"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/69 E., 2024/329 K.
KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının kararının yoksulluk nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ayrı bir eve çıkmak için sürekli müvekkilini bunalttığını, sürekli alışveriş yaptığını, elbiselerini ablasına gönderdiğini, müsrif olduğunu, kadının müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadığı dönemde birlik görevlerini yapmadığını, evlilik ve anne olma sorumluluklarını yerine getirmediğini, tartışma çıkardığını evi sebepsiz yere terk ettiğini, kadın sığınma evine gittiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline bağımsız ev açmadığını, ailesi ile yaşattığını, erkeğin babasının müvekkilinin kız kardeşini taciz ettiğini, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, ayrı eve çıkmadığını, müvekkiline erkeğin ve ailesinin baskı yaptığını, küfür ve hakaret ettiklerini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, elini kolunu bağlayıp ablasının evine götürdüklerini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli, 2018/46 E., 2020/564 K. sayılı kararı ile erkeğin davasında haklılığının ispatlanamadığı,buna karşın erkeğin, kadına ve annesine, kardeşlerine baskı yaptığı, "seni ayrı eve çıkartmıyorum, yapmak zorundasın, biz eve geldiğimizde bize hizmet etmek zorundasın" dediği, ayrıca köyden geldiği için küçümsediği, kadının ayrı eve çıkma isteğini kabul etmeyip "çık git nereye gidersen git" denilmesi üzerine kadının sığınma evine yerleştiği, ayrıca kadının, kayınbabasının ablasına tacizde bulunduğunu söylemesi üzerine erkeğin abisi ...'ın "parasıyla değil mi bütün ablalarına yaparım" dediği, erkeğin babasının da "sana para vermeyeceğiz ancak öyle yola gelirsin" dediği, kadının, erkek ve ailesi tarafından bayıltıldığı, darp edildiği, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusur durumunun ispat edilemediği, ortak çocuklarının fiili ayrılık döneminde annesi ile birlikte kaldığı, mevcut düzenlerinin değişmemesi ve alınan sosyal inceleme raporlarında da ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi yönünde görüş bildirildiği, kadının çalışmadığı, somut ve düzenli bir gelir sahibi olmadığı, boşanma sonrası yoksulluğa düşeceği, boşanma sonucu kadının, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği ve erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 275,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli, 2021/283 E., 2022/1054 K. sayılı kararı ile ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, evlilik süresi de dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesi ile davalı davacı kadın vekilinin tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, ortak çocuklar yararına Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı-davacı kadın vekilinin sair, davacı-davalı erkek vekilinin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekilince; "kendi reddedilen davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar"; davalı-davacı kadın vekilince; "tazminat ve nafaka miktarları" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 21.11.2023 tarihli kararı ile "....davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu" gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarının çok olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu7nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.