Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4478 E. 2025/1756 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak boşanmaya karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının evi terk etme eyleminin erkeğin kusurlu davranışlarına tepki olarak gerçekleştiğinin ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, dolayısıyla erkeğin tam kusurlu olduğunun ve yalnızca erkeğin açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/741 E., 2024/331 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/614 E., 2022/936 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat hakkında verilen hüküm yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhe iştirak nafakasına hükmedilmesi, tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2.Taraflarca karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesi tarafından boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin bağımsız konut sağlamadığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin kadına hakaretine sessiz kaldığı, eşine hakaret ettiği, kadını evden kovduğu; kadının ise; müşterek evi terk edip gittiği ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne ve fer'ilerine hükmedildiği, davacı-davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet, hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet ve hükmedilen tazminat miktarları yönünden hükmün istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadına yüklenen "ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı" kusuruna erkek tarafından dayanılmadığından bu kusurun kadının kusurlarından çıkartılması gerektiği, yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile gerekçenin düzeltilmesine, kadın lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının artırılmasına, çocuklardan Döndü için iştirak nafakasına karar verilmiş, tarafların sair istinaf talepleri ise reddedilmiştir. Mahkemece kadının "evi terk edip gitmesi" nedeniyle hafif kusurlu olduğu ve bu nedenle erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının erkeğin kusurlu eylemleri neticesinde tepki mahiyetinde evi terk edip gittiği, bu nedenle tepkisel nitelikli bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadının boşanmayı gerektirir nitelikte kusurlu bir davranışın varlığı ispatlanamamıştır. Bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ile tam kusurlu erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı şekilde kusur belirlemesi yapılması ve asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Ayşegül'e iadesine,Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.