Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4067 E. 2024/8614 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi, ve kadının yaptığı ıslahın geçerliliği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2799 E., 2024/501 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/109 E., 2023/698 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeninden esas hakkında hüküm tesisine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... ile vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1992 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, bağımsız konut temine etmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, tehdit ve hakaret ettiğini, fiziksel, sosyal, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, erkeğin babasının kadının üzerine yürüdüğünü, hakaret ettiğini ancak erkeğin ise bu duruma ses çıkarmadığını, ortak çocukları tehdit ettiğini ve onlara fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kıskanç olduğunu, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, ilgisiz olduğunu, ailesinin evlilik birliğine olan müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kadın vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesinde özetle; kadın yararına aylık 25.000,00 TL tedbir nafakası, 25.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 2.000.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konutu terk ettiğini, erkeğin anne ve babası ile bayramlaşmadığını, kadının erkeğin anne ve babasına bağırdığını, erkeğin ailesine soğuk davrandığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin barışma girişimlerine olumlu yanıt vermediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğin ailesine soğuk davrandığı, 2017 yılı Kurban Bayramında erkeğin ailesi ile bayramlaşmadığı, erkeğin ailesine bağırdığı, erkeğin ise kadına hakaret ettiği ve aşağılayıcı sözler söylediği, aşırı kıskanç tavırlar sergilediği, kadına karşı ilgisiz olduğu, 2017 yılı Kurban Bayramında ailesinin evinde yaşanan tartışmada erkeğin babasının kadının yüzüne tükürerek hakaret etmesine, kadının üzerine yürümesine sessiz kaldığı, kadını ve ortak çocukları tehdit ettiği, ailesinin evlilik birliğine olan müdahalesine sessiz kaldığı, taraflar arasında en son yaşanan olayda kadın ve çocuklar ortak konuttan giderken ortak çocuk ...'un yüzünü sıktığı, kadının ortak konuttan ayrılmasının haklı sebebe dayandığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, güven sarsıcı davranışta bulunma ve erkeğin kardeşinin kadına fiziksel şiddet uygulamasına erkeğin sessiz kaldığı vakıalarından sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadının çalışmadığı, gelirinin olmadığı dikkate alınarak kadın yararına karar tarihine kadar aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden itibaren aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, erkeğin maddî desteğini boşanmakla yitireceği, paranın alım gücü, zedelenen mevcut ve beklenen menfaat, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 350.000,00 TL maddî tazminat, 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışlardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve af kapsamında kaldığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılan tün vakıaların ispatlandığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, tazminat ve nafaka miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın tarafından dayanılmayan vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ıslahın usul ve yasaya aykırı yapıldığı, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşmediği, yargılama gideri ve vekâlet ücreti düzenlemelerinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların doğru olduğu, kadına yüklenecek başkaca bir kusurlu davranışın ise bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen "2017 yılı Kurban Bayramında ailesinin evinde yaşanan tartışmada erkeğin babasının kadının yüzüne tükürerek hakaret etmesine, kadının üzerine yürümesine sessiz kaldığı" vakıasının hatalı olduğu, dinlenen tanık beyanları uyarınca erkeğin, babasının bu eylemine sessiz kalmadığı ve tarafları ayırmaya çalıştığı, bu vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışların yanında erkeğin, ailesinin kadını istemediği, fiili ayrılık sonrasında kadın, erkeğin görüşme isteğini kabul etmeyince "...verdiğim arabaya binmesin diye söylediği...", kendi ailesinin sözü ile hareket ettiği, fiili ayrılık sürecinde kadının ev kirası, faturalar ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ailesi ile görüşmesini kısıtladığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu ve davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olduğu, davanın kabul edilmesi sebebiyle yargılama giderlerinin erkek aleyhine hükmedilmesi ve kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, davacı kadın vekili tarafından nafakalar ile maddî tazminat miktarları yönüyle yapılan ıslahın usul ve yasaya uygun olduğu, ıslah dilekçesinin davalı erkek vekiline tebliğ edildiği ve davalı erkek vekilinin ıslahın usulüne uygun yapılmamasına yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda az kusurlu olduğu tespit edilen davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olduğu, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, evlilikte geçen süre, kusur durumu, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kadının yaşı, yeniden evlenme şansı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, tazminat miktarlarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda az kusurlu olduğu tespit edilen ve ev hanımı olan, sürekli ve düzenli gelir getirici bir işi ile herhangi bir mal varlığı bulunmayan, boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de doğru olduğu, ancak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik şartları, paranın alım gücü, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, takdir edilen nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesinin boşanmaya dair karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 25.000,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 25.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 2.000.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminat, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmişse miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın vekili tarafından ıslahın süresinde, usul ve yasaya uygun olarak yapılıp yapılmadığı, erkeğe kusur olarak yüklenen vakıalara kadın tarafından süresinde dayanılıp dayanılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesi, 176 ncı ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.