Logo

2. Hukuk Dairesi2024/527 E. 2024/8543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet/ev eşyası alacaklarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki kusur durumunun ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1684 E., 2023/1555 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/95 E., 2021/269 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ev eşyası ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, ev eşyası ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, eşyaların aynen iadesine aksi takdirde bedelinin iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen aksi takdirde nakden iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı - karşı davalı tarafça iddia olunan hususlardan, kadının bir başka erkeğe "aşkım, sevgilim" gibi mesajlar çektiği, bekar ve özgür bir kadın gibi davrandığı, müşterek konuta hiç misafir kabul etmediği hususlarının, davalı - karşı davacı tarafça iddia edilen hususlardan ise erkeğin kendisine "çok kilolusun, yaşlandın, çirkinsin" gibi cümleler sarf ettiği, başka kadınlarla ilişki kurduğu, ortak çocuğun bursuna bile el koymak sureti ile kendilerine ekonomik şiddet uyguladığı hususlarının ispatlanmış sayıldığı, kadın tarafından her ne kadar telefon görüşmelerinin iş gereği yapıldığı iddia edilmiş ise de, görüşmelerin sıklığı ve geç saatlerde dahi bir çok görüşmenin gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında kadının bu yöndeki beyanına Mahkememizce itibar edilmediği, yine tanık anlatımlarının da kadının başka erkekle uygunsuz şekilde mesajlaştığı, erkeğin ise başka kadınlarla evlilik dışı gönül ilişkisi yaşadığı yönündeki iddiaları doğrular nitelikte olması karşısında, evlilik birliğinin bu noktaya gelmesinde kadın ve erkeğin eşit kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların eşit kusurlu oldukları nazara alınarak tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekli görüldüğü, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu, somut olayda erkek ev eşyalarının tümünün kendisince yenilendiğini, ancak kadın uhdesinde kaldığını, kadın ise ziynet eşyasının erkek tarafından ev alınacağı bahanesi ile elinden alındığı ve iade edilmediğini ileri sürdüğü, kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların ev almak için ödünç olarak kendisinden alındığını, evden ayrılırken yanında götürmediğini, erkek ise ev eşyalarının tüm alım ücretinin kendisi tarafından ödendiğini ispat yükü altında olup, dinlenen tanıkların ziynetlerin ve ev eşyalarının akıbetine ilişkin olarak görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını beyan etmeleri ve erkeğin de ev eşyalarını kendisinin aldığına dair dosyaya delil olmak üzere herhangi bir delil ibraz etmemesi, yemin deliline dayanan kadının karşı tarafa yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan etmeleri karşısında, erkeğin ev eşyalarına ilişkin olarak, kadının ise ziynetlere ilişkin olarak açtıkları davalarını kanıtlayamamaları sebebiyle ziynet iadesi ve eşya iadesi yönünde açılan davaların ayrı ayrı reddi yönünde karar verildiği gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı karşı davalı ve davalı karşı davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin eşit kusurlu olmaları nedeniyle ayrı ayrı reddine, davacı karşı davalının eşya iadesi, olmadığı takdirde eşyaların bedelinin yasal faizi ile tahsiline ilişkin olarak açtığı davasının reddine, davalı karşı davacının ziynet iadesi, olmadığı takdirde ziynetlerin bedelinin yasal faizi ile tahsiline ilişkin olarak açtığı davanın reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, eşya alacağı talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, kadının reddedilen tazminat ve ziynet eşyası talepleri, iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin tazminat talepleri ve diğer tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesi ile ev eşyaları talebinin reddi, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, iştirak nafakasının miktarı, ziynet eşyası talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin tazminat talebinin ve ev eşyası talebinin reddinin, kadının ziynet eşyası talebinin reddinin, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.