"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1679 E., 2024/182 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/78 E., 2023/317 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının geçmişe yönelik takıntılarının bulunduğunu, bazen ekonomik bazen sosyal yaşantıya yönelik takıntılar olduğunu, tartışmalar sırasında zarar vermeye başladığını ve mesajlarla hakarete varan sözler sarf ettiğini, son tartışmalarında kendisinin annesinin evine gittiğini ve orada kaldığını, sürekli telefonlara arayıp mesaj göndererek davalı-davacının müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin bulunduğu annesinin evine de giderek kapıyı yumrukladığını, davalı-davacının annesinin de davalı-davacıyı uyardığını, bu olaydan 3 gün sonra davalı-davacının verdiği siparişin geldiğini sanarak kapıyı açtığında davalı-davacının geldiğini gördüğünü, ayakkabıları ile eve girdiğini, müvekkilinin cep telefonunu alarak kapıya yöneldiğini, kendisinin telefonu istediğini, polisi arayacağını söylediğini, davalı-davacının da bulduğu bir ayakkabıyla koluna vurduğunu, annesine ayakkabı fırlattığını, müvekkilinin dizine vurduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iki tarafın da çalışıyor olması sebebi ile evlilik birliği içerisinde kazanılan gelirin ortak hesapta olmasını istemesine rağmen, davacı-davalı tarafça bu durumun kabul edilmediğini ve ortak hesap taleplerinin takıntılı olarak nitelendirildiğini, davacı-davalının müvekkiline ve ailesine karşı sürekli hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını,müvekkilini aşağılayıcı tarzda konuştuğunu, müvekkilini terk ederek annesinin ikametine gittiğini ve 2 ay boyunca evine dönmediğini, sonraki süreçte müvekkili ile barışan ve evine dönen davacı-davalının, yine her fırsatta müvekkilini aşağılamaya devam ettiğini, müvekkilinin konuşmak üzere kayın validesinin evine gittiğini, davacı-davalı ve annesinin müvekkilini yaka paça dışarı çıkardığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, yasal faizi ile birlikte maddî, manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının ''şerefsiz'' gibi sözlerle davacı-davalı eşe hakaret ettiği, bu hususta tanık beyanlarının mevcut olduğu gibi davalı-davacının davacı-davalıya mesajla hakaret ettiğine ilişkin Kırıkkale 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/258 Esas ve 2022/359 Karar sayılı ilamı ile davalı-davacının mesaj yoluyla hakaret eylemi sabit görülerek cezalandırılmasına karar verilerek HAGB uygulandığı, davacı-davalının ailesi ile görüşmek istemediği, çocukla da görüştürmediği, ortak konuta davet etmediği, davacı-davalının ailesine karşı ''ne paragöz insanlarsınız, şerefsizsiniz'' gibi sözlerle hakaret ettiği, davacı-davalıya yumruklarla saldırarak şiddet uyguladığı, yaşanan son olayda davacı-davalıya ve annesine şiddet uyguladığı, bu hususta Kırıkkale 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/121 Esas ve 2021/608 Karar sayılı dosyasında eşe karşı basit yaralama eylemi sabit görülerek davalı-davacının cezalandırılmasına karar verilerek HAGB uygulandığı davacı-davalının ise beraatine karar verildiği, davacı-davalı erkeğin ise; davalı-davacı kadına birden çok kez şiddet uyguladığı, parmağındaki ısırma diş izlerinin ve başka bir olayda kolundaki morluğun tanıklar tarafından görüldüğü, davalı-davacı kadına karşı ''şerefsiz, adi'' gibi sözlerle hakaret ettiği, davalı-davacı hastanede kaldığında ilgilenmediği, kısıtlayarak bir yere göndermediği, ortak çocukla ilgilenmediği, gerçekleşen bu duruma göre tarafların eşit kusurlu oldukları her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davalı-davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, belirlenen nafakanın TÜFE+ÜFE/2 oranında her yıl kendiliğinden arttırılmasına, tarafların tazminat talepleri ile davacı-davalı erkeğin yoksuluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen iştirak nafakasının az olduğu, ortak çocuk için daha uygun miktarda iştirak nafakası takdir edilmesine karar vermek gerektiğinden ortak çocuk yararına aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, belirlenen nafakanın TÜFE+ÜFE/2 oranında her yıl kendiliğinden arttırılmasına, kadının karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası isteminde de bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince bu istem yönünden olumlu yada olumsuz (kabul/ret) bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta herhangi bir hüküm kurulmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden değerlendirme yapılmasına karar vermek gerektiğinden davalı-davacı kadının düzenli ve sürekli gelir getiren bir işte çalıştığı, tarafların çalıştıkları süreler boyunca birbirlerine denk ücretler aldıkları, erkeğin dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu ve özellikle hakkaniyet kuralları dikkate alındığında Türk Medeni Kanunu'nun 175 inci maddesi şartlarının kadın lehine oluşmadığı anlaşıldığından, kadının talep ettiği yoksulluk nafakası isteminin reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesi sunmuş ise de sonrasında temyiz isteminden dilekçesinden feragat etmiştir.
2-Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakasının başlangıç tarihi ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Erkek vekilinin temyiz başvurusunun feragat nedeniyle REDDİNE,
2.Kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.