"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/124 E., 2024/164 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden bozulmasına-bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tazminat hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskançlığının müvekkilinin sosyal hayatına, duygusal ve iş hayatına zarar verdiğini, evlilik birliği temelden sarsılmış olduğunu, evliliğin devamı eşlerden beklenemeyecek seviyeye geldiğini davalının ailesinin tarafların evliliklerine, özel hayatlarına, evlerine aldığı eşyalara kadar müdahale ettiğini, müvekkilinin bu durumdan rahatsız olup bu durumu eşine söylediğini, ailesinden yana tutum sergileyip müvekkiline karşı hakaret ederek tartışma çıkardığını, küfürler ettiğini, şiddet uyguladığını evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için her yıl TÜFE oranında artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline fiziki ve sözlü şiddet uygulaması sebebiyle müvekkilinin ailesine gitmek zorunda kaldığını halen de burada ikamet ettiğini, erkeğin sadakatsizliği ve bunu yaşam haline getirmesi, ilgisizliği, aşağılamasından dolayı müvekkilinin çok yıprandığını, evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını, müvekkilinin aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu tüm görevleri yerine getirdiğini, evliliğin devamı için elinden gelen çabayı göstermesine rağmen erkeğin kusurlu davranışlarının devam ettiğini, tarafların karı koca ilişkisinin giderek sona erdiğini, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL nafaka, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2020 tarih ve 2018/475 E., 2020/36 K. tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının aşırı kıskanç davrandığı, mahrem konuları çevresine anlattığı "mecbur olmasam ben de evlenmezdim, mecbur olduğum için evlendim" şeklinde sözler sarf ettiği;erkeğin de sık sık eve geç geldiği, sadakatsiz davrandığı,bazı zamanlarda hiç gelmediği, yalnız başına uzun süreli telefon görüşmeleri yaptığı, kadın tanığı ...' nin görgüye dayalı beyanına göre de "..." isimli birisiyle mesajlaştığı, erkeğin geçmişte eşini aldattığını beyan ederek sadakatsiz davrandığını açıkladığı yine 2018 yılı Ramazan ayı içerisinde meydana gelen bir tartışma sırasında erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddet içeren davranışlarda bulunduğu, olay sonrası erkeğin kayınbabası olan tanığın ...' e telefon açarak eşine fiziksel şiddet uyguladığını beyan ettiği gibi kadının yüzünde ve çenesinde oluşan morlukların olaydan kısa bir süre sonra aynı tanıklarca bizzat görüldüğü, ayrılmalarına sebep olan bu olay sonrası kadının çocuğuyla birlikte Akçaabat' a ailesinin yanına gittiği, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, erkeğin, kadının kıyafetine ve kilosuna yönelik "beceremiyorsun, giyinemiyorsun, kilo alıyorsun" şeklinde sözler sarf edip alay ederek duygusal şiddet uyguladığı, eşine ve çocuğuna sevgisiz ve ilgisiz davrandığı, yaşanan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu 2012 doğumlu ...'in velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, asıl dava tarihinden başlamak üzere velâyeti anneye verilen ortak çocuk 2012 doğumlu ... için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası takdiri ile erkekten alınıp kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesiyle birlikte iştirak nafakası olarak aynen devamına, asıl dava tarihinden başlamak üzere kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası takdiri ile erkekten alınıp kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmün kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadın vekilinin yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebep olan olaylara göre takdiren 40.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2022 tarih ve 2020/2255 E., 2022/1683 K. sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına verilen tazminatların miktarlarının az olduğu, kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminat ile 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 01.11.2023 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden kadın yararına bozulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 200.000,00 TL maddî tazminat ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; aleyhe hususların hiçbirini kabul etmediklerini belirterek kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tazminatlar, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde maddî-manevî tazminat miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminatların miktarı ile kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.