Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4005 E. 2024/5163 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararı gereğince hüküm verildiği, İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/421 E., 2023/557 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden hüküm kurulması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi Kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına maddî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, erkeğin ailesi ile görüşmek istemesini istemediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesi ile görüşmek istemediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ve ailesinin erkeğe ve erkeğin ailesine fiziksel şiddet uyguladığı karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, iftira attığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kadının çalışmasını istemediğini, bu sebeple işten ayrılmak zorunda kaldığını, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilk kararı ile dinlenen tanık beyanları uyarınca tarafların 11.04.2021 tarihinden beri ayrı yaşadıkları ve bu tarihten önceki vakaların kusur belirlemesinde dikkate alınmadığı, asıl dava yönünden yapılan incelemede; erkeğin dinlenen bir kısım tanıklarının beyanlarında geçen vakalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bir kısım tanıkların ise bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, bu sebeple hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle asıl davanın ispatlanamaması sebebiyle reddine, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise erkeğin, kazancını kadından ve ortak çocuktan esirgediği, kadının telefonlarına haklı sebep olmadan cevap vermediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, her ne kadar erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de taraflar arasında yaşanan fiziksel şiddet vakasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve bu vakanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, alınan sosyal inceleme raporu, anne sevgisine muhtaç olduğu dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alındığında kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, dinlenen kadın tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulü ile kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların da hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, fiziksel ve psikolojik şiddet, hakaret vakalarının da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının ise az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2023 tarihli kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, erkek yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü şartlarının oluşmadığı, kadın yönünden ise aynı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerinin oluştuğu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ise oluşmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının makul olduğu, erkeğin ispatlanan kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine ilişkin karar ile ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu gerekçesiyle her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2023 tarihli kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden, davacı-karşı davacı kadın vekili tarafından katılma yoluyla temyiz dilekçesinde Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemiz 04.07.2023 tarihli ilamı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kadının telefonlarına haklı sebep olmadan cevap vermediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıalarının ispatlanamadığı, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacının maddî tazminat yönünden talebinin kısmen kabulü ile; 75.000,00 TL maddî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya ödenmesine, taraflara karşılıklı olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.900,00 TL vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek maddî tazminatın miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek maddî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ahmet'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Özlem'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.