Logo

2. Hukuk Dairesi2024/479 E. 2024/1226 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın daha önceki bozma kararlarına uyularak belirlediği tazminat miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilerek, karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1242 E., 2023/1413 K.

DAVA TARİHİ : 10.10.2016

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın için yeniden maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların ilk evliliklerinin 10.01.1992 - 08.02.1994 tarihleri arasında olduğunu, ikinci evliliklerinin 19.07.2004 tarihinde olduğunu, bu evliliklerinden ortak 3 çocuklarının bulunduğunu, davalı eşin aleyhine İstanbul 12. Aile Mahkemesinin 2012/1000 esas sayılı dosyası ile ayrılık davası ikame edildiğini, kendisinin mukabil olarak boşanma davasına ikame ettiğini, mahkemenin ayrılık talebini kabul ile 1 yıl ayrılık kararı verdiğini, kendisinin mukabil boşanma davasını ise reddettiğini, kabul edilen ayrılık davasının 28.02.2015 tarihinde kesinleştiğini, ayrılık kararı sonrasında davalı ile bir araya gelmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı için bir araya gelinmesi ihtimalinin olmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 172 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; daha önce İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesinin 2012/1000 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davanın reddedildiğini, 28.02.2015 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmenin üstünden 3 yıl geçtiğini belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.... erkek 09.05.2018 tarihli dilekçesinde; tedbirler nedeniyle borçlandığı için 570.729,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; boşanma davasının reddine karar verilmesini, mahkemenin farklı görüşte olması ve boşanma kararı verilirse 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen nafaka davasında; İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi'nin 2012/1000 Esas, 2014/933 Karar sayılı ilamı ile davalının açtığı boşanma davasının red edildiğini, açtığı ayrılık davasının kabulüne ve kadın için 1.000,00 TL, ortak çocuk için 750,00 TL tedbir nafakası takdir edildiğini, kadının tedbir nafakasının 5.300,00 TL'ye, ortak çocuğun tedbir nafakasının 2.500,00 TL'den az olmamak üzere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Erkeğin birleşen fiili ayrılığa dayalı davasında ki cevabında; 2004 yılında Avusturya'da yeniden evlendiklerini, Türkiye'ye gelerek ticaretle uğraştığını, 2007-2008 yıllarında spor otomobil, lüks yat aldığını, borçlandığını, 2010 yılında çocukları ve müvekkilini Avusturya'ya çocukların orada devlet okulunda eğitim almaları için gönderdiğini, müvekkilinin Moda'daki aile konutundaki kaydının kaldırdığını, para göndermemesi üzerine 4721 sayılı Kanun'un 197 inci maddesine göre dava açıldığını, aile konutuna eşinden habersiz alarm ve kamera taktırdığını, çocukların öncelikle küçük çocuk Nazlı Lara'nın geleceği için aile birliğinin devamı ve korunması gerektiğini, boşanma davasının haksız ve iyi niyetten yoksun olduğundan reddine, aksi halde müvekkili yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata, tedbir nafakası davasında hükmedilecek bedelin her yıl TEFE-TÜFE oranında artırım kaydı ile iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına, annede olan velâyetin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşini ve çocuklarını yurt dışına gönderdiği, red edilen boşanma davasından sonra aile birliğinin tesisi için çaba harcamadığı gibi eşin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılama konusunda yeterli destek vermediği ve görevlerini tam yerine getirmediği, tarafların ret kararından sonra bir araya gelmedikleri, barışmadıkları kabul edildiğinden önceki dosyadaki kusur durumuna göre değerlendirlmesi gerektiği, ailenin ekonomik ve sosyal durumunu bozarak çocukların Türkiye'de eğitiminin devam etmemesi, okul ücretlerinin ödenememesi sonucunu oluşturcak şekilde harcamalar yaptığı, lüks nitelendirilecek tekne gibi mal varlığı alımları olduğu, eşini ve çocuklarını her ne kadar önce ortak karar olarak yapıldıysa da yurtdışına eğitim daha ucuz olduğundan yolladığı, geri gelmeleri için bir çaba içinde olmadığı belirtilerek evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 172 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 166 ncı maddesinin son fıkrasına dayalı boşanma davalarının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, ortak çocuk yararına 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, velâyetin anneye bırakılmasına, kadın lehine 70.000,00 TL maddî tazminat ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı;

1.... erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur, çocuk için belirlenen nafaka, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; boşanma davalarının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası, maddî tazminat tutarı, manevî tazminat talebinin reddi, çocuk için belirlenen tedbir nafakasının miktarı, kadına tedbir nafakası verilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2021 tarihli kararı ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkeğin fiili ayrılığa dayalı davası şartları oluşmadığından reddine, kadının birleşen nafaka davasının kabulüne, kadın için 1.750,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk reşit olduğundan iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin sürede talep etmediği maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın için 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2021 tarihli kararına karşı erkek tarafından birleşen boşanma davasının reddi, tedbir nafakası davasında ve boşanma davasında hükmedilen nafakalar, tazminatlar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, boşanma davasında ve tedbir nafaka davasında hükmedilen tedbir nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarına yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz 23.12.2021 tarihli ilamı ile; erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereği açtığı dava şartlarının oluştuğundan bahisle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasına dayalı boşanma davasının da kabulü gerekirken reddi doğru görülmeyerek hükmün bozulmasına ve bozma sebebine göre ... erkeğin asıl boşanma davası hakkında da yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden, tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince 21.04.2022 tarihinde verilen kararı ile; erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Nazlı reşit olduğu için konusu kalmayan iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin süresinde talep etmediği manevî tazminat ve boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı süresi içinde erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve vekâlet ücreti yönünden, kadın tarafından ise kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen asıl ve birleşen boşanma davaları, tazminatların miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemiz 03.10.2022 tarihli ilamı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair hususlardaki temyiz itirazlarının reddine, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince 22.12.2022 tarih ve 2022/1824 Esas, 2022/2021 Karar sayılı kararı ile; kesinleşen konularda tekrar karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı süresi içinde erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve vekâlet ücreti yönünden, kadın tarafından ise maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur..

2.Dairemizin 06.06.2023 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup, bozma ilâmının amacına uygun bulunmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın vekilinin istinaf aşamasındaki daha fazla tazminata hükmedilmesine ilişkin dilekçesine 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesi gereğince itibar edilmediği, bozma ilamı gereğince zorunlu açılan ve alt derece hüküm mahkemesi sıfatıyla yapılan duruşma nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı gerekçesiyle kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat bakımından karar hatalı olduğundan kararın bu yönleriyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; TL'nin aşırı değer kaybı, alım gücünün hızla düşmesi gözetilerek talepleri doğrultusunda 600.000,00 TL maddî ve 600.000,00 TL manevî tazminata karara verilmesi gerektiği ileri sürülerek tazminatların miktarları yönleriyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, özellikle kadının tazminat taleplerinin tam kabul edildiği anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.