Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4216 E. 2024/5654 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka, tazminat ve velayet konuları ile anlaşmalı boşanma davasından feragatin af niteliğinde olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin şans oyunları oynayıp borçlanması, hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gibi eylemlerinin evlilik birliğini temelden sarstığı, davalının tam kusurlu olduğu, anlaşmalı boşanma davasından feragatin davalının önceki eylemlerini affetmediği ve diğer temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2273 E., 2024/774 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/186 E., 2021/251 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin bahis oyunlarında para kaybettiğini, habersiz olarak bankalardan kredi çektiğini, evlilik birliği içinde alınan aracın satıldığını, müvekkilinin davalının neden olduğu borçları üstlenmek durumunda kaldığını, davalının Denizli 3.İcra Müdürlüğünde zabıt katipliği olarak görev yapmakta iken görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik suçları kapsamında yargılama yapıldığını ve davalının bu suçlar kapsamında adli ve idari para cezalarının yanı sıra bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile birlikte Denizli ili Çivril ilçesine ataması yaptığını, bu zor süreçte aynı zamanda tarafların ikinci ortak çocuklarının doğduğunu,müvekkilinin boşanma kararı almak zorunda bırakılan olaylar silsilesinin en başında yer alanın 06.11.2018 tarihinde müvekkiline ait telefonunu tarafların samimi arkadaşı olan Enver isimli kişinin müvekkilini arayarak davalının kendisinden 8-9 ay önce dava açabilmek adına mahkemeye teminat olarak yatırılmak üzere 9.000,00 TL para istediğini ve kendisinin de davalıya güvenerek parayı verdiğini, parayı geri isteyince davalının kendisini oyaladığını ve parayı verdiğini söylemesi üzerine müvekkili için artık işlerin katlanılmaz boyuta ulaştığını, hem yakın çevresine karşı hemde çalışma arkadaşlarına karşı müvekkilinin davalının ağır kusurlu davranışları sebebiyle onur ve gururunun defalarca ayaklar altına alındığını, son olarak 04.01.2019 tarihinde davalının müvekkilini aradığını ve bugün eve gelmeyeceğini söylediğini, müvekkilinin neden önceden haber vermediğini, çocuklarla evde yalnız kalamayacağın söylediğini ve akabinde telefonu davalının o sırada yanında bulunan polis memurunun alarak "hanımefendi eşiniz gözaltında, telefonla görüştüremeyiz artık" demesi üzerine müvekkilinin bir yıkıma daha uğradığını, daha sonra müvekkilinin olayın aslını öğrenmek için karakola gittiğinde davalının yaşlı bir çifti kandırarak yaklaşık 100.000,00 TL tutarındaki parayı kendi himayesine geçirmeye çalıştığı bu sebeple burada olduğunu öğrendiğini, bunu öğrenen müvekkilinin karakolda sinir krizi geçirip hastaneye kaldırıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi gereğince haysiyetsiz yaşam sürmesi sebebiyle boşanmalarına, bu mümkün görülmezse 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın 04.02.2021 tarihli duruşmadaki beyanında; 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesine dayalı davasından feragat ettiğini, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının kabulüne karar verilmesini istediğini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, öncelikle taraflar arasında Denizli 5.Aile Mahkemesinin 2019/161 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı boşanma davası açtıklarını, söz konusu dosyada müşterek imzalı protokol mevcut olduğunu, yine bu protokolün mahkeme huzurunda taraflarca kabul edilerek mahkeme huzurunda da imzalanarak geçerlilik hale geldiğini, davacı tarafında kabul etmesi karşısında ve tarafların daha fazla mağduriyetine sebep olmaması için mahkemece onaylanan protokol içeriğine göre tarafların anlaşmalı olarak boşanmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça terditli olarak ikame edilen suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme özel nedeni ile açılan boşanma davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; davacı tarafça ikame edilen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, ayrıca dava dilekçesinin 9. paragrafında bu olaylar nedeniyle davacı asilin ayrılmayı düşündüğünü, ancak ortak çocuk Buğlem'in yaşının küçük olduğu ve davalının borçlar ödenince düzeleceğine inandığı belirtmesi karşısında söz konusu iddia her ne kadar dava konusu yapılmışsa da; dava dilekçesindeki söz konusu iddiaların geçtiği belirtilen tarihlerde nazara alındığında bu hususların davacı tarafından affedilmiş yahut en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı belirtilerek davacı kadının sübut bulmayan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli ve 021/1577 E., 2022/2569 K. sayılı kararıyla; davalı erkek hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan dolayı açılan davada Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/62 Esas, 2019/396 Karar sayılı ilamı ile 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; her ne kadar kadın tarafından 08.01.2019 tarihinde açılan anlaşmalı boşanma talepli davadan 10.01.2019 tarihinde feragat edilmiş ise de, anlaşmalı boşanma davasından feragatin davalının önceki eylemlerinin affedildiği anlamına gelmediği; tüm dosya kapsamına göre; şans oyunu oynayarak kaybettiği paralar nedeniyle borçlanan, son olarak 18.01.2019 tarihinde çalışmakta olduğu Çivril Adliyesinde ikna suretiyle irtikap suçunu işleyip bu nedenle hakkında mahkumiyet hükmü kurulan erkeğin eylemleri nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davacı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların yaşı, psiko-sosyal gelişimlerine yönelik menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 21.06.2023 tarihli ve 2023/222 Esas, 2023/3510 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğe, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararı ile davacı kadının istinaf dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğe gerekli tebligatların yapıldığı, davalı erkek hakkında ikna suretiyle irtikap suçundan dolayı açılan davada Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/62 Esas, 2019/396 Karar sayılı ilamı ile 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; her ne kadar kadın tarafından 08.01.2019 tarihinde açılan anlaşmalı boşanma talepli davadan 10.01.2019 tarihinde feragat edilmiş ise de, anlaşmalı boşanma davasından feragatin davalının önceki eylemlerinin affedildiği anlamına gelmediği; tüm dosya kapsamına göre; şans oyunu oynayarak kaybettiği paralar nedeniyle borçlanan, son olarak 18.01.2019 tarihinde çalışmakta olduğu Çivril Adliyesinde ikna suretiyle irtikap suçunu işleyip bu nedenle hakkında mahkumiyet hükmü kurulan erkeğin eylemleri nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davacı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların yaşı, psiko-sosyal gelişimlerine yönelik menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek bizzat sunduğu dilekçesinde; hükme esas alınan ceza dosyasının henüz kesinleşmediği, önceki boşanma davasınından kadının feragat etmesinin af olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar, velâyetin düzenlenmesi ile anlaşmalı boşanma davasından feragatin af olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Engin'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.