"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/894 E., 2024/365 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1021 E., 2022/574 K.
Taraflar arasındaki torun ile kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; oğlu ile davalının 30.05.2019 tarihinde boşandıklarını, küçüğün velâyetinin anneye verildiğini, boşanma ilamına göre baba ...'in hükümlü olması sebebiyle ortak çocuk ile babası arasında babaanne ...'in de hazır olacağı halde görüş günlerinde kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, son 4 aydır davalı anne tarafından torunları ile yüz yüze ya da telefonla görüşmelerinin tamamen engellendiğini bildirerek küçük ile "her ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde, dini bayramlarda yatılı olacak şekilde" kişisel kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı anne cevap dilekçesinde özetle, babanın madde bağımlısı ve hükümlü olduğunu, babaanne ve dedenin istedikleri zaman yine de torunlarıyla kişisel iletişim kurduğunu, boşanma davası sonucu çocuk adına yatılı görüş olmadığını, çocuğun babasının 20.12.2021 tarihinde tahliye olduğunu, çocuğun yatılı kalmasına itiraz ettiğini, kızının Mahkemece uygun görülecek şekilde gün içerisinde belirli saatlerde ikamet ettiği adres yakınlarında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile küçüğün babasının hükümlü olması nedeniyle davacı dedenin torununu göremediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile çocuk ile davacı dede ... arasında her ayın 2. ve 4. haftasına denk gelen Cumartesi günü saat 10.00 ile aynı gün saat 17:30 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile saat 17.30 arasında, yarı yıl tatilinin 2. nci günü saat 10.00 ile saat 17.30 arasında arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde kurulmaması yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı anne istinaf dilekçesinde; kurulan kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece alınan raporda, babanın davacı dede ile birlikte yaşamadığını fakat dedenin babanın yaşadıkları eve ayda 1-2 defa eve gelip gittiğini beyan ettiği, davacı dedenin yaşam alanlarında davaya konu olan küçüğün güvenliğini sağlayamayabilecekleri izleniminin oluştuğu, bununla birlikte küçük ile davacı dede arasında kurulacak ilişki sonucu soy bağının sürdürülmesinin küçüğün psiko-sosyal gelişimine katkı sağlayacağı, davaya konu olan küçük ... ile dede arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağı bildirildiği, tarafların da kabulünde olduğu üzere babanın tahliye olduğu, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki de bulunmadığı, dede ile çocuk arasında mahkemece kişisel ilişki kurulmadığı takdirde davacı dedenin çocuğu görme ihtimali olmadığı, bu durumda ortak çocuk ile dede arasında kişisel ilişkinin kurulması yönünde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 325 inci maddesi uyarınca yasal şartlar oluştuğu, davacı dede ile torunu arasında kişisel ilişki kurulması küçüğün psikolojik ve sosyal gelişimine katkı sunacak olup; dede açısından torun sevgisinin tatmini açısından önem teşkil ettiği, ancak her ne kadar baba, çocukla görüşmeyi talep etmememişse de davacı dedenin yaşadığı eve geldiği, arada evde kaldığı, uyuşturucu madde kullanımının devam ettiği, dedenin evine de madde etkisinde geldiği, çocuk evdeyken ona bağırdığı, bardakları kırdığı, çocuğun korktuğunu, annesinin gelip çocuğu aldığını beyan ettiği, davacı dedenin yaşam alanlarında küçüğün güvenliğini sağlayamayabileceği, bu durumda çocuk ile davacı dede arasında yatılı olarak kişisel ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına uygun olmayacağı gerekçesi ile Mahkemece küçük ile davacı dede arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulması usul ve yasaya uygun olduğu, davanın mahiyeti gereği davanın kısmen kabulüne karar verildiği durumda davalı anne lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi yerinde olduğu gerekçesi ile davacı dedenin kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde kurulmamasına yönelik, davalı annenin kurulan kişisel ilişki ve vekâlet ücretine yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dede ile torun arasında kişisel ilişki kurulmasının şartları oluşup oluşmadığı, olağanüstü halin ispat edilip edilmediği, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 325 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve 18.11.1959 tarihli 12/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.