Logo

2. Hukuk Dairesi2024/5264 E. 2024/6307 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, bozma kararına uyularak yaptığı araştırma ve değerlendirme sonucunda, kadının çalışıyor olmasına rağmen gelirinin yoksulluktan kurtulmaya yeterli olmadığı ve erkeğin de yeterli gelire sahip olduğu tespit edilerek yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu gerekçesiyle hükmedilen yoksulluk nafakasının uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2272 E., 2024/1031 K.

KARAR : Bozma sonrası kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dilekçesinde özetle; davalının öfke kontrol problemi olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, eşyalara zarar verdiğini, kovduğunu, davacıyı kendi ailesine karşı koruyup gözetmediğini, davalının bu süreçte kendi adına olan elektrik, su aboneliklerini iptal ettirdiğini, güven sarsıcı davranışlarının olduğunu belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına aylık 500,00 TL

tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının ailesiyle görüşmediğini, 24.08.2019 tarihinde de davalının evden ayrılmasından sonra düşmüş olabileceğini, ertesi gün davalının ailesinin Bitlis'den görüşmek için geldiklerinde tartışma çıktığını, davalının annesine hakaretler sarf ederek yakasına yapıştıklarını ve ses kaydı almaya çalıştıklarını, evden kovulduklarını, sonrasında davacının kardeşinin davalıya tehdit ve hakaret içerikli mesajlar attığı gibi bir keresinde çocuğu göstermek bahanesiyle çağırıp darp ve tehdit edip kovaladıklarını, davacının aşırı derecede kıskanç olduğunu, ortak çocuğu göstermediğini, davacının davalıdan habersiz cep telefonu numarasını değiştirdiğini, bilgisi ve rızası dışında bakkala borç yaptığını, davalının haberi olmaksızın cüzdanından para aldığını davalının ise eşini ve çocuğunu sevdiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlelenen davacı tanığının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, davacıdan duyduklarını aktarmış olup bu beyanlara itibar edilemeyeceğinden ispatlanamayan boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı; dvacı kadın vekili istinaf dilekçesinde erkeğin kusurlarının ispatlandığı gerekçesi ile tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin 24.08.2019 tarihinde eşine şiddet uyguladığı ve "çocuğunu da alarak s...ol git babanın evine" diyerek hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğu, davacı kadın boşanma davası açmakta haklı olup, kadının boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken reddi yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm tesisine, davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ... 27.02.2015 doğumlu olup, tarafların ayrı yaşamaya başladığı tarihten itibaren davacı anne yanında yaşadığı anlaşılmış, annenin velâyet görevini yerine getirmediğine ilişkin bir delil mevcut olmadığı gerekçesiyle sosyal inceleme raporlarındaki tespitler, ortak çocuğun yaşı ve alıştığı ortam gözetilerek ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yoksulluk nafakası verilme koşulları oluştuğu gerekçesi ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesi ile kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 20.06.2023 tarihli ilamı ile, davacı kadının çalıştığı, 2100,00 TL ücret aldığı, davacı kadının en son çalıştığı iş yerinden 04.06.2022 tarihinde işine son verildiği (kod 22); davalı erkeğin de BİM markette markette çalıştığı, kadın açısından 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiğini belirterek kadının halen çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise aylık geliri ve bu gelirin kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı ve davalı erkeğin gelirine denk olup olmadığının araştırılması gerektiği buna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla; davacı kadının çalıştığı ancak elde ettiği ücretin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, davalı erkeğin ise BİM birleşik mağazaları A.Ş de çalıştığı asgari ücretin üzerinde maaş aldığı, davacı kadın açsından 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile boşanma kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair yönlerden verilen hüküm temyiz incelemesi neticesinde kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.