"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/420 E., 2024/609 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi (Birleşen Siverek Aile Mahkemesi 2022/81 Esas, 2022/97 Karar sayılı dava dosyası)
SAYISI : 2023/774 E., 2023/833 K.
Taraflar arasındaki velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişkinin arttırılması, birleşen çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ısıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi uyarınca çekişmesiz yargı işidir. Bölge Adliye Mahkemelerince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca kesin nitelikte olup temyiz edilemez. Bu durumda, davacı-davalı vekilinin velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davacı-davalı vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; çocuğun tarafların gayri resmi birlikteliğinden dünyaya geldiğini, annenin velayet görevini yerine getirmediğini, Mahkeme kararı ile çocuk ile baba arasında soybağının kurulduğunu, davacı çocuğunu görmek istemesine ilişkin tüm taleplerinin davalı tarafından zor kullanılarak her defasında engellendiğini, davalının yeniden evlenerek Çorum'a yerleştiğini, davalının müşterek çocuğa karşı ilgisinin giderek azaldığını ve bu şekilde çocuğunu da görmezden gelerek yaşadığı dönemlerde hastayken küçüğe yemek dahi verilmediğini, davalının yeni evlendiği kişinin başka çocukları olduğunu, evlendiği kişiden çocuğu da bulunduğunu, davalının düzenli herhangi bir geliri de olmadığını, müşterek çocuğa yeterince ilgi göstermediğini, ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, davalıdan kaynaklı şahsi ilişkinin kurulamadığını, çocuğun ortalığa bırakılan ilaçları içerek zehirlendiğini, hastaneye kaldırıldığını, davalının eşi ile çocuğu arasında denge kuramadığını, kavgacı ve şiddet dolu tavırlarının müşterek çocuğun psikolojisine olumsuz etki edeceğini, hali hazırda eşi ile 23.06.1995 yılından beri evli olduğunu, bu evliliklerinden müşterek çocukları bulunmadığını, davalının müşterek çocuğa karşı davacıyı "seni öldürmeye çalışan adam, seni çöpe atan adam, seni kaçırmaya gelip yine seni çöpe atacak olan adam'' şeklinde tanıttığını, müşterek çocuğun babasının sadece yeni eşi olduğunu da çocuğa aşılamaya çalıştığını iddia ederek, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde müşterek çocuk ile davacının görüşme saatlerinin 1'er saat artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek ıslah dilekçesinde özetle; müşterek çocuk ile müvekkilinin farklı şehirlerde ikamet etmeleri sebebiyle mevcut deliller de dikkate alınarak çocukla müvekkili arasında kurulan kişisel ilişkinin saatlerinin artırılmasına, belirli günler yatılı olacak şekilde yeniden tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının önceden açtığı velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verildiğini ve kesinleştiğini, yine davacı erkeğin açtığı kişisel ilişki için açtığı davanın istinaf incelemesinde olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının evli iken çocuğu olmadığından eşinin rızası ile davalı ile gayri resmi birliktelik yaşadığını, psikolojik şiddet nedeni ile baba evine döndüğünü, davacının çocuğun verilmeyeceğini anlayınca çocuğun kendisinden olmadığını söylediğini, davalı kadının açtığı babalık davasını kazandığını, velâyetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığını, çocuğa şiddet uyguladığı şeklinde iftira attığını, davacının çocuğu soyarak vücudundaki çizik ve ufak yaraları çektiğini, müşterek çocuğa yüzündeki çiziği annesinin yaptığını söylemesi için baskı yaptığını, ancak çocuğun bunu söylemediğini, küçüğün annesinin yanına geldiğinde her şeyi anlattığını iddia ederek, açılan asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile davacı-davalı ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına ya da azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2023 tarih ve 2020/667 Esas, 2023/3844 karar sayılı kararı ile; velayetinin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı, kişisel ilişkilerin süresinin artırılmasının ve uzman refakatinin kaldırılmasının kurulmakta olan baba çocuk ilişkisini destekleyeceği, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını yahut azaltılmasını gerektirir herhangi bir durumun anne tarafından elverişli deliller ile ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davada terditli olarak ileri sürülen yatılı kişisel ilişki tesisi taleplerinin reddine, kişisel ilişki süresinin artırılması talebinin kabulü ile Siverek Aile Mahkemesinin 2019/348 Esas, 2020/335 Karar sayılı ilamıyla müşterek çocuk Furkan ile babası arasında "her ayın 1. cumartesi saat 10:00 ile 15:00 arasında uzman eşliğinde" şeklinde kurulan kişisel ilişkinin artırılarak baba ile çocuk arasında her ayın 1. haftaları cumartesi ve pazar günleri saat 10:00 ile 17:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 17:00 arasında uzman refakati olmaksızın kişisel ilişki tesisine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı-davalı erkek vekili tarafından velayet, kişisel ilişkinin süresi ve yatılı kişisel ilişki tesis edilmemesi yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.11.2023 tarih ve 2023/2264 Esas, 2023/2874 Karar sayılı kararı ile Mahkemece; kararın gerekçesinde velâyetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığından velayetin değiştirilmesi isteminin reddine karar verildiğinin belirtildiği ancak hüküm kısmında velayetin değiştirilmesi istemine ilişkin bir hüküm kurulmayarak gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı ile, esası incelenmeksizin kararın tümüyle kaldırılmasına, dosyanın; yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanzim olunan SİR raporları ve baba ile çocuk arasında uzman eşliğinde gerçekleştirilen kişisel ilişki görüşme tutanakları birlikte incelendiğinde; çocuğun doğumundan itibaren davanın açılması öncesine kadar sürekli anne ile kaldığı, baba ile SİR raporu tanzim tarihinden 7 ay önce icra kanalıyla görüşmeye başladığı, annenin velayet yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu hususta davacı tarafça ileri sürülen iddiaların ispatına elverişli delil sunulmadığı, çocuğun fotoğraflardaki yaralanmalarının sağlık durumu sebebiyle olduğunun gerek raporla gerekse tanık beyanlarıyla ortaya konulduğu, annenin 5,5 yıl önce yeni bir evlilik yaptığı, çocuğun annenin yeni eşini benimsediği, henüz yeni tanıştığı davacı babayı ebeveyn olarak kabullenmediği, anneden ayrılma kaygısı taşıdığı, annenin bu konuda çocuğa yeterli desteği vermediği, çocuğun yaşı gereği annenin yakın ilgi ve sevgisine ihtiyacı olduğu, velâyetinin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı, görüşme tutanaklarına yansıyan durum itibariyle çocuk ile baba arasındaki ilişkinin yeni tesis edilmekte olduğu, olumlu bir seyir izlediği, görüşmelerin azaltılmasının yahut kaldırılmasının baba ile çocuk arasındaki bağa zarar vereceği, bu durumun çocuğun üstün yararına uygun olmayacağı, aksine kişisel ilişkilerin süresinin artırılmasının ve uzman refakatinin kaldırılmasının kurulmakta olan baba çocuk ilişkisini destekleyeceği, bu durumun babanın görüşme günlerinde şehir dışından uzak mesafeden geliyor olması noktasında da uygun olacağı, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını yahut azaltılmasını gerektirir herhangi bir durumun anne tarafından elverişli deliller ile ispatlanamadığı, ileri sürülen iddiaların geçmiş yaşantıya ve davacı ile davalı arasındaki kişisel ilişkiye yönelik olduğu, çocuğun menfaatine aykırı bir durumun ortaya konulmadığı gerekçesi ile asıl davada velayetin değiştirilmesi talebinin ve terditli olarak ileri sürülen yatılı kişisel ilişki tesisi talebinin reddine, terditli olarak ileri sürülen kişisel ilişki süresinin artırılması talebinin kabulüne, Siverek Aile Mahkemesi'nin 2019/348 Esas, 2020/335 Karar sayılı ilamıyla ortak çocuk Furkan ile babası arasında "her ayın 1. cumartesi saat 10:00 ile 15:00 arasında uzman eşliğinde" şeklinde kurulan kişisel ilişkinin artırılarak baba ile çocuk arasında her ayın 1. haftaları cumartesi ve pazar günleri saat 10:00 ile 17:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 17:00 arasında uzman refakati olmaksızın kişisel ilişki tesisine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada velâyet değişikliği talebinin reddi, terditli olarak açılan kişisel ilişkinin süresi ve yatılı kişisel ilişki tesis edilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek,velayet değişikliği talebinin reddi, terditli olarak açılan kişisel ilişkinin süresi ve yatılı kişisel ilişki tesis edilmemesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki uyuşmazlık asıl dava yönünden müşterek çocuğun velâyetinin değiştirilmesi gerekip gerekmediği, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin artırılması ve yatılı şahsi ilişki tesisinin şartlarının oluşup oluşmadığı, birleşen dava yönünden ise, kişisel ilişkinin kaldırılması yahut azaltılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi, 182 nci ve 324 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 362 nci, 365 inci, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesi ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı vekilinin velâyetin değiştirilmesine yönelik temyizi yönünden; temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.