Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5216 E. 2024/6731 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/610 E., 2024/933 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer oladığına, kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin evliliğin başından bu yana müvekkiline kötü davrandığını, müvekkiline sürekli hakaretler edip onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, müvekkilini evden kovmakla tehdit ettiğini, müvekkiline fiziki şiddet uyguladığını, evliliğin kendine yüklediği hiç bir görevi yerine getirmediğini, evinin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi eşi ve çocuğu ile kişisel ilişki bile kurmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalı kadının evliliğin maddî ve manevî sorumluluklarını hiç bir zaman hakkıyla ifa edemediğini, kadının psikolojik sorunlarının olduğunu, kadının aile bireylerinin müvekkiline saldırdığını, evi basıp kadını götürdüklerini, çocuk üzerinde baskı kurmaya ve babadan uzak tutmaya çalıştığını, çocuğun zihninde kötü bir baba profili yarattığını, eş ve anne olarak sorumluluklarını ihmal ettiğini; müvekkilinin küçük bir esnaf olup kriz sebebiyle işlerinin oldukça sekteye uğradığını, eşinin ve çocuğunun ihtiyaçlarının karşılanması için zaman zaman borç altına girdiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.12.2020 tarihli ve 2019/618 Esas, 2020/763 Karar sayılı kararıyla; tarafların Suriye ülkesi doğumlu oldukları ve savaş sebebiyle ülkemize gelerek daha sonra Türk vatandaşlığını kazandıkları, erkeğin telefoncu dükkanı işlettiği, kadının ise bir dönem öğretmen olarak çalıştığı halen ev hanımı olduğu,evlilik sonrası tarafların bir dönem davacı kadının ailesi ile yaşadıkları, daha sonra erkeğin ailesi ile yaşadıkları, kısa bir süre de bağımsız evde yaşadıkları, dosya içeriğine göre erkeğin ailesinin gelirlerinin olmadığı ve ailesinin oturduğu evin kirasını erkeğin ödediği, erkeğin çift kira ödememek ve ekonomik gerekçelerle ailesi ile oturmak istediği, kadının ise bağımsız evde yaşama yanlısı olduğu, çekirdek ailenin bağımsız evde yaşaması ana kural olup bağımsız ev temin etme sorumluluğunun erkeğe ait olduğu, tarafların erkeğin ailesi ile yaşadıkları dönemde erkeğin annesinin baskın kişiliği sebebiyle kadın ve erkeğin annesinin problem yaşadıkları, erkeğin gerekli çözümü ortaya koyamadığı, tarafların bağımsız evde yaşadığı dönemde de kadın ve erkeğin annesi arasında yaşanan problemlerin devam ettiği, tarafların ailelerinin evliliğe fazlasıyla müdahaleci olduğu, taraflar ve diğer tarafın aile bireyleri arasında hakaret ve şiddet boyutuna varan olaylar yaşandığı, kadının özel hastanede doğum yaptığı ve dosya içeriğine göre özel hastane masrafının kadın tarafından ödendiği; kadının devlet hastanesi yerine özel hastanede doğum yapması ve erkeğin de hastane masrafını ödememesi sebebiyle taraflar arasında tartışma ve huzursuzluk yaşandığı, bu konunun taraflar arasındaki dosyaya tercümesi sunulan yazışmalara yansıdığı, kadına vefat eden babasından bir miktar para kaldığı ve erkeğin, kadının ev ekonomisine katkı sunmadığından şikayetçi olduğu, erkeğin annesinin anlatımına göre kadının çıkan tartışma sırasında erkeğe tabak fırlattığı; tanıkların duyuma ve tarafların aktarmasına dayalı beyanlarının hükme esas alınamayacağı, kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan mesaj ekran görüntülerinde erkeğin kadını tehdit ettiği, tabanca almaktan bahsettiği ve başka birisiyle evleneceğini söylediği, sunulan ekran görüntülerinden tam olarak hangi tarihte yazıldığı anlaşılamamakla birlikte yazışmalarda taraflar arasındaki boşanma davasından bahsedildiğinden davadan sonraki yazışmalar olduğu kanaatine varıldığı ve bu eylemlerin kusur değerlendirmesinde dikkate alınamayacağı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların fiili ayrılıktan bu yana anne yanında yaşıyor olmaları, yaşları, boşanma gerekçesi ve uzman raporu dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının vefat eden babasında kalan bir miktar gelirinin olduğu, bu gelirin erkeğin gelirine yakın olduğu belirtilerek kadın yararına hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 06.03.2020 tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, erkeğe yüklenen ve sübuta erdiği kabul edilen eylem ve davranışların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, tarafların yakınları tarafından gerçekleştirilen şiddet yada hakaret eyleminden tarafların sorumlu tutulamayacağı belirtilerek kadının manevî tazminat talebinin reddine, ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminatın ve çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakasının miktarları, reddedilen manevî tazminat ve nafaka talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, maddî tazminat, nafakalar, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2022 tarihli ve 2021/388 Esas, 2022/2177 Karar sayılı kararıyla; erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî sorumlulukları tam olarak yerine getirmediği, sorumlulukları yerine getirmemek kastı ile evden ayrıldığı, taraflar arasında yaşanan bu olumsuz olaylar nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, davacı-karşı davalı kadına yüklenecek bir kusurun olmadığı, İlk Derece Mahkemesince usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen vakıalardan kadının sorumlu tutulmasının toplanan delillere usul ve kanuna aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince "erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî sorumlulukları tam olarak yerine getirmediği, sorumlulukları yerine getirmeme kastı ile evden ayrıldığı" vakıaları dışında taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen vakıalardan tarafların sorumlu tutularak taraflara kusur yüklenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, belirlenen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek bir kusurun olmadığı, kadının vakıa ve kendisine yüklenen kusur yönünden, erkeğin kendisine kusur olarak yüklenen vakıa yönünden istinaf başvurularında haklı oldukları anlaşıldığından davacı-karşı davalı kadının ve davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurularının kabulüne, erkeğe yüklenen bu vakıa dışındaki tüm vakıaların gerekçeli karardan çıkarılmasına; tarafların ekonomik-sosyal durumları, gelir seviyeleri yaşantıları boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumu dikkate alındığında boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı elde eden kadın lehine uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerektiği, davacı-karşı davalı kadının çalışmadığı, sabit gelirinin mal varlığının olmadığı, boşanma ile yoksul duruma düşeceği dikkate alındığında, kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği anlaşıldığından kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 04.05.2023 tarihli ve 2022/11057 Esas, 2023/2210 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ilişkin yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminatın ve çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakasının miktarları, reddedilen manevî tazminat ve nafaka talepleri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, maddî tazminat, nafakalar, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile velâyet yönünden istinaf edilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde erkeğin karşı davasının kabulünün de istinaf edildiği, ne var ki kadın vekilinin bu talebinin Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi dışında bırakılarak incelenmediği, istinaf sınırlamasının "Kusur belirlemesi, maddî tazminatın ve çocuklar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakasının miktarları, reddedilen manevî tazminat ve nafaka talepleri" olarak belirlendiği, tarafların kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların diger istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-karşı davalı kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istinaf sınırlamasının hatalı yapılması ve bu hatalı sınırlandırmaya göre kadının erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf talebinin incelenmemesi usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 27.09.2023 tarihli ve 2023/1359 Esas, 2023/1273 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı erkeğin; evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî sorumlulukları tam olarak yerine getirmediği, sorumlulukları yerine getirmemek kastı ile evden ayrıldığı, taraflar arasında yaşanan bu olumsuz olaylar nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu bu davranışları ile temelinden sarsıldığı, davacı-karşı davalı kadına yüklenecek bir kusurun olmadığı, İlk Derece Mahkemesince usulüne uygun olarak taraflarca ileri sürülmeyen vakıalardan kadının sorumlu tutulmasının toplanan delillere usul ve kanuna aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince "erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklediği maddî sorumlulukları tam olarak yerine getirmediği, sorumlulukları yerine getirmeme kastı ile evden ayrıldığı" vakıaları dışında taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen vakıalardan davalı-karşı davacı erkeğinde sorumlu tutularak erkeğe kusur yüklenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, belirlenen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı olduğu, tarafların ekonomik-sosyal durumları, gelir seviyeleri yaşantıları boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumu dikkate alındığında; boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı elde eden kadın lehine yargılama süresince uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerektiği, davacı-karşı davalı kadının çalışmadığı, sabit gelirinin mal varlığının olmadığı, boşanma ile yoksul duruma düşeceği dikkate alındığında, kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası verilmesi gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin kusur belirlemesine, kadın vekilinin erkeğin davasının kabulüne, tedbir ve yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin ortadan kaldırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren 750,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, boşanmaya neden olan olayda davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu, davacı-karşı davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine, davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı boşanma davasının reddine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri, vekâlet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, maddî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile velâyet yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

3.Dairenin 26.12.2023 tarihli ve 2023/8890 Esas, 2023/6518 Karar sayılı kararıyla; toplanan delillerden boşanmaya sebebiyet veren olaylarda Bölge Adliye Mahkemesinin de kabul olduğu üzere erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ne var ki kadının boşanma davasında kurulan boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleştiği, erkeğin boşanma davasının bu nedenle konusuz kaldığı, erkeğin boşanma davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiği, hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi ve erkeğin davasına yönelik yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hakkında da hüküm kurulmamasının doğru görülmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönlerinden bozulmasına, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

C.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ekonomik sosyal durumları, gelir seviyeleri, yaşantıları, evlilikte geçen süre, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumu, bozma ilamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak; davacı-karşı davalı kadın yararına 80.000,00 TL maddî tazminat, kadın tarafından açılan boşanma davası yönünden tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm usulen kesinleştiğinden, erkek tarafından açılan boşanma davasının konusunun kalmadığı, konusu kalmayan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek kusur durumu bu yönde kesinleştiğinden, erkek tarafından açılan boşanma davasında yargılama harç ve giderlerinden erkeğin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurunun bulunmadığı, kadın yararına maddî tazminat takdir edilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının hakkaniyete, bozmanın amacına ve dosya kapsamına göre uygun olup olmadığı, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.