Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4548 E. 2024/3941 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalıların kendi nüfusuna kayıtlı olmasına rağmen biyolojik babaları olmadığını iddia ederek açtığı soybağının reddine ilişkin davada, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının nüfus kayıt örneğini aldığı tarihte davalıların nüfusunda kayıtlı olduğunu bildiğinin anlaşılması ve bu durumda davanın hak düşürücü süre aşımından sonra açılmış olması nedeniyle, yerel mahkemenin soybağının reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2267 E., 2022/925 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/1038 E., 2019/582 K.

Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı asıllar tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı ... vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davacı ... mirasçısı ve vekili ile diğer davalılar gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı müteveffa ... Savaş'ın 1976 yılında evlendiklerini, henüz 9 günlük evli iken ...'nın evi terk ettiğini, müvekkilinin açtığı dava sonrasında müvekkili ile ...'nın, Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/331 Esas, 1979/711 Karar sayılı ilamı ile çocuksuz olarak boşandıklarını, müvekkilinin dairesini inşa eden müteahhitin talebi üzerine nüfus kaydı talebinde bulunduğunu, davalıların kendi çocuğuymuş gibi kendi nüfusunda göründüğünü öğrendiğini, davalıların müvekkilinin nüfusuna boşanma ilamı kesinleştikten 5 yıl sonra kaydedildiğini, müvekkilinin bu güne kadar hiç çocuğu olmadığını iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının kendisinin ve kardeşlerinin doğumundan haberdar olduğunu, bir an için aksi düşünülse bile davacının 2011 yılında evlenirken nüfus kayıt örneği çıkarmak zorunda olduğunu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıların annesi ile davacı ... boşandıktan sonra, davalıların davacı ...'in nüfusuna kaydedildikleri, davacı ...'in nüfusuna kayıtlı çocuğu olduğunu 2015 yılı Aralık ayından önce bildiği iddiasının ispatlanamadığı, hak düşürücü dolmadan davanın açıldığı, DNA incelemesi yaptırıldığı, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlar gereğince davacı ...'in davalılar için biyolojik babalığının reddedildiği, davalıların biyolojik babalarının ... olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, soybağının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ayrı ayrı verdikleri istinaf dilekçelerinde özetle, müteveffanın durumu yıllar öncesinden bildiğini, bu durumu kabullendiğini, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... ile davalıların anneleri ...'nın Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/331 Esas, 1979/711 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 24.12.1979 tarihinde kesinleştiği, boşanma ilamında kadının evi 09.04.1976 tarihinde terk ettiği, erkek tarafından gönderilen eve dön çağrısına rağmen evine dönmediği gerekçesi ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalıların annelerinin bildirimleri üzerine 26.12.1984 tarihinde nüfusa kayıt edildikleri, Bilge'nin 21.12.1976, Dilber'in 21.12.1977, ...'in 21.12.1978 doğumlu olduğu, Adli Tıp Kurumunun 14.09.2018 tarihli ... ilgili DNA raporu, 12.02.2019 tarihli ... ile ilgili DNA raporu, 20.02.2018 tarihli ... ile ilgili DNA raporu ile davalıların müteveffa ...'in çocukları olmadığının tespit edildiği, Mahkemece İç İşleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden davacının nüfus aile kayıt tablosu ile ilgili yapılan işlem kayıtlarının istendiği, nüfus müdürlüklerinden çeşitli tarihlerde nüfus aile kayıtları ile ilgili işlemler yapıldığı bildirilmişse de yapılan işlemlerde işlemi yapan memur belirtilmekle beraber işlem için başvuran kişinin kimlik bilgileri bulunmadığı, davacı tanıklarının, 2015 yılı Aralık ayında kentsel dönüşüm işlemleri sırasında müteahhitin herkesten nüfus kaydı istediğini, davacıyla birlikte Maltepe Nüfus Müdürlüğü'ne gittiklerini, nüfus kaydının ayrıntılı verildiğini, kaydı gören davacının 3 çocuğu olduğunu görünce fenalaştığını, sonrasında dava açtığını beyan ettikleri, bu nedenle davalıların hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı, dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili, Nüfus Müdürlüklerinden gelen yazı cevapları ile müteveffa İsmail'in davalıların nüfuta kızı olarak göründüklerini bildiği hususunun ispatlandığını, müteveffanın eşi ...'nin baskısı ile bu davayı açtığını, davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ..., babalarının kendilerini bilerek kendi nüfusuna yazdırdığını, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci, maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.4721 sayılı Kanun'un 289 uncu maddesi gereğince koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, içinde açmak zorundadır.

2. Dosyanın incelenmesinde davacı ..., dava dilekçesinde davalıların annesi ile evli olduklarını, 1976 yılında evi terk ettiğini, 1979 yılında kesinleşen boşanma ilamı ile boşandıklarını, bilahare davalıların annesinin, davalıları 1984 yılında davacının nüfusuna, 1976, 1977 ve 1978 doğumlu olarak kaydettirdiğini, bu hususu da 2015 yılının Aralık ayında öğrendiğini iddia etmiş, davalılar ise davacının daha önce öğrendiğini ve hakdüşürücü sürede dava açılmadığını savunmuşlardır.

3.Dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler bir bütün halinde incelendiğinde; davacı ...'in, davalıların anneleri ile olan evliliği dışında toplamda 3 evlilik daha yaptığı, bu evliliklerinden çocuğu olmadığı, evlilik işlemleri sırasında nüfus kaydına ihtiyaç duyacağının açık olduğu anlaşılmakta olduğu gibi Nüfus Müdürlüğü'nden 25.03.2013 tarihinde ... adına nüfus kayıt belgesi düzenlendiği resmi belgeler ile sabittir. Bilindiği üzere nüfus kaydı kişiye özel olup, o kişiden başka kimseye, o kişiye ait nüfus kaydı verilemez. Aynı aile içinde alınan nüfus kaydında da alan kişiye göre nüfus kaydındaki sıralama değişmektedir. O halde ...'in en azından 25.03.2013 tarihinde aldığı nüfus kayıt örneğinde davalıların varlığından haberdar olduğu açıktır. Bu durumda davacı, 1976 yılından beri hiç görüşmediği eski eşinden olan ve nüfusuna kayıtlı çocuklardan en azından 25.03.2013 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. O halde Mahkemece davanın hak düşürücü sürede açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacı mirasçıdan alınarak davalı ...'e verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.