"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2681 E., 2023/2422 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/767 E., 2022/171 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı anne vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2011 yılında Antalya 6. Aile Mahkemesinde boşandıklarını, velâyetin anneye verildiğini, daha sonra 2014 yılında tarafların aralarında anlaşarak velâyetin el değiştirilmesine karar verdiklerini ve İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesince velâyetin babaya verildiğini, o davada şahsi ilişki günleri belirlenmesine gerek olmadığını beyan ettiği ve mahkemece kişisel ilişkinin belirlenmediğini, davalı babanın tutuklanması üzerine müvekkilinin tekrar velâyet davası açtığını, davalı babanın cezaevinden tahliye olması sebebi ile davasından feragat ettiğini, davalının bu tarihten sonra davacı müvekkilinin çocukla görüşmesine izin vermemeye başladığını, öncelikle tedbiren çocuk ... ile müvekkili arasında şahsi ilişki kurulmasına yine tedbiren ortak çocuk ile görüntülü ve sesli telefon görüşmesi yapılmasına, buna ilişkin takvim belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile oğlunun görüşmesi konusunda herhangi bir engellemesi olmadığını, çocuğun kendisi ile görüşmek istemediğini, ortak çocuğun 2016 yazında o dönem boşanmış olduğu davacının evlenmiş olduğu şahıs Erdinç Baba'yla yaşadığı Antalya iline kendi isteğiyle gittiğini ve bu konuda herhangi bir engeli olmadığını, ancak oğlu orada iken davacının eşi tarafından birçok kez cinsel istismara maruz kaldığını, ortak çocuğun hem öz annesi hem de davacının kocasından korktuğunu, ikisiyle de görüşmek ve konuşmak istemediğini, cinsel istismarla ilgili Muş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde bu hususların açıkça yer aldığını, davacının gerçeklerden uzak ve yalan beyanları ile çocuk üzerinde baskı oluşturduğunu ve durumun çocuğa zarar verdiğini, davanın reddini talep edip yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli kararı ile davanın kabulü ile ortak çocuk Yusuf Orhan Ceylan ile davacı anne arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar ve Ramazan ve Kurban bayramlarının 2. günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar kamuya açık alanlarda küçüğün anne tarafından teslim alınmak suretiyle anne ile şahsi ilişki tesisine, masraflarının anne tarafından karşılanmasına, şahsi ilişkinin hüküm tarihinden itibaren geçerli sayılmasına karar verilmiş olup davacı vekili tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme gerekçesiyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut duruma göre annenin çocuğu ile görüşmesinin anayasal hakkı olmasının yanısıra, çocuğun da görüşünün önemli olduğu, hakkaniyet gereği daha uzun görüş günü verilmesinin çocuğun üstün yararına olmayacağı kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile; ortak çocuk ... ile davacı anne arasında her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan takip eden Pazar günü akşam saat 17.00'ye kadar, sonu tek sayı ile biten yıllarda Kurban Bayramı arefe günü akşam saat 18.00'den, bayramın 3. günü gündüz saat 11.00'e kadar, sonu çift sayı ile biten yıllarda Ramazan Bayramı arefe günü akşam saat 18.00'den, bayramın 2. günü gündüz saat 11.00'e kadar, her yıl öğrenciler için öngörülen yarı yıl tatilinin başlamasını takip eden ilk pazartesi günü saat 10.00'dan aynı haftanın devam eden Çarşamba günü saat 17.00'ye kadar ve her yıl Ağustos ayının 1. günü saat 10.00'dan 10. günü saat 17.00'ye kadar küçüğün anne tarafından teslim alınmak suretiyle anne ile şahsi ilişki tesisine, davacının telefon ile sesli ve görüntülü görüşmeye dair şahsi ilişki talebinin infazı kabul olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kişisel ilişki süreleri ve davanın kısmen kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vasisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vasisi, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, küçüğün , davacı annenin şimdiki eşi ve davacı tarafından fiziksel, ruhsal yahut cinsel yönden istismar edilip edilmediiğine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, bu yönden mahkemece herhangi bir araştırmaya da gidilmediğini, küçüğün annesinin yanında yaşamış olduğu istismar nedeni ile annesi ile görüşmek ve annesinin yaşadığı eve gitmek istemediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasında verilen kararın ve yapılan kişisel ilişki düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12. madde, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3. ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesince tarafların ortak çocukları Yusuf'un (2008) velâyeti babaya verilmiş olup, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılmamıştır. Somut uyuşmazlıkta, davacı anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının kabul edilmesi doğru olmuş ise de, dosyanın tetkikinden ve uzman raporlarından çocuğun annenin eşi ile küçük yaşta yaşadığı olaydan sonra anne ile yatılı olarak görüşmek istemediği, annenin eşini sevmediğini söylediği, anne ile yapılan görüşmelerin kamusal alanlarda ve saatlik olarak sağlandığı, çocuğun bu süreçte anne ile iletişimde bulunduğu ancak annenin halen aynı kişi ile evli olması nedeniyle çocuğun kişisel ilişkinin yatılı olmasını istemediği, çocuğun yaşı itibariyle idrak çağında olduğu ve tercihlerinin dikkate alınması gerektiği değerlendirilerek ortak çocuk Yusuf ile ile davacı anne arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı kadının temyiz itirazının kabulü ile bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının KALDIRILMASINA; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 inci bendinde yer alan yer alan "1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ortak çocuk ... ile davacı anne arasında, Her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan takip eden pazar günü akşam saat 17.00'ye kadar, Sonu tek sayı ile biten yıllarda Kurban Bayramı arefe günü akşam saat 18.00'den, bayramın 3. günü gündüz saat 11.00'e kadar, Sonu çift sayı ile biten yıllarda Ramazan Bayramı arefe günü akşam saat 18.00'den, bayramın 2. günü gündüz saat 11.00'e kadar Her yıl öğrenciler için öngörülen yarı yıl tatilinin başlamasını takip eden ilk pazartesi günü saat 10.00'dan aynı haftanın devam eden çarşamba günü saat 17.00'ye kadar ve her yıl ağustos ayının 1. günü saat 10.00'dan 10. günü saat 17.00'ye kadar küçüğün anne tarafından teslim alınmak suretiyle anne ile şahsi ilişki tesisine, masraflarının anne tarafından karşılanmasına, şahsi ilişkinin hüküm tarihinden itibaren geçerli sayılmasına," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine; 1 inci bent olarak "Davanın kısmen kabulü ile; ortak çocuk ... ile davacı anne arasında, her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günleri sabah 09.30 ile akşam 18.30 saatleri arasında, sonu tek sayı ile biten yıllarda Kurban Bayramı 2. günü sabah 09.30 ile akşam 18.30 saatleri arasında, sonu çift sayı ile biten yıllarda Ramazan Bayramı 2. günü sabah 09.30 ile akşam 18.30 saatleri arasında, her yıl anneler günü sabah 09.30 ile akşam 18.30 saatleri arasında, sonu tek sayı ile biten yıllarda çocuğun doğum günleri sabah 09.30 ile akşam 18.30 saatleri arasında küçüğün anne tarafından teslim alınmak suretiyle anne ile şahsi ilişki tesisine, masraflarının anne tarafından karşılanmasına, şahsi ilişkinin hüküm tarihinden itibaren geçerli sayılmasına," şeklinde yazılmak suretiyle temyize konu İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.