"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1777 E., 2023/2745 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/404 E., 2022/144 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sürekli şiddet uyguladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetin davacı anneye verilmesine, çocuklar için aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek (asıl) cevap dilekçesinde özetle; 29.07.2021 tarihinde sabah uçağı ile eşini ve çocuklarını Burdur İline yaz tatili için yolladığını, yaklaşık 15 gün sonra eşi ile telefonda ufak bir tartışma yaşadıklarını, tartışma esnasında kayınpederinin kendisine yönelik olarak hakaretler ettiğini, eşinin kayınpederinin ve kayınvalidesinin eşini doldurmaları nedeniyle eve gelmediğini, şiddetin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aksi halde çocukların velâyetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının iddiasının eşinin kendisine şiddet uyguladığına ilişkin olduğu, davacının tek tanığı olan ortak çocuğun ifadesinde annesiyle uzun süredir bir arada yaşamakta olması sebebiyle etki altında kalmış olabileceği dikkate alınarak hükme esasa alınamadığı, davacının dava dilekçesi ile iddia ettiği şiddeti ispatlayamadığı, dinlenen davalı tanığı ...'in, davacı kadının "tatile gidiyorum" diyerek ailesinin yanına gittiğini, daha sonra da geri dönmediğini açıkça ifade ettiği, bu durumda davalıya yüklenecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin şiddet uyguladığını, uzman raporunda da bu hususu ortak çocukların ifade ettiğini, delil listesinde tanık olarak bildirdikleri Göksu Naz ve Alperen'in dinlenmediklerini belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık ...'ün olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu bulunmadığına göre bu tanığın olaylara ilişkin anlatımlarına değer verilmesi gerektiği, bu tanığın beyanlarına göre; davalı erkeğin sinirli bir yapıda olduğu, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, son ayrılık tarihinde davacı kadın ile yaptığı telefon görüşmesinde eşine hakaret içeren sözler sarfetmesi üzerine davacının mevcut boşanma davasını açtığı, eski tarihli olaylara dayanarak boşanmaya karar verilmesi olanaklı değilse de, son ayrılık tarihinde eşine hakaret içeren sözler sarfeden davalı erkeğin tam kusurlu eylemleri ile evlilik birliği temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davacı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, uzman raporu dikkate alınarak velâyetin anneye tevdiine, çocuklar yararına aylık 200.00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuğun beyanlarının taraflı olduğunu, diğer iki çocuğun 2022 Haziran ayından beri baba yanında olduğunu, velâyet konusunda baba ile görüşülerek sosyal inceleme raporu düzenlenmediğini, annenin birlikte yaşadığı kardeşlerinin uyuşturucu kullandığını, birliktelik yaşadığı insanları eve getirdiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 182 inci maddeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı kadının "sürekli fiziksel şiddet ve ihtiyaçları karşılamama" vakıalarına dayanarak boşanma kararı verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddedildiği, davacı kadının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, "eski tarihli olaylara dayanarak boşanma kararı verilmesinin mümkün olmadığı, son olayda eşine hakaret içeren sözler söyleyen davalı erkeğin tam kusurlu olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine ve boşanma davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Ne var ki, davacı kadının "hakaret" vakıasına dilekçeler teatisinde dayanmadığı gibi dosyada dinlenilen tanık beyanında geçen hakaret eyleminin soyut nitelikte, yer ve zaman kavramlarını içermediği görülmekle bu haliyle davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamamıştır. Bu itibarla davacı kadının boşanma davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere boşanma davasının kabulü yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.