Logo

2. Hukuk Dairesi2024/504 E. 2024/8719 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası, tazminatlar ve kişisel ilişki düzenlemesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1497 E., 2023/2519 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/343 E., 2023/665 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin asıl ve kadının karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının birleşen nafaka davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeğe küfürlü konuşmayı alışkanlık haline getirdiğini, hakaret ettiğini, aralarında geçen en küçük problemi bile annesine aktardığını, annesinin de erkeği tehdit ettiğini, asılsız suçlamalar ile şikayette bulunduğunu, erkeğin boşanma kararı almasıyla kadının erkeğin amirini arayarak zor durumda bıraktığını, kadının çalışıyor olmasına rağmen erkekten sürekli para istediğini ancak evin hiçbir masrafına katılmadığını, erkek bazen para veremediğinde kadın ve annesinin erkeği rezil etmekle tehdit ettiğini, erkeğin kanser hastası babasını tedaviye götürmesini istemediğini, erkeğe sürekli olarak anne, baba ve kardeşini kötülediğini ve hakaret ettiğini, erkek evden ayrılırken kadının annesinin hakaretler ederek mesleğinden attırmakla tehdit ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin evliliğin başından beri 3 kez evi terk ettiğini, kadının bu terk etme durumunu annesi ile paylaştığını, annesinin aralarını düzeltme çabasına karşılık hakaret ettiğini, her sorunda kadının kardeşlerinin adli sicilleriyle ilgili başa kakıcı bir takım sözler ve hakaretler ettiğini, alkol kullandığını, kadına hakaretler edip fiziksel şiddet uyguladığını, 2018 yılında evi terk ederek boşanma davası açtığını, sonra kendiliğinden eve geri döndüğünü, 2019 yılı Şubat ayında 7 aylık hamileyken fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, ailesine durumu söyleyince ailesinin kadına hakaret ettiğini, erkeğin bu olaydan sonra yine evi terk ettiğini, bu arada arkadaşlarıyla gittiği gazino çıkışında darp edildiğini, 2019 yılı Mayıs ayında barıştıklarını, Ağustos ayında ailesinin dolduruşuyla kadına hakaretler ettiğini, evi terk ettiğini, aralamalarına cevap vermediğini, kadının annesini de telefonda terslediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, aylık 1.500,00 TLyoksulluk nafakasına,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde; en son kadını ve çocuğu Kurban Bayramında ailesinin yanına gönderdiğini, erkeğin de geleceğini söylediğini ancak sonra mesaj yazarak gelmeyeceğini söylediğini, bunun üzerine kadının ortak eve döndüğünü ve erkeğin eşyalarını alarak evi terk ettiğini gördüğünü, ortak çocuğun 3 aylık olduğunu, evin ve çocuğun masrafları olduğunu belirterek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 1.500,00 TL, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2022 tarihli, 2019/7 Esas, 2022/78 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğe hakaret ettiği, erkeği tehdit ettiği, işiyle ilgili tehditte bulunduğu; erkeğin ise evi terk ettiği, evin, kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının düzenli gelirinin bulunması nedeniyle yoksulluk talebinin reddi gerektiği, birleşen davada kadının gelirinin bulunması nedeniyle talebinin reddi ile çocuk bakımından birleşen davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasına, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kabulü ile ortak çocuk yararına tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, birleşen davada kadının nafaka talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-davalı erkek vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden,; davalı-davacı kadın vekili kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, yatılı kişisel ilişki kurulması yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2023 tarihli, 2022/997 Esas, 2023/355 Karar sayılı kararı ile karşı dava işlemden kaldırıldıktan sonra yenileme harcı yatırılmadan yargılamaya devam edilip karar verildiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aynı kusur gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.00,00 TL'ye çıkarılmasına, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kabulü ile ortak çocuk yararına tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, birleşen davada kadının nafaka talebinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarının artırılması, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, yatılı kişisel ilişki kurulması yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların sabit olduğu ancak bu kusurlara ek olarak, erkeğin sürekli evden gideceğini belirttiğinin, eşine hakaret ettiğini, sürekli alkol kullandığının; kadının ise aile sırlarını başkalarına anlattığının, erkeğin maaşıyla ilgili sürekli hesap sorduğunun, annesinin evliliğe müdahalesine sebebiyet verdiğinin de sabit olduğu, bu kusurların da taraflara yüklenmesi gerektiği, tarafların yine eşit kusurlu olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine, kadının ise kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin birleşen davada hükmedilen nafakaya ilişkin istinaf talebinin kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, iştirak nafakasının miktarının erkeğin ekonomik durumu değerlendirilmeden artırıldığını belirterek kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin kusurlu olduğunu, alkol problemi ve şiddet içeren davranışları nedeniyle baba ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğunu, kadının aldığı ücretin kadını yoksulluktan kurtarmayacağını, erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, yatılı kişisel ilişki kurulmasıyönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası, tazminatlar, kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.