"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/544 E., 2023/43 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığını, taraflar arasında kadından kaynaklanan geçimsizlik olduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, ziynet eşyalarının düğünden sonra kadına verildiğini ve akıbetlerinin erkek tarafından bilinmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, düğünde kadına kendi ailesi tarafından 10 adet Ankara burması, 1 adet Adana burması, altın set takıldığını, bu ziynetlerin kadının babası tarafından alındığını ve erkek tarafından kadının baba evine bırakıldığını, ziynetlerin ortak konutta kaldığını, erkek tarafından iade edilmediğini, yine kadının ailesi tarafından alınan çeyiz eşyalarının da ortak konutta kaldığını ve iade edilmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davanın reddine, dava konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının kadına öncelikle aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ziynet ve çeyiz eşyası alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.03.2016 tarihli ve 2015/58 Esas, 2016/173 Karar sayılı kararıyla; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve fer'îlerine, çeyiz alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davası yönünden ise dinlenen tanık beyanları ile ziynet eşyalarının varlığının ispatlanmadığı, kadın tarafından yemin deliline dayanıldığı, kadına ziynetlerle ilgili iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı ve yemin teklifinde bulunmadığını beyan ettiği, bu kapsamda kadının ziynet alacağı yönünden iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairemizin 19.04.2018 tarihli, 2016/16521 Esas, 2018/5325 Karar sayılı kararıyla; davada, davalı-karşı davacı kadının ruhsal rahatsızlığı olduğunun ileri sürüldüğü ve bu iddianın dosya arasındaki bir kısım deliller ile de doğrulandığı, bu durumda Mahkemece yapılacak işin; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi uyarınca davalı-karşı davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibaret olduğu, bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu gerekçesiyle, temyiz edilen hükmün belirtilen sebeple bozulmasına, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 10.09.2019 tarihli ve 2018/448 Esas, 2019/214 Karar sayılı kararıyla; her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına ve fer'îlerine, çeyiz alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davası yönünden, kadının ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu ve evde kaldığını ispat yükü altında olduğu ve kadın tarafından dava konusu ziynetlerin varlığı ve evde kaldığının ispatlanamadığı, bu hususta tek başına dinlenen tanık beyanlarınn da yeterli olmadığı, ancak süresi içinde verdiği delil listesinde ziynetler hakkındaki iddiasıyla ilgili olarak yemin deliline de dayandığı, bu nedenle, ziynetlerle ilgili iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı ve yemin teklifinde bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
3.Dairemizin 19.02.2020 tarihli ve 2020/549 Esas, 2020/1305 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmişse de yapılan yargılama ve toplanan delilerden; Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen ailesinin eşine şiddet uyguladığı vakıasının tanık beyanlarına göre duyuma dayalı olduğu ve ispatlanamadığı, kadına kusur olarak yüklenen kayınvalidesine şiddet uyguladığı vakıasının ise dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında erkek tarafından dayanılmadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün doğru olmadığı, açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek ağır kusurlu olup bu kusurlu davranışları sebebiyle menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 4721 Kanunu'nun 174 üncü maddesi koşulları oluştuğu, o halde tarafların sosyal, ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerektiği, kadının, karşı dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet eşyalarını tek tek bildirerek aynen, olmadığı takdirde bedelinin verilmesi talebinde de bulunduğu, karşı dava açılırken alınan başvuru harcının, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsadığı, ayrıca dosyada kadın vekili tarafından iki kez 27,70’er TL harç yatırıldığı ve bilirkişi incelemesi ve değer tespiti yapılması sonrasında ziynetlerin bedelini bildireceğinin beyan edildiğinin görüldüğü, kadının ziynet alacağı talebinin boşanmanın eki niteliğinde olmadığı ve nispi harca tabi olduğu, nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemlerin yapılamayacağı, o halde, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi doğrultusunda talep edilen ve tespit edilen ziynetlerin bedeline göre nispi harcın peşin kısmının yatırılması için kadına usulüne uygun olarak süre verilmesi gerektiği ve harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, aksi halde; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, bu yönün de dikkate alınmamasının doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz edilen hükmün belirtilen sebeplerle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 28.10.2020 tarihli ve 2020/246 Esas, 2020/440 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamıyla kesinleşen hususlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 8.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden, kadının ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu ve evde kaldığını ispat yükü altında olduğu ve kadın tarafından dava konusu ziynetlerin varlığı ve evde kaldığının ispatlanamadığı, bu hususta tek başına dinlenen tanık beyanlarınn da yeterli olmadığı, ancak süresi içinde verdiği delil listesinde ziynetler hakkındaki iddiasıyla ilgili olarak yemin deliline de dayandığı, bu nedenle, ziynetlerle ilgili iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı ve yemin teklifinde bulunmadığının belirtildiği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
2.Karara karşı, süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, boşanma, nafaka, vekâlet ücreti, harçlar ve yargılama gideri yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise tazminatların miktarları, reddedilen ziynet alacağı davası ve yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
3.Dairemizin 15.02.2021 tarihli ve 2021/425 Esas, 2021/1275 Karar sayılı kararıyla; kadın tarafından ziynet alacağı davasında, düğünde kendisine takılan ziynetlerin ortak konutta kaldığı iddia edilerek 10 adet Ankara burması, 1 adet Adana burması, 1 altın setin erkekten alınarak kendisine verilmesinin talep ve dava edildiği, erkeğin ise aşamalardaki savunmalarında ziynetlerin kadın tarafından götürüldüğünün beyan edildiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava konusu ziynetlerin varlığının ve ortak konutta kaldığının ispat edilemediği gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş ise de, kadın tanığı ...'nın görgüye dayalı beyanı kapsamında kadına düğünde 5 çift Ankara burması, 1 tektaş yüzük ile 1 set takımın takıldığının sabit olduğu, dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre de kadının fiili ayrılığın başladığı son olayda erkeğin ailesi tarafından babasının evine bırakıldığı ve geldiğinde üzerinde ziynet eşyasının bulunmadığının anlaşıldığı, o halde Mahkemece kadın tarafından düğünde kendisine takıldığı ispatlanan ve ortak hanede kaldığı anlaşılan ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz edilen hükmün yukarıda belirtilen sebeple bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
4.Bozma ilamına karşı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından yapılan karar düzeltme istemi, Dairemizin 28.06.2021 tarihli ve 2021/4365 Esas, 2021/5325 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 03.12.2021 tarihli ve 2021/284 Esas, 2021/676 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı ... ... vekilinin açtığı davanın kabulüyle, kuyumcu bilirkişisinin 05.02.2016 tarihli raporu dikkate alınmakla; 5 adet her biri 8'er gramdan altın Ankara burması değeri 8.595,00 TL, 1 adet 14 ayar tektaş yüzük değeri 270,00 TL, 1 adet 30 gr set altın takımı değeri 2.700,00 TL olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının dava tarihinde toplam değeri olan 11.565,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, 10.565,00 TL'ye noksan harcın ikmal tarihi olan 22.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
2. Karara karşı, süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından ziynet alacağının kabulü, ziynet alacağının kısmen kabul edilmesine rağmen davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise ziynet alacağının kısmen kabulü, vekâlet ücreti ve eski tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmesi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
3.Dairemizin 04.07.2022 tarihli ve 2022/5900 Esas, 2022/6596 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonunda; davalı-karşı davacı kadının açtığı davanın kabulü ile 5 adet Ankara burması, 1 adet tektaş yüzük ve altın set takımının davalı-karşı davacı kadına aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının bedelinin faizi ile iadesine karar verildiği, Mahkemece davalı-karşı davacı kadının karşı dava dilekçesinde talep ettiği bir kısım ziynetler yönünden kabul kararı verildiği, ancak reddedilen ziynet talepleri yönünden bir hüküm kurulmadığı, aynı zamanda davalı-karşı davacı kadının karşı dava dilekçesindeki tüm ziynet talepleri yönünden dava kabul edilmemesine rağmen kabul edilmiş gibi davalı-karşı davacı kadının açtığı davanın kabulüne şeklindeki karar yazımı ile kendi içinde çelişkili hüküm yaratıldığı, yaratılan bu çelişkinin, tek başına bozma sebebi oluşturduğu gerekçesiyle hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı ... ... vekilinin açtığı davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, kuyumcu bilirkişisinin 05.02.2016 tarihli raporu dikkate alınmakla; 5 adet her biri 8'er gramdan altın Ankara burması değeri 8.595,00 TL, 1 adet 14 ayar tektaş yüzük değeri 270,00 TL, 1 adet 30 gr set altın takımı değeri 2.700,00 TL olan ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının dava tarihinde toplam değeri olan 11.565,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, 10.565,00 TL'ye noksan harcın ikmal tarihi olan 22.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiği, ziynetlerin tespitinin yapılırken sadece tanık beyanı ile yetinilmesinin hatalı olduğu, fotoğraf ve görüntülerin de incelenmesi gerektiği, davanın açıldığı tarih ile karar tarihi arasında 7 sene olduğu ve ziynetlerin değerleri yönünden yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilerek; ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ziynetlerin aynen, mümkün olmaması durumunda ise bedelinin tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, ziynet eşyalarının değeri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devam maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.