"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1642 E., 2023/1720 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/273 E., 2022/513 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, birleştirilen davanın reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadının, müvekkiline karşı agrasif ve kavgacı bir yapıya sahip olduğunu,aşağıladığını, hakaret ettiğini, evini eşini ve annelik göreviniihmal ettiğini, müvekkiline yönelik "sen kimsin, sana ne bebek benim değil mi, onun annesi benim, ayrılmak istiyorsan siktir git dilekçeni ver" şeklinde sözler söylediğini, ... E. isimli erkek ile aldattığını ve haysiyetsizce yaşam sürdüğünü, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 200.000,00 TL manevî tazminata, kadının brleştirilen davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile birleştirilen dava dilekçesinde erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkiline ilgisiz davrandığını, hakaret içerir söz ve küçük düşürücü eylemlerde bulunduğunu, müvekkiline kötü muamale ettiğini, sürekli "Sen de kadın mısın, Allah belanı versin, siktir git, kursağından bir liram ve kuruşum bile geçmesin" şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, pek kötü muamele ve fiziksel şiddet sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 500,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine, ziynet alacaklarının bedeli belirlenince artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL bedelinin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile ziynet alacağı bedelini 325.050,00 TL olarak belirlemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2019 tarih ve 2018/548 Esas, 2019/862 Karar sayılı kararı ile; kadının, erkeğe karşı "Kavakta da boy var ancak işe yaramıyor, karga burun, geri zekalı, geri kafalı, sen de erkek misin, siktir ol git bu evden geri zekalı" şeklinde hakaret içerikli ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı, ... E. isimli şahısla sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin ise kadına karşı "Köpek gibi kadınsın, kokuryorsun, anne değilsin" şeklinde hakaret içerikli ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı, ilgisiz davrandığı ve kadının maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından zorla elinden alındığını veya bozdurulduğunu kanıtlayamadığı, dinlenen bir kısım tanıkların anlatımlarından ziynet eşyalarının ev alımında kullanıldığının beyan edildiği ve dolayısıyla anılan talebin açılacak olan katılma alacağı davasında gündeme getirilebileceğinin anlaşıldığı gerekçesi ile tarafların karşılıklı boşanma taleplerinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine ve baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir nafakasına, erkek lehine 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin ve kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarı, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat talepleri ve kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, kadının birleştirilen dava dilekçesinde dava sebebi olarak "Kötü, fena muamele-darp nedeniyle boşanma davası" olarak belirtildiği, dava dilekçesi ile istinaf dilekçesindeki anlatımlar dikkate alındığında, birleştirilen boşanma davası yönünden boşanma davasının dayanağının ne olduğu hakkında kadının açıklaması alınarak buna göre değerlendirmesi yapılması gerekirken doğrudan evlilik birliğinin sarsılması yönünden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, hüküm kısmında asıl ve birleştirilen dava yönünden infazda tereddüt oluşturulduğu, ziynet alacağı davası yönünden kadının alacak davasının konusunun kişisel eşyaların (ziynetlerin) bedelinin iadesine yönelik olduğu, talebin reddine ilişkin gerekçenin hatalı olduğu, kadının gösterdiği tanıklarının ziynet alacağı davası yönünden beyanlarının alınmamasının hatalı olduğu ve yeniden bu hususta dinlenilmeleri gerektiği, erkeğin ziynet eşyaları yönünden verdiği cevabında "Düğünde kadına takılan takıların bozdurulması hususunun birlikte alınmış bir karar olduğu, aile konutu alınması için ilk olarak kadının bunu teklif ettiği belirtilerek altınların ev alımında kullanıldığı" açıklanıp, kabul edildiğine göre erkeğin ziynet alacağı talebine yönelik verdiği cevap, ispat yükü ve savunması yönünden erkeğin yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması, dosyaya ibraz edilen düğün CD ve fotoğraflarının da bilirkişi marifetiyle tespitinin (Değer dahil) yapılması, toplanan tüm delillerin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Daire kararına uygun şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe karşı"Kavakta da boy var ancak işe yaramıyor, karga burun, geri zekalı, geri kafalı" şeklinde hakaret içerikli ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı ve ''s..tir ol git'' şeklinde küfür ettiği, evine, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz davrandığı, ... E. isimli şahısla sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin ise kadına karşı "köpek gibi kadınsın" şeklinde hakaret içerikli ve aşağılayıcı ifadeler kullandığı, ilgisiz davrandığı ve kadının maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, evlilik birliğin temelinden sarsılmasında kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, erkeğin yaralama eyleminin 15.09.2016 tarihinde gerçekleştiği, birleştirilen davanın ise 28.09.2018 tarihinde açıldığı, özel nedene dayanan boşanma davasında altı aylık hak düşürücü sürenin öğrenme anı olan eylem tarihinden itibaren başladığı ve dava tarihi itibariyle de dava açma süresi geçtikten sonra birleştirilen davanın açıldığı, erkeğin, "düğünde kadına takılan takıların bozdurulması hususunun birlikte alınmış bir karar olduğunu, aile konutu alınması için ilk olarak kadının bunu teklif ettiğini" belirterek altınların ev alımında kullanıldığını kabul ettiğine göre davada ispat külfeti yer değiştirdiği, erkeğin yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak kadına 08.02.2022 tarihli duruşmada yemin teklif etme hakkını kullandığı, kadın yemin teklifini kabul ettiği, erkeğin altınların iade edilmemek üzere kendisine verildiğini ispat edemediğinin anlaşıldığı, 13.01.2022 tarihli bilirkişi raporu ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının “pek kötü davranış” sebebi ile açtığı birleştirilen boşanma davasının reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine ve baba ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine 08.05.2021 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine 08.05.2021 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 09.06.2022 itibariyle kaldırılmasına, erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı kısmen kabulü ile her biri 20 gramdan 22 ayar 6 adet bilezik, her biri 10 gramdan 22 ayar 3 adet bilezik, 22 ayar 30 adet çeyrek altın ve 40 gram 14 ayar bir adet set takımının (kolye, bileklik ve küpe) dava tarihi itibariyle toplam bedeli olan 43.650,00 TL' den 5.000,00 TL'sinin dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle, kalan 38.650,00 TL'sinin 28.01.2022 ıslah tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulü, kadının boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarı, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kararla birlikte kaldırılması ve miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat talepleri ve kadının kısmen reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve savunması, toplanan deliller, tanık beyanları, affedilen olayların kusur tespitine esas alınamayacağı dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, asıl dava yönünden kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin az kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının kabulüne, kadın tarafından açılan pek fena muamele sebebine dayalı davanın koşullarının oluşmaması sebebiyle birleştirilen boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat göz önünde tutulduğunda, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesinde, kadın ağır kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, ayrıca tarafların aynı konutta yaşadığı, kadının sadakat görevine aykırı eylemini devam ettirdiği dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, erkek lehine takdir edilen manevî tazminat miktarının yerinde olduğu, ziynet eşyasının erkek tarafından bozdurulduğu ve iade edilmediği, tespit edilen altınlar yönünden düğün fotoğrafları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi suretiyle düğünde kadına takıldığı (varlığı) ispatlanan miktara göre (birleştirilen dava dilekçesindeki talebin düğünde kadına takılan ziynet eşyalarına yönelik olduğu dikkate alındığında) talebin kısmen kabulüne karar verilmesinde, bedele ilişkin talebin dava tarihine göre değerlendirilip hüküm altına alınmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulü, kadının boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ve miktarı tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kararla birlikte kaldırılması ve miktarı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat talepleri ve kadının kısmen reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında kadının karşı davasının ispat edilip edilmediği ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi,182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu madesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.