Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4464 E. 2024/8148 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uygun olarak yapılan araştırma ve inceleme, alınan sosyal inceleme raporları ve çocuğun yüksek yararı gözetilerek velayetin anneye verilmesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1539 E., 2024/299 K.

KARAR : Bozmaya uyularak yeniden esas hakkında karar

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak velâyetin anneye verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlendikten sonra davalı erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya başladığını, davalının ailesinin davacı kadına sürekli hakaretler ettiğini, davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına şiddet uyguladığını, evliliğin son iki yılında geçmişten gelen sorunların tarafları birbirlerine yabancılaştırdığını, davalının ve ailesinin şiddetlerine dayanamayan davacı kadının 2 çocuğunu alarak baba evine geri döndüğünü, evlilik birliği süresince davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, davalı ve ailesinin şiddet ve hakaretleri sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına ve davacı kadın için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; tarafların arasında sorun bulunmadığını, davacı kadının ailesi tarafından doldurulduğunu, davacı kadının baba evine sadece ziyaret amacıyla 10 günlüğüne gittiğini, ancak 10 gün sonra erkeği terk ettiğini söylediğini, kadının evden giderken yanına ziynet eşyası ve para aldığını, kadının geri dönmesi için erkeğin çaba gösterdiğini, boşanmak istemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2020 tarihli kararı ile; kadın tanıklarının kadının şiddete uğradığını beyan etmelerine karşın bu eylemler nedeniyle kadın tarafından alnmış bir rapor veya bir şikayet başvurusunun olmadığı, kadının hakarete uğradığına dair iddiaların inandırıcı bulunmadığı, bu iddialar doğru olsa dahi tarafların bir arada yaşamaya devam etmeleri nedeniyle kadının eşini affetmiş sayıldığı, kadının evden şiddet görmesi nedeniyle ayrıldığı iddialarının görgüye dayalı tanık beyanı olmaması karşısında ispatlanamadığı, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğine ilişkin vakının da taraflar ile aynı köyde yaşan tanıkların taraflar arasındaki soruna şahit olmadıklarını beyan etmiş olmaları nedeniyle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvurusunda; dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların görgüye dayalı tanık beyanlarıyla ispatlandığını, yargılama aşamasında tedbir nafakasına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kadının reddedilen boşanma davası ve tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2022 taihli kararı ile; dosya kapsamındaki delillerden ve tanık beyanlarından erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği vakıalarının ispatlandığı, hakaretin af kapsamında kalmadığı nitekim kadının bu muamelelere çocukları ve çevresi nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile kadın vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ergin olmayan ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklar ... ve ... yararına aylık 300,00'er TL tedbir ve 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince verilen karardan sonra dosya temyiz aşamasında iken davacı kadın vekilinin boşanma davasının ferilerinden ve velâyet yönünden davasından feragat ettiğine dair 14.10.2022 tarihli dilekçesinde istinaden Bölge Adliye Mahkemesince 24.10.2022 tarihli ek karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin kararının kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, velâyetin kamu düzenine ilişkin olması, sosyal inceleme raporundaki ortak çocukların beyanları nazara alındığında velâyetlerin anneye verilmesinin uygun olduğunun değerlendirildiği, velâyetten feragatin mümkün olmadığı ve mahkemece iştirak nafakasına re'sen hükmedilebileceği yönünde yapılan değerlendirme ile velâyet ve iştirak nafakasından feragat beyanı hakkında daire kararında değişiklik yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek hükmün tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 05.07.2023 tarih ve 2023/25 Esas, 2023/3734 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2022 tarihli kararıyla kadının davasının kabulüne, ve ferilerine dair karara karşı davalı erkek tarafından 19.09.2022 tarihinde kadının kabul edilen boşanma davası ve velâyet yönünden temyiz başvurusunda bulunulduğu, davacı kadının 14.10.2022 tarihli dilekçesi ile nafaka, tazminat ve velâyet konusundaki taleplerinden feragat ettiği, velâyet kamu düzenine ilişkin ise de, Bölge Adliye Mahkemesince velâyet yönünden kurulan hüküm tarafların velâyete ilişkin dilekçelerinden önceki delil durumuna göre oluşturulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraflara tebliğinden sonra erkeğin ortak çocukların bir süredir kendi yanında kaldığı ve velâyetlerini talep ettiği, kadının ise ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine rıza gösterdiğine ilişkin dilekçeleri nazara alındığında Bölge Adliye Mahkemesince ergin olmayan ortak çocukların velâyetine yönelik psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak heyete inceleme yaptırılarak, ortak çocukların fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması, idrak çağında olan çocukların beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile velâyet düzenlemesi yönünden hükmün bozulmasına, davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyize konu sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak yeniden sosyal inceleme raporu aldırıldığı, Sarıkamış Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünce düzenlenen 08.12.2023 tarihli raporda velâyet ve kişisel ilişki hususunda anne ... ve çocuk ... ... ile görüşüldükten sonra durumlarının değerlendirilmesi hususunun doğru olacağının bildirildiği, Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucunda alınan 08.01.2024 tarihli raporda ise çocuğun velâyetinin anne ...'ya verilmesi ve baba yönünden alınacak sosyal inceleme raporu sonrası kişisel ilişki tesisinin değerlendirilmesinin doğru olacağı bildirildiği; her ne kadar davacı öncesinde sunduğu dilekçe ile ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetlerinin babaya verilmesini kabul ettiğini beyan etmiş ise de sosyal inceleme raporundaki beyanında çocuklarının velâyetini talep ettiği, sosyal inceleme raporunun da velâyetin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtildiği, çocukların yüksek yararı gözetilerek ve toplanılan tüm deliller birlikte değerlendirilerek yaşı küçük çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine ve baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun inceleme yapılıp yapılmadığı, velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 373 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uygun araştırma ve inceleme yapılmış olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek tarafından yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.