Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4365 E. 2024/7327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baba ile kişisel ilişki kurulması davasında, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların fiilen ayrı yaşamaları, davacı babanın çocukla düzenli kişisel ilişki kurma hakkı bulunması, uzman görüşü ve çocuğun psikolojik, pedagojik ve sosyal gelişimi gözetilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/496 E., 2024/635 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/265 E., 2021/853 K.

Taraflar arasındaki kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı aleyhine boşanma davası açtığını, İstanbul Anadolu 11.Aile Mahkemesinde görülen boşanma davasının reddine karar verilmesinden sonra fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, davalının çocukla birlikte Adana'da baba evinde, davacının ise İstanbul'da yaşadığını, davalının Adana'ya taşındıktan sonra çocukla görüşemediğini, telefonla dahi görüşmesine mani olunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne çocuklar ile uygun kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; evin kirasını ödemeyerek evden ayrılmaya zorladığını, çocuğuna ödemesi gereken nafakayı dahi yasal zorlamayla ödediğini, davacının bu davayı açmaktaki amacının davalıyı boşanmaya razı etmek olduğunu, davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, ortak çocuğu bu kadınla irtibata geçmesi için zorladığını, bu durumdan çocuğun psikolojisinin olumsuz etkilendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların fiilen bir arada yaşamadıkları, çocuğun annesi ile birlikte yaşamaya devam ettiği, bu süreçte çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisinde tarafların anlaşmazlık yaşadıkları, çocuğun sir raporundaki beyanlarında, anne tarafından telkine maruz kaldığı ve taraf tutma eğiliminde olduğu, baba ile çocuk arasında sağlıklı ebeveyn çocuk ilişkinin devam edebilmesi için çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesi gereğince davanın kabulüne, her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günleri saat 09.00'dan, ertesi gün saat 17.00'a kadar, her yılın 1 Temmuz saat 09.00'dan, 31 Temmuz saat 17.00'a kadar, her yıl okulun ilk ara tatilinin ilk Pazartesi günü saat 09.00'dan takip eden Pazar günü saat 17.00'a kadar, her yıl sömestr tatillerinin ilk Pazartesi günü saat 09.00'dan takip eden Pazar günü saat 17.00'a kadar ve dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan, üçüncü günü saat 17.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında resmi olarak evlilik birliğinin devam ettiğini, çocukla davacı babanın kişisel ilişki kurmasını engelleyen hiçbir kimsenin bulunmadığını, mahkemenin hatalı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verdiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı tüm dosya kapsamından tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davacı babanın yanında bulunmayan çocukla düzenli kişisel ilişki kurma hakkı bulunduğu, küçük G. T. ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasının psikolojik, pedagojik ve sosyal gelişimi açısından uygun olacağı yönündeki uzman görüşü dikkate alındığında, Mahkemece davanın kabulü ile çocukla baba arasında yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar ve gerekçesinin doğru olduğu, karara etki edecek tüm delillerin toplandığı, İlk Derece Mahkemesinde usule ve esasa aykırı herhangi bir yön bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kurulan kişisel ilişkinin çocukların yüksek yararına uygun olmadığını, tarafların halen evli olduklarını, birlikte yaşadığı kadının evine götürdüğünü ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, baba ile kişisel ilişki kurulması davasında, çocuk ve davacı arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.