Logo

2. Hukuk Dairesi2024/520 E. 2024/2215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anaanne ile torunu arasında kurulan kişisel ilişkinin kapsamının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin anaanne ile torun arasındaki kişisel ilişki tesisi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1005 E., 2023/1357 K.

DAVA TARİHİ : 22.08.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/615 E., 2023/225 K.

Taraflar arasındaki torunla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı baba vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı anaanne dava dilekçesinde özetle; kızının 17.03.2019 tarihinde vefat ettiğini, torunu ile kişisel ilişki kurulması için dava açtığını, dava sonucunda " her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cumartesi günü sabah saat 10:00'dan başlayıp akşam saat 18:00' a kadar, her Ramazan ve Kurban Bayramının 2.günü sabah saat 10:00'dan akşam 18:00'a kadar" kişisel ilişki tesisine karar verildiğini, davalının merhum kızını darp ettiğini ve ceza yargılamasının devam ettiğini, bu yüzden torunu ile görüşmesine engel olunduğunu, müvekkiline tanınan kişisel ilişki tesisi hakkı küçük çocukla doyum sağlayacak düzeyde olmadığından yeterince tanıma, birlikte zaman geçirme durumu söz konusu olamayacağını, müvekkilinin tek kaygısının kendisine ayrılan zamanı torunuyla en güzel şekilde değerlendirmek olduğunu iddia ederek; müvekkili ile torunu arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili, yaz tatili, yılbaşı tatili, anneler gününde yatılı olacak şekilde genişletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı baba cevap dilekçesinde özetle; anaanne ile küçük Elif arasında daha önce mahkeme kararı ile kişisel ilişkinin tesis edildiğini, karardaki şartların değişmesini gerektirecek yeni bir gelişmenin yaşanmadığını, her hangi bir değişiklik olmadığını, davacı alışkanlık haline getirdiği üzere müvekkile karşı gerek dava açmak suretiyle gerekse de şikayette bulunmak suretiyle huzur ve sükununu bozduğunu, müvekkilinin eşinin ölümünün sebebi olarak müvekkilini ve müvekkilinin ailesini suçladığını, davacının müvekkiline ve ailesine karşı kin ve nefret beslediğini, kin ve nefreti dava konusu çocuk üzerinde sürdürdüğünü, davacının müvekkili ile aynı şehirde yaşamadığını, 4-5 yaşındaki bir çocuğun yatılı olacak şekilde kendisinde kalmasını istemesi bile tek başına çocuğun menfaatini düşünülmediğini kişisel hırslarla hareket edildiğini ortaya koyduğunu, davacı yanın gerçeğe dayanmayan iddiaları ile gerek küçüğün yaşı gerekse davacını ikametgahı ile davalının ikametgahının farklı olması hususu da dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı anneanne ile torunu küçük arasındaki aile bağlarını güçlendirmek ve geliştirmek, torun sevgisinin tatminine elverişli olacak yeterlilikte kişisel ilişki kurulması gerektiği, dosya kapsamındaki belgelerle tanzim ettirilen sosyal inceleme raporlarında davacı ile küçük arasında uzun süreli kişisel ilişki kurulmasının çocuğun psikolojik, fiziksel ve bilişsel gelişiminin olumsuz etkilemeyeceğinin ve davacı anaannenin ikamet ettiği evin uzun süreli kişisel ilişki tesisine elverişli olduğu, önceki mahkeme kararı üzerinden 2 seneden fazla süre geçtiği de gözetildiğinde söz konusu kişisel ilişki kararının genişletilmesi gerektiği, ancak ortak çocuğun eğitim hayatı ve davacı anaanne ile küçüğün ayrı illerde ikamet ettikleri de gözetildiğinde, hafta sonu günlerinde kişisel ilişkinin yatılı olarak düzenlenmesinin küçüğün yüksek yararına olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, "her ayın l. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00-18:00 arasında, her yıl Ramazan Bayramının 2. günü saat 10:00-18:00 arasında, her yıl Kurban Bayramının 2. günü saat 10:00-18:00 arasında, yarıyıl tatilinin (sömestr) 3. günü saat 10.00 ile takip eden 10. günü saat 18.00 arasında, her yıl 1 Ağustos günü saat 10:00 ile 10 Ağustos günü saat 18:00 arasında, her yıl anneler gününde saat 10.00 ile 18.00 saatleri arasında, sonu çift rakam ile biten yıllarda, yılbaşı tarihlerinde saat 10.00 ile 18.00 arasında" kişisel ilişki tesisine , her iki taraf yararına ayrı ayrı vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı baba vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı baba vekili istinaf dilekçesinde özetle, yatılı şekilde kişisel ilişki kararı verilmesinin küçüğün üstün menfaatine aykırılık teşkil ettiğini, Elif Nur'un anneannesinin yanında her geldiğinde içine kapanık agresif tavırlar sergilediğini, yatılı ilişki tesis edilmesi çocuğun psikolojik açıdan kötü olarak etkilenmesine neden olacağını, yaşı itibarıyla babasından ayrılmaması gerektiğini belirterek, davanın reddine aksi halde küçük ile davacı arasındaki kişisel ilişkinin küçüğün menfaatine uygun olarak yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesisinin düzenlenmesine, mümkün olmaması halinde gerekli inceleme ve araştıra yapılması ve yeniden karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın tümü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kurulan kişisel ilişkinin kapsamı açısından küçüğün yaşı, davacının anneanne oluşu ve önceki karar üzerinden geçen kısa süre dikkate alındığında velâyet hakkı kendisinde olan taraf aleyhine olacak şekilde kurulduğu gerekçesi ile; davalı baba vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bendinin kaldırılmasına ve anneanne ile daha önce kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak velâyet hakkı babada bulunan küçük Elif Nur ile anaanne arasında " her ayın birinci Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan aynı gün saat 17.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00’dan 7 Temmuz saat 17.00’ye kadar yanlarına almak, görmek, gözetmek suretiyle kişisel ilişki tesisine" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı baba vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı baba vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve istinaf kanun yolu itirazlarını aynen tekrar ederek, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, anaanne ile Elifnur arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı baba vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.