar ve miktarları yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından kadın için kabul edilen nafaka miktarları, tazminat miktarları, çocuk için kabul edilen tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz edilmiş olup, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi hükmü davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine kabul edilen tazminatlar ve kabul edilen ziynet alacağı yönünden,davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kadın için tedbir nafakası ve kaldırılması, tazminat miktarları, çocuk için kabul edilen nafaka miktarları ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun asıl davanın kabulü, kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir. İstinaf edilmeyen yönler kesinleşmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, birleşen davanın kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, kadın için kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı, çocuk için kabul edilen nafakalar ve miktarları yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından kadın için kabul edilen nafaka miktarları, tazminat miktarları, çocuk için kabul edilen tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadının birleşen boşanma davasının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı birleşen boşanma davasının kabulü yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı erkek vekilinin birleşen boşanma davasının kabulü yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlerden, davalı-davacı kadının tüm yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin birleşen boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Yemilhan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Evin'e geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.