"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/111 E., 2023/1983 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/631 E., 2022/1141 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından adli yardımlı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı erkek tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ortak çocuğa hakaret ettiğini, kendisine ve ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, akrabalarına hakaret ettiğini, kendisine küfür ve hakaret ettiğini, kendisini tehdit ettiğini, erkeğin, kadının babası adına kayıtlı olan ortak konutun ipotek gösterilmesi için baskı uygulayarak ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konutun anahtarlarını değiştirerek duygusal şiddet uyguladığını belirterek, tarafların boşanmalarına, 6284 sayılı Kanun gereği koruma tedbiri ve ortak konutun kadına tahsisine karar verilmesine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, erkeğin babasının 10.08.2021 tarihinde vefat ettiğinden psikolojisi bozuk iken oğlu ile tartışma yaşadığını, akabinde oğlunun evi terk ettiğini, oğlunun eve döndüğünde el kol hareketleri yapması üzerine tartıştıklarını ve oğlunu omuzlarından bir kere ittiğini, kadın araya girmeye çalışırken kadınla tartışma yaşadıklarını, ertesi gün kadının erkek kardeşi ...'i arayarak kendisinin ve çocukların eşyalarını toplayıp evi terk ettiğini, kadını eve dönmesi için kadının ailesinin evine gittiğinde ...'in erkeği darp ettiğini ve erkeğe hakaret ettiğini, ortak konut ile ilgili ipotek tahsisi iddiasının doğru olmadığını, kendi adına kredi çıkmaması üzerine kayınpederi adına kredi çekilerek taksitlerin kendisi tarafından ödendiğini, eşine ve çocuklara karşı kendisinin hiçbir zaman şiddet uygulamadığını, ortak konutun kapı kilidini değiştirmediğini, hatta eşine hediye göndererek defalarca eve dönmesi için çabaldığını, kadının tam kusurlu olduğunu belirterek boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ve hakaret ettiği bu hususta Kilis 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/477 Esas ve 2022/412 Karar sayılı ilamı ile ceza aldığı ve kesinleştiği, erkeğin ortak çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin fiili ayrılık döneminde ortak konutun anahtarlarını değiştirdiği, erkeğin bir kısım tanıklarının sözlerinin duyumu aktarım niteliğinde olup, bir kısmı ise birlikte yaşamaya devam edilmiş olması sebebi ile af kapsamında değerlendirilmesi gereken olaylara ilişkin olduğu, kaldı ki erkeğin cevap dilekçesinde eve dönmesi için kadını ve çocukları ikna etmeye çalıştığını ve evlilik yıl dönümünde çiçek gönderdiğini beyan ettiği kabul edilerek evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun davacı kadına ise atfedilebilecek bir kusur olmadığı anlaşılmakla kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyet hakkının davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ... karar tarihi itibarıyla ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk için aylık 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olması nedeniyle davanın, kadın lehine hükmedilen tazminatların, nafakaların reddedilmesi gerektiğini, tazminatlar ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile boşanma, kusur belirlemesi, davacı yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ve nafaka ile miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, boşanma, kusur belirlemesi, davacı yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat, nafaka ile miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ortak çocuk ...'in inceleme tarihi itibarıyla ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.