Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4158 E. 2024/7836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu şerhi içermeyen kira sözleşmesinde eşlerden birinin tahliye taahhüdünde bulunması üzerine, diğer eşin taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti istemiyle açtığı davada husumetin doğru yöneltilip yöneltilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu olduğunun tespiti davasının eşler arasında açılabileceği, davada malike husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/346 E., 2024/474 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/127 E., 2023/481 K.

Taraflar arasındaki aile konutu olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.11.2014 tarihli kira sözleşmesine dayanarak "... mahallesi,... caddesi, ... apartmanı, No:42/14 .../Antalya" adresinde eşiyle birlikte oturduğunu, kira sözleşmesinin eşi ve davalı arasında imzalandığını, davalı malikin tahliye taahhüdüne dayanarak tahliye davası açtığını, tahliye taahhüdüne müvekkilinin rızası bulunmadığın belirterek dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı eş, kira sözleşmesi imzalanırken taahhüde izin verebileceğini, sözlü olarak da bu iznin verilebileceğini, davanın kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aile konutu tespiti davası eşler arasında görülebilecek davalardan olup bu tür davalarda üçüncü kişilere husumet düşmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, eşi olan Nilay'dan davalı ile imzaladığı kira sözleşmesi sebebiyle tahliye taahhüdü alındığını, tahliye taahüddünün kira sözleşmesinin feshi niteliğinde olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca aile konutu olan taşınmazlarda kiracının eşinin açık rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemeyeceğini belirterek davanın reddi yönünden kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili özetle; istinaf sebeplerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu olduğunun tespiti davası olup, uyuşmazlık, husumetin doğru yöneltilip yöneltilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı 194 üncü, 240 ıncı, 279 uncu ve 652 nci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.