Logo

2. Hukuk Dairesi2024/356 E. 2024/7773 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğe yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı ve boşanma ile fer'i sonuçlarına dair hükümlerin yerindeliği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğe dava dilekçesi ve ön inceleme duruşması tebligatının, bilinen en son adresine tebligat yapılmadan doğrudan adres kayıt sistemindeki adrese yapıldığı ve bu durumun davalının savunma hakkını ihlal ederek adil yargılanma hakkına aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2306 E., 2023/2317 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/192 E., 2023/847 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili ile ilgilenmediğini, sevgi ve saygı göstermediğini, sürekli küsüp günlerce konuşmadığını, müvekkiline sözlü, ekonomik, duygusal ve psikolojik şiddet uyguladığını, sadakatsiz davranışları olduğunu ve sevmediğini söylediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve aylık 7.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, eşiyle ilgilenmediği ve ihtiyaçlarını karşılamadığı, devamlı küstüğü, eşine hakaret ve küfür ettiği, eşine "seni sevmiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, satın almış olduğu beyaz eşyaları ortak konuta getirmeyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, meydana gelen geçimsizlikte davalının tam kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğrayan, boşanmakla eşinin maddî desteğini yitirecek olan ve yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı lehine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, meydana gelen olayların mahiyeti, kusur durumları ve derecesi, kişilik haklarına yapılan saldırının mahiyeti, paranın alım gücü ile ihlal edilen ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 1.750,00 TL tedbir ve aylık 2.250,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının karar kesinleşmesini takip eden her yıl TÜİK esaslarına göre yayınlanan ÜFE oranında artışına, davacı lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, yargılama aşamalarında yapılan dava dilekçesi ve diğer tebligatların usulsüz olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, yargılama aşamalarında yapılan dava dilekçesi ve diğer tebligatların usulsüz olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında dava dilekçesi ve diğer tebligatların usulüne uygun yapılıp yapılmadığını, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 uncu ve 21 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar. Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde adres kayıt sistemindeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir.

2.Somut olayda dava dilekçesinin, davalı erkeğin adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan "Mernis adresidir" şerhi ile tebliğe çıkarılarak 7021 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince yapıldığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinin tebliği usulsüzdür. Ayrıca aynı usulle yapılan ön inceleme duruşması tebliği de usulsüzdür. Dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmeden yapılan yargılama ile hüküm kurulması; iddia ve savunma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkının açık ihlalini oluşturur. Diğer bir ifade ile adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Bu hale göre, davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmeden yapılan yargılama ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı erkek yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.