Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3781 E. 2024/5116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, boşanmaya, velayete, tedbir nafakasına ve manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3091 E., 2024/569 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/716 E., 2023/596 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 16.05.2009 yılında evlendikleri, evliliklerinin ilk aylarından itibaren tarafların farklı bir mizaçlarda olduğunun ortaya çıktığı, davalı kocanın aşırı kıskanç, takıntılı psikolojik ruh hali, şiddete yatkın olması müvekkili açısından evliliğini mutlulukla sürmeyeceğinin ilk işaretleri olduğunu, tarafların davalı kocanın anne ve babalarıyla aynı binanın aynı katında olması, karşılıklı 2 dairede ikamet etmeleri davalı kocanın kendisi gibi öğretmen olan davacı müvekkiline feodal baskılar ve yaptırımlar uygulamasını kolaylaştırdığını, davalının temizlik ve düzen takıntısı nedeniyle davacı müvekkilinin şiddet gördüğünü, davalının nerede bir toz görse hemen müvekkiline küfür hakaretler ettiği, saçından çekerek kafasına vurarak şiddet uyguladığı, davalının eşine tutsak hayatı yaşattığını, anne ve babasını ziyaret etmesini engellediği, babası hastayken bile geçmiş olsun ziyaretine izin vermediğini, erkek meslektaşlarına selam vermeyi yasakladığını, 13 yıllık evlilik hayatlarında eşini bir kere bile tatile götürmediğini, giyim kuşamına, ayakkabısının topuk boyuna kadar karışarak müdahale ettiğini, müvekkilinin bütün bunlara rağmen doğan 2 çocuğunun büyümesi için davalıya katlanmışsa da en sonunda kanser illetine yakalandığını, kanser tedavi sürecinde kendi yakınlarının ziyaretini bile yasakladığını, çocuklarının yanında davacıya ağır hakaretlerde bulunduğunu ve tekmeyle dövdüğünü, davacının kanser ameliyatı olup göğüslerinin aldırmasıyla beraber davalı koca ;" sen kadın mısın, erkeğe kadın ol desen ancak bu kadar olur ..." diyerek sürekli kadınlık onuruyla oynadığını, davacı müvekkilin boğazını sıkarak kafasını balkon camına vurarak baygınlık geçirmesine neden olduğunu, davacı eşin kanser nedeniyle gördüğü operasyonları gerekçe göstererek "senden tiksiniyorum, iğreniyorum, yanına gelmek istemiyorum yataktan soğudum", "Ben parayla yatacak kadın bulurum" diyerek davacıyı sürekli aşağıladığını, evlilik hayatı içinde müşterek çocuklarına bile sürekli psikolojik şiddet uygulayan onları karanlık odalara hapseden davalının davacıya reva gördüğü hakaret taciz/tecavüz ve işkencenin ardından yakınlarınında yardımıyla ve polis çağırarak davacı müvekkili davalı eşin zulmünden kurtularak devlete sığındığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, her bir çocuk için aylık 2.000.00 TL tedbir- iştirak nafakanın davalıdan tahsiline, davalı müvekkili lehine 250.000.00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaların tamamı hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olup davanın reddi gerektiği, müvekkilini her daim eşine ilgili olduğunu, eşinin zor tedavi sürecinde anne/babası tarafların ortak konutunun temizliğinden yemeğine kadar her türkü ihtiyaçlarını karşılamak adına ellerinden geleni fazlası ile yaptıklarını, müvekkilinin de bu süreçte eşine her daim sevgi ile yaklaşmıştığını, moralini yüksek tutmak adına olağanüstü bir çaba sarf ettiğini, evlilik birliğinin kurulduğu günden bugüne dek eşine ve çocuklarına her daim sevgi ve saygı ile yaklaştığını, gerek davacının tedavi sürecinde gerekse müşterek çocuğun tedavi sürecinde hayatını adeta onlara adadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıyı ailesi ile görüştürmediği, düzen ve titizlik takıntısı sebebiyle davacıya psikolojik baskı yaptığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve tarafların fiilen uzun süredir ayrı yaşadıkları ve erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşıldığından tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, her bir çocuk lehine 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, velâyeti, tazminat miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, velâyeti, tazminat miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat miktarı ve velâyete ilişkin kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.