"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1597 E., 2023/1676 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/214 E., 2023/541 K.
Taraflar arasındaki aile konutu olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı arasında bağımsız bölüm için 05.07.2020 tarihinde kira akdinin düzenlendiğini, bu tarihten itibaren davacıların kiralanan konutu aile konutu olarak kullandıklarını, kiralayan davalı ... tarafından Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü 2022/23850 Esas sayılı dosyasında tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız icra takipten kira akdi kapsamında aynı gün tahliye taahhüdünün de alındığının davacı tarafından öğrenildiğini, itirazın kaldırılması davasının kabulüne karar verilerek icra takibinin kesinleştiğini, söz konusu tahliye taahhüdünün sadece davacı ... tarafından imzalandığını tahliye taahhüdüne davacı kadın eşin muvafakati olmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereği dava konusu taşınmazın davacıların aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tahliye taahhüdünden önce ve sonra davacının müvekkiline bildirimde bulunmadığını, kiracı olmayan eşin müteselsil sorumlu veya kiracı sıfatını almadığından 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin son fıkrası gereklerini yerine getirmeyen davacı eşin kiracı olması ve bu haktan yararlanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Davacı vekili 07.04.2023 tarihli dilekçesinde davacıların konutu tahliye ettiğini beyan etmiş davalı vekili 21.03.2023 tarihli dilekçesinde davacıların dava konusu taşınmazı tahliye ettiğini beyan etmiş olduğundan dava konusuz kaldığı anlaşıldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına karar verilmiştir ve aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden tarife gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava konusu taşınmaz için 05.07.2020 tarihinde kira akdi düzenip aynı gün tahliye taahhüdünün de alındığının müvekkili tarafından çok sonradan öğrenildiğini, taşınmazın bu tarihten itibaren aile konutu olarak kullanıldığını, kiralayanın başlattığı icra takibine itirazları sonrasında davalının açtığı itirazın kaldırılması davasının kabulüne karar verilerek icra takibinin kesinleştiğini, yargılama sürerken taşınmazın müvekkilleri tarafından tahliye edildiğini ve kurulan ara karara cevaben yargılamanın devam etmesi gerektiğini, tahliye işleminin haksız olmasından kaynaklı tazminat taleplerinin olacağı belirtilmesine karşın mahkemece hukuksal yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın haksız ve hukuksuz olarak reddedildiğini, tahliye işlemi gerçekleşmiş olsa bile haklılıklarının ispatı için davaya devam edilmesi, tanıklarının dinlenilmesi, gerekli bilgi ve belgelerin nüfus ve ikametgah belgelerinin temini ile hüküm kurulması gerekirken adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve dava sonucunda karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti yönünde dava açan ve dava açılış tarihi itibariyle davacı eşlerin yerleşim yeri kayıtları itibariyle aile konutu olduğunun anlaşılması nedeniyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılması yerinde olmadığı gerekçesi ile davacıların sair istinaf istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama gideri toplamı 775,80 TL'nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacılar vekil ile temsil olunduğundan İlk Derece Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davalı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinden kimin sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, konutun eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmış ise sözleşmenin tarafı olmayan eşin, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline geleceği düzenlenmiştir. Davacılardan ..., kiralanın taşınmazın tahliyesine dair icra takibine tarihine kadar, kiralayan davalı tarafa bir bildirimde bulunmadığından kira sözleşmesinin tarafı haline gelmemiştir.
Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır. Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde hukuki yararının varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu halihazır ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Somut olayda davacılardan ..., takip tarihine kadar kira sözleşmesine 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre taraf olmadığından, davalı ev sahibine karşı açılan dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ilişkin davada hukuki yarar bulunmamaktadır. Kaldı ki aile konutu olduğunun tespiti davasının niteliği itibariyle eşe karşı açılabileceği ve davalının bu davada pasif husumetinin bulunmadığı da açıktır. Bu halde davacıların dava açmakta haklı olduklarından söz edilemez. Davacıların dava açmakta haklı olmadıkları nazara alınarak yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinden davacıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere davalı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.