"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1141 E., 2023/1471 K.
KARAR : İstinaf başvurusu kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/234 E., 2022/324 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek asıl davanın fer'îleri ile birlikte kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ailesini istemediğini iddia ederek öncelikle asıl davanın reddine aksi kanatte olunması durumunda ise ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ailesini istemediğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, başka bir kadınla yaşadığı, asıl davada dayanılan vakıaların ise ispatlanamadığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun yaşı ve anne ilgi ve sevgisine muhtaç olduğu, fiilen anne yanında yaşadığı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasına kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 1.250,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl TEFE-ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, zina eyleminin ispatlanamadığı, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyetin babaya verilmesi gerektiği, kişisel ilişki süresinin yeterli olmadığı, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın reddi, birleşen davanın zina hukuki sebebi yönünden kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen dava yönünden tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde zina eyleminin ispatlandığı, kadının birleşen davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu davranışının bulunmadığı belirtilmişse de dinlenen tanık beyanlarından kadının, erkeğin ailesi geldiğinde odasından çıkmadığı, ortamlarına girmek istemediği, onlarla ilgilenmediği, ailesine soğuk davrandığı, ortak evin bir anahtarının kadının ailesinde olduğu, vakitli vakitsiz eve girip çıktıkları ve erkeğin bu durumdan rahatsız olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu ve erkeğin asıl davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak kadının birleşen davasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden erkeğin asıl davasının konusuz kaldığı, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, erkeğin asıl boşanma davasını açmakta haklı olması sebebiyle asıl davada yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun halen annesi ile birlikte yaşadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olduğu, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin ve hükmedilen nafaka miktarlarının ortak çocuğun ihtiyaçları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminatların miktarlarının fazla olduğu gerekçesiyle davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesine, kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminat, davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, tazminat miktarlarının ise çok az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.