"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/228 E., 2024/300 K.
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/826 E., 2020/575 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı erkek vekilinin tasfiye konusu taşınmazların değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir (HMK md. 266/1). Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan uzman kişiler arasından seçilirler (HMK md. 268).
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca yapılan incelemede; somut olayda, Mahkemece, alacağın hesaplanmasında tasfiye konusu taşınmazın değerinin belirlendiği 16.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun esas alınması hatalı olmuştur. Şöyle ki, tasfiye konusu taşınmazların tarla niteliğinde olduğu, bilirkişinin inşaat mühendisi olduğu, bilirkişinin taşınmazın değerini konusunda uzman olmadığı net ürün yöntemine göre belirlediği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, tasfiye konusu taşınmazların tarla niteliğinde olduğu gözetilerek konusunda uzman belirlenecek ziraat mühendisi bilirkişisi/bilirkişiler tarafından sürüm değeri belirlenmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanan raporun hükme esas alınması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
3. Davalı erkek velilinin tasfiye konusu ... plakalı traktöre yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Tasfiyeye konu malın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu malın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, malın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu/trafik kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Mahkemece, ... plakalı traktör yönünden yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, işbu traktörün davalı adına 28.05.2011 tarihinde satın alındığı ve davalının traktörün edinilmesinde kredi kullanıldığını iddia ettiği, dosya kapsamındaki kredi evraklarına göre de, davalının işbu traktörün edinilmesinde beş yıl vadeli 46.500,00 TL tutarında kredi kullandığı, kredi ödeme tablosunun dosya kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece, ilgili bankaya yazı yazılarak davalı erkek tarafından traktörün edinilmesi için çekilen kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosunun getirtilerek yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve Dairemiz ilkeleri uyarınca, işbu traktörün edinilmesi için kullanılan kredinin boşanma dava tarihinden sonra yapılan kredi ödemelerinin toplam kredi ödemelerine ve edinme değerlerine oranlaması yapılarak sonucuna göre, artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Davalı erkek vekilinin davanın türü ve ıslaha yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde, 1.000,00 TL harca değer esas değer gösterilerek mal rejiminin tasfiye edilerek ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerindeki 1.000,00 TL alacağın tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesindeki talep miktarının açıklanması için verilen süreye istinaden verilen davacı vekili tarafından 12.12.2016 tarihli dilekçesinde davacının her bir mal için istediği alacak miktarını açıklayarak 10 adet taşınmaz, 2 adet araç ve 5 adet banka hesabı yönünden olmak üzere toplam 12.100,00 TL'nin tahsilini talep ettiği, son olarak da davacı vekilinin 27.10.2020 tarihli dilekçesiyle 625.518,44 TL alacağın tahsilini talep ettiği anlaşılmakla; davacının şimdilik bir dava değeri gösterilmek suretiyle açtığı işbu dava, belirsiz alacak davası niteliğinde olup davacı vekilince sunulan 12.12.2016 tarihli dilekçenin talep açıklama dilekçesi, 27.10.2020 tarihli dilekçenin de ıslah dilekçesi olduğu kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece, 27.10.2020 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi oluğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, işbu dilekçenin bedel artırım dilekçesi olarak kabul edilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA,
3. Davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınıp ...'a verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.