Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4061 E. 2024/5779 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu ve bozma ilamının amacına uygun olmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/67 E., 2024/331 K.

DAVA TARİHİ : 27.06.2018- 16.07.2018

KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 100.000.00 TL maddî, 80.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan davalı-davacı kadının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek (asıl) ve davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2014/600 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verildiğini, bu kararın 20.03.2015 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmenin üzerinden 3 yıl 3 ay geçmesine rağmen eşi ile fiilen hiçbir şekilde bir araya gelmediklerini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddiaların asılsız olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin sadakatsiz olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2019 tarih ve 2018/544 Esas, 2019/169 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında görülüp retle sonuçlanan boşanma davasına ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla bir süre geçtiği halde tarafların bir araya gelmedikleri, her iki dosyada dinlenen tanık beyanları ile taraflar arasındaki geçimsizlikte erkeğin kusurlu olduğu, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat görevini ihlal ettiği, başka bir bayan ile telefon konuşması yaptığı, bu olaydan sonra eşiyle problemler yaşamaya başladığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 30.11.2021 tarih ve 2019/1885 Esas, 2021/1893 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında kadına kusur yüklenmediği halde, kadının erkeğe oranla az kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle, hükmün gerekçesinde çelişki oluşturulduğu, kadına kusur yüklenip yüklenmediği, yüklenmiş ise hangi kusurun yüklendiğinin anlaşılamadığı, bu bakımdan gerekçenin kendi içinde çelişkili olduğu gibi kusur belirlemesi yönünden yeterli açıklıkta olmayıp denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle her iki davada boşanma hükmü, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kesinleşen konular hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların kusura yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, istinafa gelen; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2022 tarihli, 2022/53 E., 2022/440 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında ilk olarak Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2014/600 Esas sayılı dosyasında yargılaması yapılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların üç yıldan fazla bir süre geçtiği halde yeniden bir araya gelemeyerek ortak hayatı kuramadıkları, bu yüzden taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verildiği, kadının davası yönünden ise; geçimsizlikte erkeğin kusurlu olduğu, tarafların evli olarak bir arada yaşadığı dönemde erkeğin başka bir kadınla telefonda konuşarak eşine karşı güven sarsıcı harekette bulunduğu, daha sonra eşinin 2009 yılında müşterek konutu terk etmesi nedeniyle tarafların o tarihten sonra fiilen ayrı yaşayıp bir araya gelmedikleri, erkeğin Kayseri 4. Aile Mahkemesinde açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesinden sonra ve yargılaması yapılan işbu davanın açılmasından önce erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığı, bu şekilde eşine karşı sadakat yükümlülüğüne de aykırı davrandığı, erkeğin boşanma davasına ilişkin savunmalarını ispatlayamadığı, evlilik birliğinde anlaşmazlık ve fiili ayrılığın husule gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davada boşanma hükmü, harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tazminatlara faiz işletilmemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2023 tarihli, 2022/1650 E., 2023/56 K. sayılı kararı ileboşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilikte geçen süre, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, diğer istinaf itirazları yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek (asıl) "tazminat miktarları"; davalı-davacı kadın vekilince; "kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 12.12.2023 tarihli, 2023/2609 E., 2023/6109 K. sayılı kararı ile davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının çok olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği belirtilerek erkek yararına kararın bozulmasına, kadın vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına 100.000.00 TL maddî, 80.000.00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek (asıl) ve davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek (asıl) temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup bozma ilâmının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı- davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Fikri'ye yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.